16. Duruşma Günü Tutanağı– 26 Haziran 2013

1

Duruşma gününün konusu Mundlos, Böhnhardt ve Zschäpe’nin Zwickau’da’ki Frühlingstraße’de  birlikte kaldıkları son evdi. Binanın o zamanki yöneticisi E. ve ustaları P. ve K.’nin sorguları hem NSU’nun olası üyelerini ve rollerini tespit etmeye yarayacak hem de 4.11.2011’deki kundaklamadan kimin tesadüfi ya da kasıtlı olarak zarar gördüğü sorusunun açıklığa kavuşmasına yardımcı olacaktı.

[deutsch]

Tanık masası bugün hakim bankının orta tarafına çekildi. Avukat Klemke ve Schneiders Holger G. ve Carsten G.’nin sorgulamaları esnasında oturdukları yere oturdukar. Wohlleben bu yüzden Carsten S.’e daha yakın oturdu.

09:50’de mahkemeye heyeti salona girdi. Beate Zschäpe’nin avukatı Sturm yine orada yoktu. Carsten S.’in avukatı Pausch’u temsilen bugün avukat Potzler salondaydı.

Mahkeme heyeti başkanı hakim Götzl, Zwickau Frühlingstraße’deki yangınla ilgili söz alması planlanan ilk tanığın henüz orada olmadığını, bu yüzden ikinci tanıkla başlayacaklarını duyurdu. Bu kişi Frühlingstraße  26 numaradaki binanın o zamanki yöneticisi Bay E. idi.

Oturma düzeniyle ilgili kısa bir anlaşmazlığın ardından Götzl şahitlere öncelikle binayla ilgili genel sorular sordu. E. binanın daha sonraki sahibi olan Vietnam kökenli bir manavın binayı 2011 Haziran ayında satın alıp 1 Eylül 2011’de teslim aldığını söyledi. E. ve firması bunun ardından bina yönetimini üstlenmiş ve bunu kiracılara bildirmişlerdi. S: Bize göre dört kiracı vardı. Biri daha sonra havaya uçan bu daireyi alan Bay Dienelt idi. Kira sözleşmesine göre kiracımız oydu.” Bunun dışında komşu evde üç kiracı daha vardı. Boş duran evler tamamlanarak kiralama oranının arttırılması düşünülüyordu. 2011 Eylül ayının başlarında eski yönetici Bay F. ondan “neredeyse özür dileyerek”, “Dienelt’in” mutfağın zeminindeki bir eksikliği göstermiş olduğunu söylemişti.. Bunun üzerine bir cep telefonu numarasını  aramış ve bay Dienelt olduğunu düşündüğü biriyle görüşmüştü. Sonra zemini birlikte incelemişlerdi. Ama gerçek bir hata sözkonusu değildi, sadece hafif bir çökme vardı. “Adamın bizi tanımak istediğini” düşündük dedi. Daha sonra ev sahibiyle birlikte evde bir görüşme daha gerçekleşmişti. “Dienelt”e orada sadece bir tanıdığının bulunabileceği bildirilmişti. Bunun üzerine Zschäpe ile, „bugün bildiğimiz üzere”, zararı incelemişlerdi. Pek fazla konuşulmamıştı, kadının orada sürekli oturup oturmadığını anlamamışlardı. Evle tek temasları bu olmuştu E.’ye göre. Haftada mutlaka iki ya da üç kez orada olmasına rağmen kimseye rastlamıyordu. Çalıştığı bina yönetiminde kimlik ve gelir belgesi talep edilmesi de normaldi. F. ona “kiracının evi kendi parasıyla inşa ettirdiğini” söylemişti. Bu insanların bazen biraz tuhaf olduklarını, şaşırmaması gerektiğini söylemişti. Eylül ayındaki ilk kjra eski ev sahibinden gelmişti. 28 Eylül 2011’de “Matthias Dienelt adına Lisa Dienelt” ismi altında 740 Euroluk (500 Euro yan gidersiz kira bedeli artı yan giderler) bir para transferi gerçekleşmişti. 25 Ekim 2011’de de bu sefer Lisa Pohl Dienelt’in kirası “şeklinde Zwickau’daki bir Sparkasse’den 740 Euroluk bir ödeme gerçeklemişti.

