303. Duruşma Özet Tutanağı – 27 Temmuz 2016

0

Bu duruşmada önce, NSU’nun tatil fotoğraflarında Holger Gerlach’ı tespit etmiş olan bir bilirkişi çağrıldı. Ardından Götzl, müdahil davacı temsilcilerinin Lothar Lingen ve Michael See (Tarif kod adlı muhbir) hakkındaki delil dilekçesini reddetti.

Bilirkişi:

  • Elisabeth Pi. (Wiesbaden KHK (Kriminal Başkomiser), BKA (Federal Kriminal Dairesi) fotoğraflardan kişi tespiti yapılmasından sorumlu uzman, NSU tatil fotoğraflarında Holger Gerlach’ın tespiti)

Duruşma günü saat 09:50’de başladı. Uzman Elisabeth Pi. dinlenilmeye başlandı. Götzl konunun, bir kişinin tespitinin yapılabilmesi amacıyla fotoğraflar üzerinde gerçekleştirilen incelemeler olduğunu söyledi. Pi. Araştırma görevinin kendisine 2012 yılı Nisan ayında verilmiş olduğunu bildirdi. Bu görev, güneş gözlüğü takan eril bir kişinin pdf kaydıyla, Holger Gerlach’ın 2008’den bir ED (Araştırma Servisi) kaydının karşılaştırılması hakkındaydı. Kişi tespiti, her canlı varlığın kişisel özellikleri temel alınarak yapılıyordu, yani insanların kafa ve yüz çevresindeki belirli anatomik işaretler temel alınarak.

İnceleyecekleri alanlar isimlendiriliyor ve tanımlanıyordu ve bunlar farklı anlamlar arzediyorlardı. Kayıtlar arasında uzun zaman varolsa bile kişiyi tanımlamak mümkündü. İnceleme bir genel ve bir detaylı karşılaştırmaya dayanıyordu. Genel karşılaştırmada, bir kişi önce yapılar, benzerlikler, uyuşmalar ama ayrılıklar da olmak üzere genel bir çerçeve içinde sınıflandırılıyordu. Detaylı karşılaştırmada kişiye daha fazla yaklaşılıyor, büyütme yapılıyor, yüze bakılıyordu. İnceledikleri anatomik işaretler onları bir olasılık tanımlaması yapmaya yöneltti: yüksek olasılık, güven sınırında olasılık. Pi. ardından kendisinin tespit ettiği işaretleri anlatmaya başladı. Genel karşılaştırmada perspektiften kenar çizgileri, alın, burun ve çene bölgesi, yanak kısımları ve kulaklar ile boyun bölgesinde de benzerlikler ve optik uyuşmalar tespit edilebilmişti. Pi. emarelerin değerlendirilmesinin ardından, baskın inceleme sonucunun, yüksek mümkünlük derecesinde şu olduğunu söyledi: Bir kayıttaki kimliği belirsiz kişi ile diğer kayıttaki kişi yani Holger Gerlach, güven sınırında olasılıkla aynı kişiydi.

Ardından “Tatil 2006” fotoğrafları gösterildi. Konu Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe’nin tatil fotoğraflarıydı. Böhnhardt haritaya bakarken, Zschäpe kamp masasında otururken, Zschäpe ve Böhnhardt sokakta yürürken Böhnhardt yanaşmış Zschäpe’ye sarılırken, Böhnhardt bir ranzada, üç kişi kaldırımda, uzmanın karşılaştırma için kullanmış olduğu Holger Gerlach’ın fotoğrafı, Böhnardt’ın ve tahminen Gerlach ve Zschäpe’nin görüldüğü bir fotoğraf.

