36. Duruşma Günü Tutanağı – 19 Eylül 2013

1

Tanıklar:

  • Gisela F. (Zwickau Yangını Tanığı)
  • Peter F. (Zwickau Yangını Tanığı)
  • Polis Komiseri Marco Br. (Devriye polisi, Kubaşık’ın olay yerine ilk gelen memur)
  • Kriminal Başkomiser Ralf Ba. (Kubaşık cinayetiyle ilgili soruşturmaları yürüttü.)
  • Kriminal Yüksek Komiser Hü. (Olay yerindeki silahla vurma anının rekonstrüksiyonunda görevliydi.)
  • Uzman S. (Silahla vurma anının rekonstrüksiyonunu yürüten yüksek fizikçi
  • Kriminal Başkomiser Sch.(Dortmund Cinayet Komisyonu’nun baş soruşturmacısı)
  • Kriminal Başkomiser G. (Dortmund’da olay yerinin görüntülenmesi, fotoğraf örneklerinin sunumu)

[deutsch]

Frühlingstraße’deki yangınla ilgili olarak tanıkların dinlenmesinden sonra bu çok dolu geçen duruşma gününde Mehmet Kubaşık’ın Dortmund’da öldürülmesiyle ilgili olarak beş polis memuru ve bir uzman ifade verdi. Bu kişilerden kimileri daha önce de ifade vermişti. Avukat Dierbach’ın Mundlos, Böhnhardt, Zschäpe ve kimliği bilinmeyen dördüncü bir “dazlağı” Kubaşık cinayetinin gerçekleştiği sırada  Dortmund’da gören bir şahide dair delil talebi sunması salonda heyecan yarattı. Diğer yandan Carsten S.’in avukatlarının S.’nin Wohlleben’in savunmasının sorularını yanıtlamaya hazır olduğunu bildirmesi beklenmedikti.

Duruşma günü 09:51’de başladı. Hakim Götzl yoklama yaptı. Carsten S.’in avukatı Pausch yine salonda yoktu. Müdahil davacılardan, 4 Nisan 2006’da Dortmund’da öldürülen Mehmet Kubaşık’ın eşi ve kızı Elif ve Gamze Kubaşık oradaydı. Seyirciler arasında bugün yine, üzerinde “Tutuklu Yardımı” (“Tutuklu Yardımı – Tecrit yerine Birlik”) yazan mavi t-shirt’üyle Münih’li genç bir Neonazi vardı. Aralarda sanık André E. ile konuştu.

Mahkeme heyeti başkanı hakim Götzl salondakilere geçen Salı sunulan hakimin reddi dilekçeleriyle ilgili kararın tüm dava katılımcıların elinde mevcut olduğunu sandığını söyledi. Zschäpe ve Wohlleben’in savunmaları tarafından verilen tüm hakimin reddi talepleri reddedildi, redler ve gerekçeler ana duruşmada açıklanmadı.

Bugün ilk tanık emekli Gisela F. idi.