Daha sonra kimin hangi görüşmede evin mutfağında olduğu konuşuldu. G.’ye göre görüşmelerden birinde ev sahibi de oradaydı, çünkü ona gerektiği takdirde ne önclemler alınacağı söylenmeliydi. Bunun yanında başka bir toplantıda binada usta olarak çalışan şahit P. de bulunmuştu. E. Götzl’ün daha sonraki bir sorusu üzerine bir görüşmede muhtemelen hem ev sahibi hem de P.’nin  hazır bulunduğunu söyledi. Ama ilk göüşmede Dienelt olduğunu düşündüğü adamın ve ikincide de kadının bulunduğuna emindi. Bu görüşmelerde hep koridor ve mutfakta bulunmuştu, diğer odalarda değil. Bu görüşmelerin 2011 Eylül ayında gerçekleştiğine emindi ama aralarında iki hafta süre olabilirdi.

İkinci görüşme zaten bildikleri cep telefonu numarasından ayarlanmıştı. E. kadının tavrı hakkında şunları dedi: “Evet, çok normaldi. Çok konuştuğumuzu sanmıyorum.” Onun fikrini almak için bir sebep olmamıştı. Bunun bir sebebi de o zamanki bakış açısından belki de yakınlarda oturan ve zamanı olan bir tanıdığın söz konusu olduğunu sanmasıydı. E., Frühlingstraße’deki ziyaretlerinde binada kimseye rastlamamıştı. Sonra sıra yapı önlemlerine geldi. E. kendinden sonra gelecek şahit P.’nin evleri kiralanabilir bir duruma getirmesi gerektiğini söyledi. P. inşaat yerinde başka çalışanları görevlendirmişti , ama E.’nin bu konu hakkında bir bilgisi yoktu. Isıtma ve elektrik çalışmalarını başka firmalar üstlenmişti. Evle henüz ilgilenen kimse olmadığından üzerlerinde zaman baskısı yoktu. Bu yüzden aralıksız çalışılmamıştu. Çalışmalara muhtemelen Eylül ayındaki mülk tesliminden önce başlanmıştı.

Ardından E.’nin başkalarından duyduğu iki duruma geldi konu. Biri kilerdeki bir durumdu. E. kilerin çer çöple dolu olduğunu ama bir kiler odasının pırıl pırıl çelik kapılara sahip olduğunu söyledi. Bu kilere bir anlam verememişti. Sonra “bugün düşününce belki biraz üstünkörü” şekilde şahit P. ile konuşmuştu: “Eğer bilmiyorsak, (…) bir açalım bari.”

Ortalıkta konuşulanlardan P.’nin yardım etmek isterken ev sahibi için kileri boşaltan Bay B. ve Zschäpe ile görüşmüş olduğunu biliyordu. Zschäpe kilerin kendi kileri olduğunu söylemişti ve bu doğruydu o zaman. İkinci durum B.’nin ev sahibinden aldığı talimata göre arazideki ağaçların budanmasıyla ilgiliydi: “Orada evde oturanlardan biri, bir erkek tarafından, nasıl desem, azarlanmıştı, komşular evi gördüğünden ne demeye ağaçları budadığını sormuştu.” Bu meselelerle ilgili daha sonra yürütülen konuşmalar 4 Kasım 2011’den sonra gerçekleşmişlerdi E.’ye göre.

Sonra sıra 4 Kasım’daki yangına geldi. Saat 15’den sonra P.’den evin patladığını öğremişti. P. ısı yapı firmasından Bay L. ile birlikte fırın ya da kasaptaydı. Sonra kendisi aracını olay yerine sürmüş ama bölge tamamen bloke edilmişti. 5.kasım sabahı poliste bir randevusu vardı. Orada kiracının kim olduğu konuşuldu.

Ev sahibi evi yeniden yapmak istemiş, ama Zwickau belediyesi buna müsaade etmemişti. Çünkü belediye başkanı orada bir “tapınma yeri” oluşabileceğini düşünüyordu. Aralık başında ev belediyeye satılmışı, “ve hepsi bundan ibaretti.”