Ardından Götzl bir karar açıklaması yaptı, buna göre, Anayasayı Koruma Dairesi dosyalarından Michael See’ye dair delil dilekçesi ile tanık “Lothar Lingen”’in (Anayasayı Koruma Dairesi) çağrılması hakkında verilen ret kararına karşı, bir müdahil davacı avukatının yaptığı itiraz reddediliyordu. Götzl, delil konularını tekrar dile getirdi ve ardından karar sounucu bunların “artık dikkate alınmayacaklarını” söyledi. Sonra itiraza dayanak olarak tekrar yöneltilen sorular çerçevesinde, tanığın, Zschäpe, Böhnhardt, Mundlos’un barındıkları yer, NSU’nun varlığı ve bağlantılı olarak iddianamede Mundlos ve Böhnhardt’a atfedilen ve sanıklar Zschäpe, Wohlleben, Gerlach, Eminger, Schultze’nin suçlandıkları eylemler hakkında bir ya da daha fazla Anayasayı Koruma dairesinin daha 04.11.2011 yılında bilgisi olduğundan haberdar olduğu iddiası ile talep edilen, “Lingen”in olaylara ilişkin delil ile ilgili olarak sorgulanmasının gerçekleşmeyeceğini söyledi.
1. İtirazda, bir muhbir vasıtasıyla ev temin edilmesinin devlet dairelerine Mundlos, Böhnhardt ve Zschäpe’nin tutuklanması imkanını tanıyacak olduğu öne sürülüyor. Buna göre bir muhbir tarafından hiçbir ev temin edilmemiş olması realitesi, Mahkeme Heyeti böyle yorumlamaktadır, dava konusu olan eylemlerde devletin müşterek sorumluluğu olduğunu göstermektedir. Ancak çıkarılan bu sonuçta, kaçak kişilere ev temin edilmesinin ardından devlet makamlarının muhbiri tutuklayabilecek olduğu iddiasının tamamen spekülatif bir teşhis olduğu, itiraz merci tarafından görmezden gelinmektedir. Kaçak kişilerin bir muhbir aracılığı ile bir daire bulmaları durumunda oraya gerçekten taşınacak olabilecekleri de kesin kabul edilebilecek bir şey değildir. Ancak taşınma olmaksızın tutuklama için hiçbir dayanak noktası bulunmamaktadır. Eve taşınılmış olunması durumunda dahi bunun kaçak kişilerin tutuklanmaları sonucu verebileceği de kesin değildir.
Gözetleme öncesi alından tedbirler veya direkt olarak tutuklama sırasında her zaman tutuklamanın sekteye uğraması ihtimali vardır. Bu yüzden devletin müşterek sorumluluğu dikkate alınmamaktadır, çünkü devletin tutumunda böyle bir amaç bulunmamaktadır. Buna ilişkin olarak sunulanlarda, ev meselesinin söz konusu olduğu tarihte devlet makamlarının André Kapke vasıtasıyla muhbirden [See], kaçak kişilerin başka eylemlere girişecekleri konusunda bilgi almış olduğu da ne dile getirilmiştir ne de açık olarak ortadadır. Bu nedenle devletin tavrının suçlanabilir olması dahilinde iddia edilen, devletin müşterek sorumluluğu da eksik kalmaktadır.
Aydınlatma görevi tanık “Lingen”in dile getirilen konularda dinlenmesini zorunlu kılmamaktadır: a. Anayasayı Koruma Dairesinin çalışanı olarak tanık “Lingen”in, söz konusu koşulları idrak etmiş olduğuna dair hiçbir emare bulunmamaktadır. Tanığın dairenin evraklarını yoketmiş olması tek başına, kendisinin -yani tanığın- Anayasayı Koruma Dairelerinin kaçak kişilerin “ikamet mekânı” ve “NSU”nun varlığı hakkında, bağlantılı olarak suç eylemleri hakkında, “bilgi” sahibi olduğu konusunda malumatı bulunduğu sonucunun çıkarılmasına izin vermemektedir. Evrakların yokedilmesi ve Anayasayı Koruma Dairelerinin “bilgileri” arasındaki bağlantı, tamamen dilekçe sahibinin spekülasyonudur. b. Dilekçe sahipleri, tanık “Lingen”in evrakları yoketme motivasyonun, “sanıklar hakkındaki ipuçlarının ve dava konusu eylemlerin ortadan kaldırılması” olabileceğini dile getirmeye devam etmektedir. Bu da tamamen bir tahmindir. Tanığın motivasyonunu kanıtlayabilecek koşullar söz konusu değildir ve dilekçe sahipleri tarafından açıklanmamıştır.
Duruşma günü saat 11:25’te sona erdi.

NSU Müdahil Davacıları Bloğunun yorumu burada bulunabilir: http://www.nsu-nebenklage.de/tr/2016/07/30/27-07-2016/