F. Zwickau Frühlingstraße’de oturuyor. İlk olarak soru sorulmadan evvel kendisi Frühlingstraße 26 numaradaki yangının gerçekleştiği 4 Kasın 2011 gününü anlattı. Patlamayı duyduğu sırada bahçedeki yaprakları tırmıklıyordu. O an bahçede olan bir komşusuna bir şeyin patladığını söylemişti. Ardından ikinci bir patlama ve sonrasında diğer patlamaları duymuştu. O an bunun bir gaz patlaması olduğunu ve arabalarını alıp oraya gitmeleri gerektiğini düşünmüşlerdi. 26 numaralı ev onun için hep bir “işgalci yuvası”  olmuştu. Götzl bunun ardından sorgusuna başladı. F. saat ile ilgili olarak akşamüstü, belki 14’ten sonra olduğunu söyledi. Bayan Zschäpe’nin binada yaşadığını biliyordu, ama erkekleri hemen hiç görmemişti. Adamları sadece bir kez yan taraftan bahçe çitinin oradan görmüştü. Bir keresinde üzerine bisiketler yerleştirilmiş bir karavanın orada durduğunu görmüştü. Medyadan onların iki kişi olduğunu biliyrdu. Götzl kendi algısı neydi diye sordu. F. en fazla iki kişi olduklarını düşünmüştü. Erkeklerin o binada oturduğnu düşünüyordu, çünkü etraftaki diğer kişilerle sohbet ediyordu ve orada oturdukları biliniyordu. Adamların kısa saçları vardı. Zschäpe ile hiçbir bağlantısı olmamıştı, en fazla bir “İyi Günler” demişliği vardı. Zschäpe aslında gayet normal davranıyordu. Zschäpe bir kez bahçesinin önünden geçerken rastlaşmışlardı, belki fırından geliyordu. Frühlingstraße 26 numarada oturanlarla ilgili olarak dikkatini çeken başka kişiler veya ziyaretçiler olmamıştı. Karavanın dışında farkettiği bir araç olmamıştı. Belki 4 Kasım 2011’den bir sene önce bir karavan görmüştü. F. oturduğu binanın yanan binaya olan konumunu tarif etmeye çalıştı. Ardından Götzl F.’ye 4 Kasım 2011’de Zschäpe’yi gördü mü diye sordu. F. Zschäpe’nin binanın kapısından koşarak çıkıp otobüs istasyonu yönüne yürüdüğünü söyledi. Komşusuna “Tanrıya şükür, ona bir şey olmamış” demişti. Zschäpe 50-100 metre uzaktaydı, ama bunu kocası daha kesin söyleyebilirdi. Bugün o da tanıklar arasındaydı. Zschäpe’nin kıyafetlerini hatırlayamıyordu. Zschäpe’nin yanında bir şey olup olmaıdğını söyleyemiyordu çünkü çalılardan görememişti. Zschäpe hızlı uzaklaşmamıştı ama yavaş da değildi. Götzl F.’e Zschäpe’yi çalıların arasından tanıyabilmiş miydi diye sordu. F. patlamadan sonra çalıların çok sık olmadığı ön tarafa gittiğini söyledi. O kişinin Zschäpe olduğunu söyleyebiliyordu. Götzl, Zschäpe’yi gördğü sırada dumanları görmüş olup olmadığını sordu. F. görmediğini sandığını söyledi. Kocası itfaiyeyi aramayı denemişti ama bunu kendisi zaten anlatacaktı. Götzl, polise verdiği ifade de saatin tahminen 15 olduğunu belirtmiş olduğunu hatırlattı. F.: “O zaman yaklaşık olarak gerçeği söylemişim.”  Götzl, Frühlingstrasse 26 numarada oturduğunu bildiği genç bir kadının binadan koşarak çıktığını belirmiş olduğunu başka bir ifadesinden okudu. Ardından o zamanlar Zschäpe ismini biliyor muydu diye sordu. F. bilmediğini söyledi. Köpeğiyle bazen binanın önünden geçiyordu, ama zilde bir isim yazmadığını düşünüyordu.

Genç kadının o zamanlar itfaiyeyi aramak gerektiğini söylemiş olması da mümkündü F.’ye göre. Kadının geri gelmemesine şaşırmış olduğunu da doğruladı. Şokta olduğunu düşünmüştü. Alevleri belki 15 dakika ya da 10 dakika sonra görmüştü. Götzl, çifti dost canlısı bir çift olarak tanımış olduğunu, onlarla bir problemleri olmadığını ifadesinde anlatmış olduğunu ama bugün başka bir adamdan daha bahsettiğini söyledi. F. onun belki karşı tarafta oturuyor olduğunu düşündüklerini söyledi. Ama konuşulanlardan iki adam ve bir kadının taşınmış olduğunu biliyordu. Sadece hangi evde olduklarını bilemiyordu. Zschäpe normal giysiler giyiyordu. Bisikletleri sadece karavanın üzerinde görmüştü. O zamanlar iki erkek bir kasa suyu araca yüklemişti. Kocası ve kendisi tatile çıktıklarını düşünmüşlerdi. F. Götzl’ün sorusu üzerine Zschäpe’nin yabancı kediler için binanın önüne kedi maması koyduğunu anlattı. Zschäpe’nin kendi kedileri olduğunu daha sonra öğrenmişti. Götzl ardından Federal Başsavcılık’tan bir yetkiliyle yaptığı telefon görüşmesini sordu. F. hatırlayamadığını, ama muhakkak aksi davrandığını çünkü sadece rahat bırakılmak istediğini söyledi. Florian F. (tanıkla aynı soyadına sahip) isimli birini tanımıyordu. Götzl, Dr. Hardenberg’in konuyla ilgili 2012 Temmuz’undan bir notunu okudu. Hardenberg F.’ye kendisinin veya kocasının o zaman itfaiye veya bir acil numarasını aramış olup olmadıklarını sormuştu. Tanık komşulardan birinin bunu zaten yapmış olduğunu söylemişti.  Yangınla ilgili acil arama yapan Florian F. isimli birini tanımıyordu. Bu isme kayıtlı bir cep numarasını kendisi ve kocası kullanmıyorlardı. F. telefon görüşmesini hatırlamıyordu. İtfaiyeyi ilk kimin aradığını bulamamışlardı.