Oluşan hasarla ilgili bir sorunun ardından ara verildi. Sonra Hakim Götzl şahide eski sorgulamalardaki ifadelerini okudu. Öncelikle yeniden evin sakinleriye yapılan görüşmeler konu oldu. E. bir ifadesinde ilk görüşmenin 6 Eylül, ikincisinin 20 Eylül’de gerçekleştiğini söylemişti. Bunun dışında ikinci görüşmede de usta P. mevcuttu. E. o zaman bu dediklerinin doğru olduğunu, Fühlingstraße’deki görüşmelerini bugün artık birbirinden zor ayırabildiğini söyledi. P.’nin ikinci sefer de de orada olması ama neredeyse mecburiydi, çünkü orada çalışıyordu.

Sorgulamada konu tekrar tekrar kişilerin kimliklerinin belirlenmesine geldi. İlk görüşmede ona kapıyı açan ve “Dienelt” olduğunu düşündüğü kişiyi “fotoğrafların çokluğu” nedeniyle yeniden tanıyamıyordu. Ama 30’larının ortalarında ve kendisinden daha uzun boyluydu ve kısa veya kazınmış saçları vardı. Götzl E.’ye görüştüğü kadının Zschäpe olduğundan neredeyse emin olduğunu söylediği bir ifadesini okudu. E. Zschäpe’nin 2011 Eylül’ünde nasıl gördündüğünü bilmediğini söyledi. Onun gördüğü kadının omuzuna kadar ve açık saçları vardı. “Ama onu daha önce hiç Bayan  Zschäpe olarak nesnel şekilde görmediğinden bu doğal olarak zordu.” Soru üzerine resimleri medyada gördüğünü, ama orada büyük farklılıklar gördüğünü söyledi. Götzl ona poliste de gösterilmiş olan bir slayt dosyası sundu. Böhnhardt ve Mundlos’un resimlerine sıra geldiğinde görüştüğü kişinin Böhnhardt olmaıdğını, ama Mundlos konusunda emin olmadığını söyledi. Zschäpe’nin resmine gelince bu resmin de kendisinin “öyle görünmediği” bir resim olduğunu söyledi. Sanık André E.’nin eşi Susann E.’nin fotoğrafına sıra geldiğinde, saçları siyah ve omuz hizasında olsaydı ve yapı itibariyle daha küçük olsaydı bunun o kişi olduğunu söyleyebileceğini söyledi. Götzl’ün sorusu üzerine Frühlingstraße’de hiç bir çocuk görmediğini söyledi.

Ardından konu kira ödemelerine geldi. Şubat ayına kadar kira tutarı yan giderler hariç 363 Euro idi. Mayısa kadar 389, sonra da satış sözleşmesinin ardından 500 Euro idi. Bu artışın nedenini anlamıyordu. Evin başkasına kiralanması hakkında da hiçbir bilgisi yoktu. 4 Kasım 2011 sonrasındaki haftada eski bina yöneticisi F.’ten Dienelt’in bir karavanda öldüğüne dair bir telefon gelmişti. Ayrıca Herr D. isimli birinin avukatından 4 Kasım 2011 sonrasında gelen bir yazıdan bahsetmişti. Mektupta D.’nin muhtemelen evin kiracısı olduğu ve bu evi bir Bay B.’ye kiralamış olduğu yazılıydı. Doğruluğu onaylanmamış bilgilere göre bu B. ölüydü.  Eğer bir kira sözleşmesi varsa böylelikle önlem olarak iptal olacaktı..

Ardından sıra müdahil davacıların sorularına geldi. E. avukat Reineke’nin sorusu üzerine bir değerlendirmeyi hatırlamadığını söyledi. Avukat Lex evin satış öncesi fotoğraflarının olup olmadığını sordu. E. her ihtimalde evin fotoğraflarının olduğunu, ne de olsa kiracı aradığını söyledi. Fotoğrafları gerekirse heyete sunabilirdi.

