82. Duruşma Günü – 3 Şubat 2014

0

Bugün genel olarak Zschäpe, Mundlos ve Böhnhardt’ın Zwickau, Polenzstraße 2’den komşusu olan Sindy Po. ifade verdi. Tanık, sık sık arkadaş ortamında beraber oturup sohbet ettiği „Lisa“ takma isimli Zschäpe ile olan ilişkisini anlattı. Bir defasında bir motor karavan da görmüştü. Müdahil Avukat Narin’in soruları sonucunda o zamanlar kendisi de Polenzstraße 2’de oturan eşinin, neonazi dünya görüşüne bağlı olduğu açıkça ortaya çıktı. Bu, NSU’nun Zwickau’da nasıl bir çevre içinde hareket etmekte olduğunu gösterdi. Arada Heilbronn’da vücudu ağır hasar görmüş olan Martin A.‘nın tedavisini yürüten nöroloğu da dinlendi.

Tanıklar:

  • Sindy Po. (Zwickau, Polenzstraße’den komşu)
  • Dr. van Schayck (Martin A.‘nın buluunduğu Rehabilitasyon Merkezinde Nörolog)

Duruşma saat 9.49’da başladı. İlk tanık Sindy Po.‘ydu. Po. anne babası yüzünden Polenzstraße’ye taşındıklarını söyledi, kızı sık sık büyükannesinde kalıyordu, ama şu anda şehir merkezinde yaşıyordu. Oraya dört, beş yıl önce taşınmışlardı. Bayan. Re., Bayan Ku., Bayan So. ile ve anne babasıyla, Br. ve St. ailesiyle ve bina görevlisiyle iletişimi olmuştu. Önce Polenzstraße 2’de sonra Polenzstraße 4’te oturmuştu. Hakim Götzl, Susann diye biriyle iletişimi olup olmadığını sordu. Po. bunu doğruladı, oturup biraz da ahbap haline gelmiş diğer sakinler ile sohbet ettiğinde kontak kurulmuştu. Mangal yapılıp beraber yenilmiş, çocuklarla oynanmıştı. Götzl Po.‘nun „Susann“ konusuna gelmesini talep etti. Kendisi Polenzstraße’ye geldiğinde onu „Lisa“ ismiyle tanıdığını ve ona böyle hitap ettiğini söyledi. 2 numaralı dairede oturduğu zamandı bu. Onu sokaktan tanıdığı diğer kişiler ile aynı şekilde tanımıştı, aynı ilişki geçerliydi, arkadaşlık durumu farklı değildi. „Lisa“ onun kızına komiklikler yapmıştı ve oynamıştı, kendisiyle de sohbet edip sigara içmişti. Anladığı kadarıyla „Lisa“ ismini, bir çocuğun yanlışlıkla kendisine böyle hitap etmesi ve kendisinin bunu benimsemesi sonucunda almıştı. Po. soru üzerine, kendisinin onu hiçbir zaman „Susann“ diye çağırmadığını ifade etti. Götzl, Po.‘nun „Lisa“yı anlatması gerektiğini söyledi. Beraber oturup sohbet etmişlerdi, „Lisa“ onu sık ziyaret ediyordu, ahbap oldukları diğer sakinlerle mangal yapmışlardı, gündelik konular hakkında, çocuklar, okul, iş hakkında sohbet etmişlerdi. „Lisa“ sık seyahatten, çok tatilden bahsetmişti. Götzl, Po. „çok seyahat etmek“ dediğinde sadece „Lisa“yı mı kastettiğini sordu. Po. „Ben asıl olarak Lisa’yı görüyordum, iki adamı daha nadir görüyordum.“dedi. Götzl, onun orada Böhnhardt’ı mı Mundlos’u mu gördüğünü sordu. Po. onlardan biri gördüğünü ama isimlerini hatırlamadığını, onları birbirlerinden ayıramadığını söyledi. Soru üzerine Po., üç yıl Polenzstraße’de oturduğunu, iki yıl sonra 4 numaraya taşındığını ve orada da altı ay oturduğunu, 2010’de şehir merkezine taşındığını anlattı. „Lisa“ ile 2 numaraya taşınmasından kısa süre sonra tanıştıklarını söyledi. Diğer sakinler „Lisa“yı önceden tanıyorlardı. Genellikle avluda, oturma kısımda toplanılıyordu ve sonra teker teker gelenler ekleniyordu. Götzl, onun Böhnhardt ve Mundlos’tan bahsettiğini, orada kaç kişi görmüş olduğunu sordu. Po. Lisa ve bir kişi daha olmak üzere iki kişi gördüğünü söyledi. Ama erkeklerden hangisi olduğunu bilmiyordu. Oraya taşındıklarında kendilerininki ıslak olduğu için „Lisalar“ın bodrumunu almışlardı ve teslim sırasında adamı görmüşlerdi. Bunun dışında sadece Lisa ile iletişimi olmuştu.Bodrumun teslimi sırasında her şey normal seyretmişti. Bina görevlisi her şeyin tamam olduğunu, anahtarı teslim aldıklarının ve eşyalarını oraya koyduklarının belgelere geçtiğini söylemişti.