Zschäpe’nin avukatı Heer, müvekkiliyle görüşmek üzere kısa bir ara talep etti. Ancak aranın ardından herhangi bir soru sormadı. Tanık inceledikleri bir plan üzerinden bir kez daha oturduğu binanın Frühlingstraße’ye olan konumunu ve Zschäpe’yi nerede görmüş olduğunu tarif etti.

İlk tanık F.’in kocası Peter F. ile devam edildi. F. 4 Kasım 2011’i anlattı. Bir duvar yerinden kopup aşağı düşmüştü, ardından itfaiyeyi aramak istemişlerdi, ama bunu zaten başka biri halletmişti. Sonra karısının bir sundurmanın altında duran arabasını alıp uzaklaşmışlar ve 15 dakika kadar orada bulunmamışlardı. Sonra itfaiye zaten gelmişti ve o sokağa kesinlikle girmek istemiyorlartdı.

F. daha sonra Hakim Götzl’ün sorularını yanıtladı. Yanan 26 numaralı bina, “işgal yuvası”, F.’in söylediğine göre numarasının yanında a harfi olan tek binaydı. Binanın iki yarısından hangisinin yandığını bilmiyordu. Zschäpe’yi tanımıyordu, Zschäpe ve iki genç bey onun için işgal yuvasından gençlerdi. Bu adamlar erkek kardeş mi, biri bacanak mı, evliler mi bilmiyordu. Adamlardan birini belki “zar zor” tanıyabilirdi. 4 Kasım’da Zschäpe’yi görmemişti. Götzl’ün Zschäpe’nin iletişinde olduğu kişileri sorması üzerine F. sitede serbest dolaşan bir kedi olduğunu söyledi. Bir gün Zschäpe kendisinin bahçe çitinin oraya gelip tatile çıkacağını söylemiş ve kedisine bakıp bakamayacağını sormuştu. Kediyle ilgilenmeyi kabul etmişti. Kendisi ve karısı her sene bir kez kediyle veterinere gidiyorlardı. Veteriner kedinin dişlerinden ameliyat olması gerektiğini ve ameliyatın 120 Euro tutacağını söylemişlerdi. “Zschäpe”ler tatildelerdi, ardından Zschäpe’ye ödemeye katkıda bulunacak mı diye sormuş, Zschäpe bulunacağını söylemişti. Zschäpe’yi bir daha gördüğünde ondan 60 Euro almıştı. Bunun dışında Zschäpe’ye ara sıra bahçesinden bir iki salatalık veriyordu. F.: “Tüm olanları duyduğumda, ağzım açık kaldı.” Zschäpe kendisine karşı “doğru davranıyordu”. Bir keresinde arabasıyla şehre giderken bisikletiyle ona doğru gelmişti. Başka bir konu hakkında konuşmuşlukları yoktu. Adamlarla ilişkisi yoktu, bir keresinde fazla bir salatalığı vardı ve kapılarını çalmıştı. Orada bir tanesi pencerden bakmış ve zaten alışveriş yapmış olduklarıı söylemişti. F., Zschäpe’den bir kez telefon numarasını istediklerini ama Zschäpe’nin numarasının ezberinde olmadığını söylediğini doğruladı.  Araçlardan “karavan” olarak niteleneni farketmişti. Patlama sırasında adamların belki propan gazı şişelerini araçtan dairelerine çıkarmış olduklarını düşünmüştü. Yangının haftasında iki erkek araçlarının orada iş yapıyorlardı, o da aracı kışa hazırladıklarını düşünmüştü.