Sonra Zschäpe’nin avukatlarının sorularına sıra geldi. Avukat Heer’in sorularından biri ustanın evde çalışırken arabalarını nerede tuttuğuydu. E. arabaların giriş kapılarının önündeki araziye park edildiğini, orada oturanların giriş yolu olarak farklı bir yolu kullandığını söyledi. Aracın kapısında “P.” yazılı olmasa da bunun ustalarla bir ilgisi olduğu anlaşılıyordu. Heer bunun ardından E.’nin Frühlingstraße ziyaretlerinde P.’nin nasıl çalıştığını, P.’nin “işi bir kenara bıraktığını” hiç görüp görmediğini sordu. E. gördüğünü söyledi. Heer inşaat gürültüleri duyup duymadığını öğrenmek istedi. E. dışarıda böyle bir şey duymadığını ama içeride çok büyük olasılıkla birşeyler duyulduğunu söyledi.  Doğru hatırlıyorsa orada bir de portatif radyo vardı. Ardından Heer merdiven boşluğu ve tek tek merdivenlerin gıcırdayıp gıcırdamadığını sordu. E. “Size üçüncü ya da beşinci basamak gıcırdıyordu gibi bir şey söyleyemem, ama gıcırdayan merdivenler vardı.”

Bilirkişi Prof. Saß evde yapılan ve kadının da hazır bulunduğu görüşmelerde nasıl bir atmosfer olduğunu sorunca E. yanıtladı: “Orada bir atmosferden söz etmek fazla kaçar.”

Daha sonra 14:05’e kadar bir öğlen arası verildi ve aranın ardınan Sturm da salondaki yerini aldı.

Frühlingstraße’de el işçisi olarak çalışan şahit P. ifadesine başladı. P. öncelikle soru olmaksızın kendisi olayları anlattı. Yaklaşık yarım sene kadar önce çatıda iki ev inşaat etmeye başlamışlardı. Sonra Bayan Zschäpe’nin mutfakta olduğu sırada bir görev daha almıştı. Çürük bir kiriş yüzünden fayansları kırılmıştı. İnşaat yerinde zaman baskısı yoktu. Evlerden biri 4 Kasım 2011’de bitmişti. Onu boşaltmışlardı. Ardından fırının orada kahve siparişi verdiği için acele etmişti. Saat 2:30’a doğru oraya gitmişlerdi. Tesisatçıyı ayarlamıştı, çünkü bir sonraki pazartesi günü kaloriferleri monte etmesi gerekiyordu. Transport aracı ile fırına gitmiş ve orada patlamayı duymuştu. Hemen oraya koşmuştu. İtfaiyeye haber vermiş ve ona göre işi bitmişti.

Hakim Götzl orada kimin oturuyor olduğunu ve ev sakinleriyle iletişim kurmuş olup olmadığını sordu. P. cevap verdi: “Bayan Zschäpe, o konuda bildirimde bulundu, ve iki genç adam. Müşteri ilişkisiydi. Ve binada Bayan Zschäpe’yi bir kez gördüm, bir daha da görmedim. Hep sessiz sakindi orası.” Ardından ilk kattaki evdeki bir görüşme söz konusu oldu. Konu mutfaktaki bir hasardı, ama bir türlü bu konuda bir şey yapılmasına söz gelmemişti. Randevulaşmıştı ve şahit E. ile oraya gitmişti, belki ev sahibi de oradaydı, kesin olarak hatırlayamıyordu. Bayan Zschäpe ve tarif edemediği genç bir adam oradaydı. İkinci bir görüşmeyi de hatırlıyordu. Görüşmelerden birinde tek başına oradaydı. Başka bir girişte (26a numaralı) bir seferinde tekerlekli sandalyede bir kadın görmüşyü. 4 Kasım 2011’de keçe döşemiş, meslektaşı K. kilerden odun getirmişti. P. inşaat yerinde yürüttüğü çeşitli işlerden bahsetti. Sonra da konu çıkan olası gürültülere geldi.

Beate Zschäpe birdenbire ayağa fırlayarak sürekli önünde duran laptopının şarj aletini işare etti. Hakim Götzl duruşmaya “kısa devre” nedeniyle ara verdi. Zschäpe’ye yeni bir şarj aleti getirilmesinin ardından duruşmaya devam edildi. Götzl  yapı önlemlerinde ihmalin söz konusu olup olmadığı sorusunu tekrarladı. P. yanıt verdi: “Aslında hayır, sadece bir şeyler aşağı düştüğünde ve bina biraz şangırdadığında.”