Götzl F.’ye Zschäpe’yi ne kadar zamandır tanıdığını sordu. F. hakimi düzelterek “Bayan Zschäpe’yi ilk olarak ne zaman gördünüz diye sormalısınız” dedi. Zschäpe’yi tahminine göre ilk kez üç sene önce görmüştü. Götzl, Zschäpe’yi belli bir isim altında mı tanıdığını sorunca F. öyle olmadığını söyledi. Götzl bir ifadesinde kapıda “Dienelt” ve “Burkhardt” isimlerini gördüğünü söylemiş olduğunu okudu. F. o zaman öyle olması gerektiğini, ne de olsa üzerinden zaman geçtiğini söyledi. Götzl ifadesinden alıntı yapmaya devam ederek F.’nin o zaman Zschäpe’nin mahallede yaşadığının yaklaşık iki senedir farkında olduğunu söylemiş olduğunu belirtti. F. iki ya da üç yıl olabileceğini söyledi. Zschäpe bir keresinde sitenin orada bisikletiyle ona doğru gelmişti. Götzl’ün eski ifadelerden okuduğuna göre F. kedilerin bakımıyla ilgili konuşmada altı haftalık bir tatilden bahsetmişti. F. öyle olmuş olabileceğini söyledi. Basındaki resimlerde Zschäpe’yi yeniden tanımıştı. Poliste kendisine gösterilen fotoğraflarıysa hatırlamıyordu. Götzl, tutuklama emrinde Mundlos’un salatalığı getirmek istediği sırada pencereden bakan kişi olduğunu tespit etmiş olduğunu söyledi. F. o zamanlar onu tanımış olduğunu ama artık hatırlamadığını söyledi. Karavanla ilgili olarak plakasının V ile başladığını ve açık renkte olduğunu söyledi. Götzl ardından F.’nin bir sorgu sırasında bir Volkswagen otobüsten bahsetmiş olduğunu belirtti. F. bunu doğruladı ve orada çocukların da olduğunu söyledi. Bir erkek veya Zschäpe orada mıydı söyleyemiyordu. Çocuklardan biri belki beş yaşındaydı, diğeriyse 10-12 yaşlarında olmalıydı. Aralarında başka kişiler de var mıydı bilmiyordu. Sorgulama 11:20’de sona erdi.

Bir aranın ardından 11:40’da tanık Marco Br. ile devam edildi. Br. bir meslektaşıyla birlikte Mehmet Kubaşık’ın 4 Kasım 2006’da öldürüldüğü Dortmund’daki Malinckrodtstrasse 190 numaraya bir meslektaşıyla birlikte ilk gelen kişiydi. Br., kendisi ve meslektaşına 12:58 civarında merkezden bir büfedeki tahmini bir hırsızlıkla ilgili haber geldiğini ve 13:01’de olay yerine gittiklerini anlattı. Orada bir adam ve kadını görmüşlerdi. Ardından çok işlek olan Hauptstraße’de bulunan büfenin içerisine satış yapılan bölüme girmişlerdi. Tezgahın arkasında sağ tarafta büyük bir kan birikintisinin içerisinde yerde yatan bir kişiyi görmüşlerdi. Meslektaşı bu kişiyle ilgilenmişti, kendisiyse olay yerinde biri var mı diye etrafı aramış ama kimseyi bulamamıştı. Ardından kurtarma ekipleri gelmiş ve acil yardımda bulunmuşlardı. Kurban karnının üstünde yatıyordu ve kafası bir rafa dayanmıştı. Kulak ve şakak bölgesi yoğun şekilde kanıyordu. Ardından hemen yandaki garajın orada izleri aramış, olay yerine geniş bir barikat kurmuş  ve sonra görevini kriminal polise teslim etmişti. Götzl’ün sorusu üzerine Br. orada bulunan kişikerden kadının orada alışveriş yapmak isterken kurbanın yerde yattığını gördüğünü ve yardım ararken adama rastladığını öğrenmişti. Adam da bir kez daha büfenin çevresini aramış, polise haber vermiş ve polis güçlerinin gelmesini beklemişti. Götzl tuttuğu notlarda kurbanın yere yığılmış ve bacaklarının birbirine dolanmış halde olduğunun yazılı olduğunu söyledi. Br. kontrol etmesi gerektiğini, bugün artık gözünün önünde canlanmadığını söyledi. Kurbanın yeri kurtarma ekipleri tarafından değiştirilmişti B.’ye göre. Götzl’ün sorusu üzerine Br. bir hırsızlığa işaret eden bir tespitte bulunamadıklarını söyledi. Kasaya dokunulmamıştı, para çantasında bir ilkyardımcının kimlik tespiti sırasında büyükçe bir miktarda para bulunmuştu. Br. arka kapıyı da incelemiş olduğunu doğruladı. Kapı çekilmişti ama kapalı değşldi. Br. soru üzerine kurbanın kızının olay yerinde olduğunu ve  operasyondan birinin kendisiyle ilgilendiğini, ama kendisinin bununla ilgisi olmadığından bir şey diyemeyeceğini söyledi.

Müdahil dava avukatı von der Behrens olayı bildiren tanığın ne zaman sorgulanmış olduğunu sordu. Br. bu konuda bilgi veremeyeceğini, o esnada devriye görevinde olduğunu söyledi.

Ardından Mehmet Kubaşık cinayetinin soruşturmalarını yürüten polis memuru Ralf Ba.’nın tanıklığıyla devam edildi. Götzl, kadın tanık Dz. ve Dortmund Sparkasse’deki incelemelerle ilgili bilgi almak istedi. Ba. o zaman Haziranda tanığa gösterilmesinin iyi olacağını düşündükleri fotoğrafları hazırladıklarını söyledi. Ama işler ters gitmişti. Tanık olay anında olay yerinin yakınlarında bulunan iki erkek şahsı tarif etmişti. İki adamdan birinin yüzünün gözünün önünde olduğunu söylemişti. Daha sonra konu Sparkasse’ye gelmişti. Tanığa bir robot resim gösterilmişti. Bayan Dz. para çekmek veya benzeri bir şey yapmak istemişti. Ne zaman iki kişiyi gördüğünün bulunması için bir rekonstrüksiyon yapılmıştu. Rekonstrüksiyonun sonucuna göre iki kişiyi 12:55’e doğru olay yerinin hemen yakınında ikinci kez görmüştü. Ba. Bunun üzerine otomatın kamera kayıtlarını incelemişti. Orada sadece para çekenler değil arka plan da görünüyordu. 12:41’de tanığın tarifine uyan iki kişiyi görebilmişti. Bu kişiler batıdan doğuya, yani daha sonra cinayetin gerçekleştiği yere doğru hareket etmişlerdi. Buradan yola çıkarak bir rekonstrüksiyon gerçekleştirilebildi. Tanık şahısların olay yerinden nasıl hareket ettiklerini görmüştü. Eğer bunlar aynı kişilerse yeniden hareket etmişlerdi ve tanık onları 12:55 veya 12:56’da tekrar görmüştü. Götzl’ün Ba.’ya dosyalardan okuduğuna göre Sparkasse’deki müşteri bilgileri Bayan Dz.’nin 12:59’da müşteri olarak kayda alındığını gösteriyordu. Ba. bunu doğruladı. Götzl okumaya devam ederek tanıkla evinden bankaya yüründüğünü ve bunun 3:10 dakika sürdüğünü söyledi. Ba. bunu da doğruladı. Götzl tanığın iki adamı 12:56 civarında büfenin girişinde görmüş olduğunu söyledi. Ba. bunun tanığın uzun süre beklememesi koşuluyla varılan bir sonuç olduğunu söyledi. Götzl son olarak tanığın bu kişileri ilk olarak 12:31 ve 12:36 arasında görmüş olabileceğini okudu. Ba. bunu da doğruladı. Götzl tanığın ceza davasıyla ilgili sebeplerden henüz dinlenemediğini (tanık 18 Eylül Çarşamba günkü duruşmaya çağrılmıştı), bu yüzden Ba.’nın sorgusuna burada ara verilmesi gerektiğini söyledi. Müdahil dava avukatı Scharmer orada bulunan tanıklara tanık Dz.’ye yönelik olmayan, ama bugün çağrılmış olan tanık Sch. açısından önemli olan başka sorularının olduğunu söyledi. Götzl öncelikle kendi sorgusunu sonlandırmak istediğini, tanık Lö.’nün gerekirse bir kez daha çağrılacağını söyledi. Ba.’nın sorgusuna ara verildi.

Ardından cinayet kurbanı Halil Yozgat’ın yakınlarının avukatı Dierbach’ın (Hamburg’dan) delil talebi geldi. Dierbach tanık A.’nın çağrılmasını talep etti. Tanık 2006 yılının ilk Nisan haftasında Dortmund’daki o zamalarki evinin çatı penceresinden akşamüstünün geç saatleri ya da akşamın erken saatlerinde Mundlos, Böhnhardt ve Zschäpe’yi (Brackel’daki Hellweg’in oradaki) komşu arazide gördüğünü anlatacaktı. İri yarı bir dazlak olan dördüncü bir kişi onlara araziyi gösternişti. Kimliğini bilmediği üç kişi tamamen siyah giyinmişlerdi. Dördüncü kişinin kamuflaj pantolonu vardı. Kadın, yani Beate Zschäpe bir salıncak iskeletinin oraya gidip salıncağı sallamıştı. Tanık o anda acaba yeni komşular mı geliyor diye düşünmüştü. Kadın o esnada yukarı doğru bakmıştı ve sonra da gitmişlerdi. Yanan karavanla ilgili olarak gördüğü resimlerden adamları tanımıştı. Ta o zaman kocasına resimdekilerin komşu arazideki iki adam olduğunu söylemişti. Daha sonra Zschäpe’nin resimleri ortaya çıktığında onun da komşu arazideki kadın olduğundan emin olmuştu. Arazinin girişininde 2004-2005 yılları arasında uzun bir süre Z,C ve A plakalı büyük bir karavan durmuştu. 2006 yılı Mart ayının sonunda da bir karavan binalarının önünde durmuştu. Yandaki arazida 2005 yılını başları veya 2005 sonbaharında büyük çaplı kazı çalışmaları yapılmıştı. Sonunda orada bir salıncak iskeleti duruyordu ama duvara o kadar yakındı ki sallanmak mümkün değildi. Kadın bu iskeleti sallamıştı. 2013 yılı başında arazi yeniden komple kazılmıştı.