Konu bir kez daha evin sakinleriyle olan toplantılara geldi. Götzl P.’nin iki genç adamı daha önce görmüş olup olmadığını sordu. İkincisinin toplantı sırasında evde olup olmadığını hatırlamıyordu. İki adamdan bahsetmişti, çünkü asayiş polisi ona iki resim göstermişti. Zschäpe ile kilerde gerçekleşen bir görüşmeyi hatırlamıyordu. Kilitli kiler odaları onun için bir tabuydu. Ama E. ile de K. ile de kilerin açılması gerektiği hakkında konuşmuştu. Neden olduğunu tam olarak hatırlamıyordu. Zschäpe’yi bir kez merdivenlerin orada görmüştü. Bay B.’yi ev sahibinin kapıcısı olarak tanıyordu, ağaçları da o budamıştı. B. ona evin sakinleriyle ilgili hiçbir şey anlatmamıştı. P. bunun üzerine kendi maruz kaldığı hasarı anlattı. Konu daha sonra bu olay ve sonuçlarının onu belli bir süreliğine psikolojik olarak etkilediğine ve bu yüzden hastanede yattığına geldi.

Takip eden iddialarda konu zaman sıralaması oldu. Kendisi ve K.’nin bütün hafta binada çalışmış olduklarına dair verdiği eski ifadeleri doğruladı. Sonra evi terketmeleri ve patlamayı duymaları arasında geçen zaman sözkonusu oldu ve eski ifadelerini hemen hemen onayladı. P. onları görmemesinden dolayı ev sakinlerinin dört ya da beşe kadar çalıştıklarını düşünüyordu. Saat 4 ya da 5 gibi yeniden gitmiş oluyordu. Çocuk ayakkabılarını evin önünde kendisi görmemişti, ama meslektaşı K. bir kez bundan söz etmişti. Sonra bir kez daha yangın esnasındaki olayların akışı ve kişilerin tespit edilmsi konuşuldu. Götzl sordu: “Bayan Zschäpe’den bahsediyorsunuz. Peki o zamanki kişinin Zschäpe olduğuna bugün emin misiniz“ P.: „Evet“ Götzl: „Eskiden bu konuyla ilgili sorularınız var mıydı?”P.:”Resimde onu hemen tanıyamadım, o zamanlar makyajlıydı, gözlüğü vardı. Biz ustaların aramızda konuştuğumuz gibi güzel bir kadındı.” Görünüşünü bugün daha ayrıntılı olarak tasvir edemiyordu, bunun için “usta jargonunu” kullanması gerekiyordu. Götzl, eğer işini kolaylaştıracaksa bunu yapması gerektiğini söyledi. P: “Aslında değil. Şu an düşüncelerimi söyleyemem. Güzel bir kadın.” Koyu renk saçları vardı, uzunluğunu hatırlamıyordu. Soru üzerine oldukça eski ahşap bir merdivenden çatı katına gidildiğini, bunun “bayağı gürültülü şekilde gıcırdadığını” söyledi. P.’ye bir slayt dosyası sunuldu. Aynı dosya 7 Kasım 2011’deki sorgulamada da sunulmuştu. P. kesin bir şey söylemek istemese de 3 Numaralı kişinin (Mundlos) evde bulunduğunu düşünüyordu. Kısa süre sonra Götzl bir de bir erkek cesedinin resmini gösterdi. P.: “Şimdi böyle göründüğünü söylüyorlar.” Ardından konu bir kez daha P.’nin eski ifadelerinde 6 Eylül olarak belirlediği çalışmaların başlangıç tarihine geldi. P. o zaman tarihin doğru olduğunu söyledi. Sonra çalışmalar sonucu oluşan gürültülerle ilgili sorular soruldu. 4 Kasımda yalıtım materyalini sabitlemişti, o arada folyolar da zımbalanmıştı. Sonra konu bir kez daha evdeki toplantılara geldi. P. Zschäpe’nin yüzde yüz evde olduğunu söyledi. Bunun dışında bir başka adam daha vardı. Evde başka kimin “koşuşturduğunu” bilmiyordu, sadece işine konsantre olmuştu. Merdiven boşluğunda Böhnhardt ve Mundlos ile gerçekleşen bir görüşmeyi hatırlamıyordu. Avukat Narin bunun üzerine evdeki görüşme için randevulaşırken telefonda kimin olduğunu sordu. P. bir erkek olduğunu, numarayı şahit E.’den aldığını söyledi. Diğer sorularda konuşulanlardan biri inşaat alanında oluşan gürültüye dairdi. Avukat Elberling cephedeki çiçek kaplarının P.’nin dikkatini çekip çekmediğini sordu. P. çekmediğini söyledi. Savunma adına ilk olarak avukat Stahl söz aldı. Merdivendeki gürültüleri sorunca P. merdivenlerin gürültülü şekilde gıcırdadıklarını doğruladı. Bunun dışında bir de inşaat yerindeki radyo vardı. Ardından Stahl P.’nin gördüğü kadın komşunun gerçekten de tekerlekli sandalyede mi olduğunu sordu. P. kadının sandalyede oturduğunu doğruladı. Avukat Heer bunun üzerine P.’nin ayrıca arada aracı için aşağıya inip inmediğini sorunca P. indiğini söyledi. Götzl daha sonra P. ile hesapları inceledi. Müdahil dava avukatı Uluçay P.’nin arada yapı marketine gitmesi gerekip gerekmediğini sorunca P. bunun söz konusu olduğunu söyleyip onayladı.