Delil talebinin hedefi Zschäpe’nin 4 Nisan 2006’da gerçekleşen Mehbet Kubaşık cinayeti ve 6 Nisan 2006’da gerçekleşen Halil Yozgat cinayeti ile bağlantılı olarak şahsen Dortmund’da bulunduğunu, Zschäpe’nin cinayetlerle doğrudan bağlantısı olduğunu ve üçlünün yapı ve lojistik olarak Dortmund’la sıkı bir şahsi bağlantılarının olduğunu kanıtlamaktı. Başka bir delil talebinin zaten işaret ettiği üzer Zschäpe’nin Dortmund’lu Robin S. ve onun üzerinden Kassel’deki Neonazi camiası ile bağlantısı vardı.

Müdahil davacıların tamamı bu dilekçeye katıldı. Ardından öğlen arası verildi.

13:30’da tanık Hü. Çağrıldı. Dortmund Polis Teşkilatı’nda çalışan Hü., Federal Kriminal Dairesi’nden meslektaşları Dortmund’daki olay yerindeki soruşturmalar kapsamında kurbanın vurulmasının rekonstrüksiyonunu yaparken onlarlaydı.Yapı olarak tamamen aynı bir silahla atış yapılmış ve öznel algılanabilirlikleri belgelenmişti. Götzl tutanaktan 16 atışı ve naısl algılandıklarını alıntıladı. Büfenin giriş kapısından sadece bir kaç adım uzaktaydı. FKD memurlarından biri uzman olarak çağrıldı: Wiesbaden FKD’da balistik bölümünde görevli yüksek fizikçi Bernd S.. Uzmanın ilk ifadeleri sırasında dosyalarına bakmasını istemeyen avukat Heer’in müdahalesinin ardından S. kendiliğinden olayları anlatmaya başladı. 12 Nisan 2006’da silah cinayetlerinin rekonstrüksiyonuyla ilgilenen bir kaç kişi ve silah ve cephane tekniği yöneticisi ile birlikte olay yerine gitmişlerdi. FKD’nin merkezi silah koleksiyonundan cinayetin işlendiği silaha benzeyen el yapımı sustutuculu bir Ceska 83 almışlardı. Üzerlerinde ses kayıt aleti bulunan mikrofonlar büfeye (A), büfenin önüne (B) be sokağın karşı tarafına (C) yerleştirilmişlerdi. Oradaki şahısların da öznel algısı değerlendirilecekti. İlaveten bir ses ölçüm cihazu yerleştirilmişti. Susturuculu Ceska’nın yanında cephane ve bir de poşet getirmişlerdi, çünkü gerçekleşen cinayetlerde bir keresinde 0,15 mm kalınlığında plastik bir parça bulunmuştu.

16 farklı atış gerçekleştirilmişti: sustutuculu ve susturucusuz, yeşil contalı cephane, kırmızı contalı cephane, poşetli, poşetsiz, açık ve kapalı kapıyla. Kullanılan susturucunun susturma oranı sonradan tespit edileceği üzere cinayette kullanılan silaha yakındı. Büfenin önünde, yani B noktasında susturucuyla yapılan vuruşlar duyulmuştu, ama silah sesi olarak algılanmamışlardı. Nesnel incelemeler kapalı kapının yüksek oranda susturucu etkisi gösterdiğini ortaya çıkarmıştı. Sokağın diğer tarafında (C bölgesi)  ses seviyesi çok düşüktü. Üç polis memuru sokaktaki gürültünün de neticesinde kapılar kapalıyken dört silah sesinden üçünü duymamıştı. Biriniyse hafif şekilde duymuşlardı. Üstelik silah atışının gerçekleşmesini beklemelerine rağmen…