Sonra söz alan şahit K., P.’ye işlerinde yartdım ettiğni öne sürdü. 4 Kasım’da saat 8’e doğu başlamışlar ve saat 3 gibi dakik bir şekilde bitirmişlerdi. P. aşağı inmiş ve fırının orada bir kahve içip sonra kalorifer montajcısını bekleyeceklerini söylemişti. Montajcı gelmiş, ikisi konuşmuşlar ve bir kaç saniye sonra bir patlama olmuştu. Ev yönüne koşmuşlar ve kiracıların yaşadığı katta olduğunu görmüşlerdi. Evden çıkan kimseyi görmemişlerdi. Yaşlı bir kadın ikili binanın diğer tarafından bakıyordu. Bu yüzden girişe doğru koşmuştu. “Ya kapıyı açmışlardı ya da zaten açıktı ve ben evin hemen önündeyken yaşlı kadınla ilgilenmek üzere görevliler gelmişti.” Sonra diğer tarafa geçmiş ve o esnada ek kuvvetlerin geldiğini görmüştü.

4 Kasım’da çalışırken evde oturanlardan hiçbirini görmemişti. Arazide haftalarca çalışmıştı, ama sürekli değildi.  4 Kasım 2011 haftası bütün hafta olay yerinde olduğunu düşünüyordu. Bu süre içerisinde kaloriferleri söküp temizlemiş, evdeki son temizlikleri ve ardından aydınlatma işlerini halletmişti. Binada kimin oturduğunu bilmiyordu. Bina girişinde bir kez orta katta oturan iki adam ve bir kadınla karşılaşmış, ama onlarla konuşmamıştı. Kadını şimdi tarif edemese de bunu kriminal poliste yapmıştı. Diğer kişilere dikkat etmemişti. Çok ses geçiren bir binaydı. Çalışmalar tipik inşaat gürültüleri üretiyordu. Örneğin kileri boşaltırkenki yıkım faaliyetleri gibi… Bu çalışmalar 4 Kasım 2011’de yapılmışı. P.’nin aracı gitmelerinden yarım saat öncesine kadar binanın arkasındaydı. Daha sonra P. araçla evin önüne gelmişti.

Götzl ilk katta oturanların görünüşlerini sordu. Öncelikle de kadını. K. Zschäpe’ye bakarak “karşımda oturan kadın o.” dedi. Erkeklerle ilgili olarak: “Sportif, bir tanesinin kepçe kulakları vardı. Biri daha uzundu, diğeri sportif ve kısa saçlıydı.” Bir seferinde ikisinden biri aşağı inmiş ve bir koltuğu atık eşyaların oraya koyup koyamayacaklarını, K.’nin onu atıp atamayacağını sormuştu. Götzl bu kişinin ikisinden hangisi olduğunu sordu. K.: “İçlerinde uzun olan Uwe, Bay Böhnhardt değil. Soyadı şu an aklıma gelmiyor.” Soru üzerine soyadı aklına gelmeyen Uwe’yi birçok kez bisikleti üzerinde görmüştü. Götzl K.’ye üç kişiyi de bisikletleriyle gördüğünü söylediği bir ifadesini okudu. K.: “Evet, bu doğru, ama asla üçü birlikte değil, tek tek.”

Götzl K.’nin üçlünün birbirleriyle olan ilişkisi hakkında bilgisi olup olmadığını sordu. K. hatırlamıyordu. Götzl ona erkeklerden biriyle kadının birlikte olduklarını söylediği bir ifadesini sundu. K. adamlardan birinin sürekli kadınla birlikte olduğunu, diğerininse yalnız olduğunu söyledi. Götzl hangisinin kadınla birlikte olduğunu öğrenmek isteyince K. dedi ki: “Kepçe kulaklı ve daha uzun boylu olanı kadınla birlikte gördüm. Bay Böhnhardt oydu değil mi?” Söz bir kez daha gürültüye geldi. K. ne zaman biri aşağı ya da yukarı çıksa ya da biri aşağıda veya yukarıda çalışsa ahşap merdivenlerin ses yaptığını söyledi.

Birdenbire avukat Stahl araya gitdi. Duruşmanın daha ne kadar süreceğini bilmek istiyordu. Götzl şahidin sorgusunu bitirdikten sonra orada bulunan diğer şahitleri de sorgulamak istediğni söyledi. Stahl yer rezervasyonu yaptığı trenin kaçtığını, artık rezervasyonu olmadığıı ve ertesi sabah 7’den önce kalkması gerektiğini söyledi. Götzl: “Eğer örneklerle gelmek istiyorsanız, ben bu sabah 4:30’da kalktım.” Ardından şiddetli bir tartışma başladı. Avukat Heer müvekkilinin daha fazla konsantre olamadığını söyledi. Buna karşılık müdahil dava avukatı Lucas şöyle dedi: “Saat 5’i 20 geçiyor ve iki saat aramız vardı. 30’larının sonunda olan bir sanık 5’i 20 geçe yeterince dinç değilse bu yeterli bir gerekçe değildir. Götzl duruşmaya ara verdi. Bunun üzerine Heer müvekkilinin halen duruşmayı takip edecek durumda olmadığını söyledi. Wohlleben’in avukatı Schneiders müvekkilinin başağrısı olduğunu söyleyerek Zschäpe’nin savunmasına katıldı. Sanıklar Wohlleben ve Zschäpe’nin tutuklu olmaları durumu da göz önünde bulundurulmalıydı. Bunun dışında avukatlar da yeniden enerjilerini toplama imkanına sahip olmalıydılar. Wohlleben’in avukatı Klemke “eğer müvekkili mahkeme salonu yerine biraz açık havaya çıkarsa” daha iyi olacağını söyledi. Heer Klemke’ye katıldı. Götzl, Zschäpe’nin davayı takip edip edemeyeceğini açıklığa kavuşturmak için bir ara daha verdi. Ara 18:20’ye kadar sürdü. Ardından Götzl bir ilk yardım doktorunun dikkat çekici bir durum tespit edemediğini söyledi. Heer müvekkilinin duruşmaya devam debilecek durumda olmadığında ısrar etti. Götzl şahit K.’ye sorgusuna ara verilmek zorunda olduklarını söyledi. Müdahil dava avukatı bunun “Bayan Zschäpe’den çok avukatlarından dolayı olduğunu” söyledi. “İlk duruşma günlerinde duruşmayı biraz daha uzun tutamaz mıyız?” Avukat Lucas bunun odada pencere olmadığından sanıkların üç gündür güneş ışığı görmedikleri hakkında konuşmak için bir fırsat olduğunu söyledi. Stahl: “Rabe’ye karşı çıkmak durumundayım, burada memnuniyetle saat 10’a kadar otururum. Müvekkilimizi bahane ettiğimizi kabul etmiyorum. Ancak hak verdiğim konu, organizasyon açısından ileriki zamanlarda uzun duruşmaların mümkün olduğunca haftanın son günü gerçekleşmemesi.” Götzl sinirli şekilde cevap verdi: “Sizden ricam, her duruşma gününü, yararımıza olacak şekilde tamamen delil toplanması için kullanmanız.” Rabe: “Bir kez daha konunun tren yolculuğu ile başladığını ve Bayan Zschäpe’nin ondan sonra baş ağrısına tutulduğunu tekrarlayabilirim.”

Saat 18:35’e doğru bugünkü duruşma sona erdi.