Olay yerinde görevleri olmadığı halde cinayette yapılan dört silah atışının yönünü belirleme fırsatlarını farketmişlerdi: yapılan tariflerden Bay Kubaşık’a iki merminin isabet ettiğini, birinin sağ gözüne girip kafasında kaldığını, diğerinin sağ şakağına isabet edip sol taraftan kafasını terkettiğini biliyorlardı. Kafaya isabet eden merminin rekonstrüksiyonunu yapmak mümkün değildi, çünkü kurbanın nerede duruyor olduğu bilinmiyordu. Duvarda kafa hizasında bir hasar gerçekleşmişti. Sağdan gelen 4,1 derecelik vuruş açısı yaklaşık 11 dereceye yükselmişti. Bunun yanında bir Samson sigara paketi ve bir de priz hasar görmüştü. İlk merminin duvar yönünde gidip aşağıya düşmüş olduğu tahmin ediliyordu. İsabetsiz atışın kafaya isabet edenden önce mi sonra mı gerçekleştiği balistik olarak net değildi. Uzman, Götzl’ün sorusu üzerine poşetin sesi kesmede çok belirgin bir etkisi olmadığını söyledi. Bulunan dört mermide de sürtünme nedeniyle alüminyum aşınması gerçekleşmişti, yani susturucu kullanılmıştı. Kapalı kapı da susturucu ile aynı etkiyi göstermişti.

Uzman soru üzerine cinayet serisinde kullanılan Ceska susturucuyu “iyi, ama çok iyi değil” şeklinde değerlendirdi. 7,65’ kalibrelik silahın cephanesi de sesaltı cephaneydi.

10 dakikalık bir aranın ardından tanık Sch. çağrıldı. Bugün 52 yaşında olan Dortmundlu polis memuru cinayet komisyonunun başındaydı ve Kubaşık cinayeti soruşturmalarıyla görevliydi. 4 Nisan’da öğlen vakti olay yerine çağrılmıştı ve orada bir hırsızlığın söz konusu olmadığı hemen anlaşılmıştı. Kurban çok sayıda kurşunla ölümcül şekilde yaralanmıştı, infaz sözkonusuydu.Ertesi gün bir mermi kovanı olay yerinden FKD’ye yollanmış ve cinayetin Ceska 83 ile işlenen cinayetler serisine dahil olup olmadığı araştırılmıştı. Sonuç pozitifti. Bunun üzerine Nürnberg’deki meslektaşlarıyla bağlantı kurmuşlar ve diğer eyaletlerden meslektaşlarıyla uygulanması gerekenleri konuşmuşlardı: Radyo hücresi incelemeleri, radar verileri, diğer olay yerlerindeki yığınsal verilerle örtüşmeler bulunmalıydı. Diğer cinayetlerde ön planda olan bir organizasyon teorisi Dortmund için geçerli değildi: “Kurbanın karanlık işlere bulaşmışlığı yoktu.” 8 ve 9. Cinayetlerden sonra bu nedenle yeni bir analiz gerekmiş ve tek fail teorisi gündeme gelmişti: “Paralel olaral bu teoriyi de takip ettik.” Götzl daha sonra aralarında otopsi sonucu ve olay yerinin de olduğu konularla ilgili çeşitli sorular sordu. Mallinckrodtstraße 190 numara Sch.’nin anlattığına göre çok katlı bir evdi ve giriş katında büfe bulunuyordu. Cadde iki yönlüydü ve çok gürültülüydü. Kimse silah seslerini duymamıştı. Ana tren garı yaya olarak beş dakikalık mesafedeydi ve çok yakında bir metro istasyonu vardı. Mallinckrodtstraße’nin batısında otoban ve doğusunda da Bundesstraße ve otoban 1 ve 2 kolay ulaşılırdı. Herkesin görebileceği şekilde tezgahın arkasında tavanda asılı bir kamera maalesef video kayıt cihazına bağlı değildi. Bay Kubaşık 12:00’yi geçerek İsviçre’deki kardeşiyle telefonlaşmıştı. Bir kadın 12:30’a doğru kendine doğru gelen iki kişi görmüştü. Polise ilk haber vermeleri 13:00’den kısa süre önceydi.

Aile büfeyi 7’den 01:00’e kadar işletiyordu. Sabahları Bayan Kubaşık, öğlenleri genelde kızları geliyordu ve daha sonra Bay Kubaşık gecenin ilerleyen saatlerine kadar orada duruyordu. Sadece olay gününde Bayan Kubaşık’ın kızkardeşi İngiltere’den ziyarete gelmişti ve bu yüzden Bay Kubaşık sabahtan büfeye gelmişti.

Üçü olay yerinde biri de otopside olmak üzere dört mermi bulunmuştu. Bir mermi kovanı kasanın basamağında bulunmuştu. Kurbanı araştırmışlardı: “Sadece büfesinde çok sıkı çalışan biri olduğunu bulabildik. İşlediği herhangi bir suç yoktu, tamamen temizdi.” Bu durum diğer yedi cinayetteki soruşturmalara ya da en azından organizasyon teorisine uymuyordu. Götzl dosyalardan alıntı yaptı: “sakin ve ağırbaşlı biri olarak tarif ediliyordu.” Tanık bunu doğruladı. Kimlik tespit ekibi kimi parmak izleri bulmuştu ama hepsinin kime ait olduğu tespit edilememişti. : “Bir büfe işletmesi için alışılmadık değil, bir sürü insan girip çıkıyor.” Götzl ve müdahil dava avukatı Scharmer tanığa başka sorular da soracaklarını açıkladılar ve tanık yeniden çağrılacak.

Ardından plana uygun şekilde Dortmund polis teşkilatından tanık Uwe G.’ye sıra geldi. G. olay yerinin kayda alınmasında görevliydi. Özellikle cesedin bulunduğu satış yapılan odanın dokümentasyonuyla lgilenmişti. Meslektaşı Bl. büfenin arka tarafındaki mekanları belgelemişti.10 dakikalık bir aranın ardından olay yerinden çok sayıda fotoğraf incelendi (“Fotoğraf dosyası 4”) Götzl Kubaşık ailesinin üyelerini, dosyada kurbanın fotoğraflarının da olduğu konusunda uyardı.

Fotoğraflarda büfenin bulunduğu Mallinckrodtstrasse 190 numara ve arka avluya giden kapı ve yol görünüyordu. Bunun yanında büfenin içerisi ve arka taraftaki şahsi bölgenin birçok fotoğrafı vardı. Resimlerdeki rafların ve camekanların önünde büyük bir kan izi görülüyordu. Kurban ve kafasındaki yaralanmalar da resimlerde görülüyordu. Merminin prizlerden birine, duvarın sıvasına ve bir rafın tabanına (ahşapta kopmalar vardı) verdiği hasarlar da ayrıntılı şekilde belgelenmişti. Dortmund Nordstadt’ın harita kesitleri ve büfenin bina planı da gözden geçirildi.

Müdahil dava avukatı Carsten ilius 2006 yılında da dükkanın önünden geçen bir bisiklet yolu olup olmadığını sordu. Tanık yolun bisiklet veya yaya yolu olması konusunda bir bilgisi olmaıdğını söyledi. Ilius bunun üzerine tanığa eski sorgulardan kurbanın çevresindekilere sormuş olduğu kimi soruları okudu. Götzl bu sorguyu yapanın tanık olmadığına dikkat çekti, Ilius özür diledi ancak tanığın sorgularından başka kesitleri okudu: Örneğin 14 Kasım 2006’da Bay O.’nun sorgulanması Kubaşık’ın eksi dosyasının 396. sayfasında belgelenmişti. Ilius bugünkü tanığın o zamanki sorusunu alıntıladı: “M. Kubaşık’ın bir kız arkadaşı var mıydı?” Tanık özel hayatla ilgili bu soruyla ilgili olarak duruşmada şunu dedi: “Bu bir cinayet serisi olduğundan soru bana anlamlı gelmişti.” Duruşmanın sonunda saat 16:00’da heyet başkanı 24 Eylül 2013’ün tanıkları Bay Bl. ve uzman K.’nin hasta olduklarını duyurdu. Avukat Johannes Pausch müvekkili Carsten S.’in Wohlleben’in savunmasının sorularını yanıtlamaya hazır olduğunu söyleyerek salonda bulunanları şaşırttı.

Avukay Scharmer Kubaşık cinayetindeki yetkililerin sorgulanmasıyla ilgili olarak şunları dedi:

“Baş soruşturmacının Mehmet Kubaşık’ın işlediği bir suça dair bir kanıt bulunamadığını söylemesi doğru. Ancak bu aynı zamanda polisin tam da bu “kanıtı” bulmak üzere kapsamlı çalışmalar yürüttüğü anlamına da geliyor. Kubaşık ailesinin müdahil davacıları yetkili polis müdürleri için kapsamlı bir sorgu hazırlamış. Burada diğer konuların yanında –henüz 2006 senesinde bulunan- ve açık şekilde ırkçı bir cinayet motifine işaret eden, ancak tutarlı şekilde gözardı edilen somut izler de konuşulmalıydı. Ancak tüm sorgu 18.09.2013 Çarşamba günü gelmeleri planlanan şahitlerin ifadelerine de dayandığından, bu sorgular gerçekleştiğinde bu konuları da gündeme getireceğiz. Bu tahminen Kasım başında gerçekleşecek. Gamze Kubaşık ve annesi o zaman yeniden duruşmaya katılacak ve kendileri de ifade verecekler.”