Adamın davranışları gayet normaldi. Her şeyin düzenli olduğunu, her şeyi boşalttıklarını söylemiş ve anahtarı vermişti. Po.‘nun dikkatini çeken bir şey olmamıştı. „Lisa“ zemin katta, sağ tarafta, Borç Danışmanlık Bürosunun yan tarafında oturuyordu. Götzl, orada „Lisa“dan başka kimsenin oturup oturmadığını sordu. Tanık, başka birinin girip çıktığını farketmediği, birini gördüğünde bunun Lisa olduğu şeklinde cevap verdi. Götzl, sohbet sırasında „Lisa“nın orada yalnız yaşadığından bahsedip bahsetmediğini sordu. Po., „Lisa“nın durumu hakkında, kendisinin okuyor olduğunu ve erkek arkadaşının elektrikli eşyalar alanında çalıştığını anlattığını söyledi. Po. „Lisa“nın ne öğrenimi gördüğünü söylemediğini, kendisinin sadece „Lisa“nın kitap okumayı sevdiğini farkettiğini, „Lisa“nın sık sık kitap aldığını ifade etti. Götzl, Po.‘nun „Lisa“nın ifadelerinden erkek arkadaşının da orada yaşadığını çıkarıp çıkarmadığını sordu. Po. aslında bunun hakkında hiç konuşmadıklarını söyleyerek olumsuz cevap verdi. Götzl o halde bunun onun erkek arkadaşı olduğu sonucuna nasıl varıldığını sordu. Po. bir defasında sorduğunu, „Lisa“nın bunu anlattığını ve konunun kapandığını söyledi, birbilerini o kadar da iyi tanımıyorlardı. Sonrasında birbirlerini daha iyi tanıyıp tanımadıkları sorusu üzerine Po., „Lisa“ hakkında her zaman az konuşulduğunu, konunun daha çok „biz“ olduğunu söyledi. „Lisa“ spontan bir şekilde gelmişti ve kahve içmek için zamanı olup olmadığını sormuştu. Ayarlanmış bir şey değildi, „Lisa“ spontan bir şekilde geliyordu. Götzl bodrumu neden erkek arkadaşın teslim ettiğini sordu. Po. bunu bilmediğini söyledi. „Lisa“ teslimin gerçekleştireleceği günü söylemişti ve o gün bu bey oradaydı. „Lisa“ adamı tanıştırmamıştı. Götzl adamın oradaki fonksiyonunun ne olduğu sordu. Po. bunun daha önce gördüğü adam olduğunu ve bu yüzden onun „Lisa“yla olduğunu bildiğini söyledi. Adamı ne zaman gördüğünün sorulması üzerine Po. „Sadece bir defa.“ dedi. Anne babasına gitmek için bina kapısından çıkmıştı, o zaman karşılaşmışlardı. Adamın „Lisa“yla olduğunu düşünmüştü çünkü binadakiler birbirleriyle tanışıyordu,bu yüzden onun sadece „Lisa“ ile olabileceğini tahmin etmişti, adam sadece „Merhaba“ ve „İyi günler“ demişti.

Götzl, yani adamla bir defa bodrumda ve bir defa ev kapısı önünde olmak üzere iki defa mı kaşılaştığını sordu, Po. bunu doğruladı. „Lisa“nın soyadı hakkındaki soruya Po., zilden dolayı „Dienelt“ olduğunu sandığı şeklinde cevap verdi. „Lisa“ hakkında bir defasında Bayan Ku. ile konuşmuştu (bkz. 67. Duruşma Günü Tutanağı), ama gündelik konulara dair bir sohbetti, orada olduğu zaman bazen çocuklarla ilgilenmesinin hoş bir şey olduğu ve bezneri şeyler hakkındaydı Po. orada da „Lisa“ ismini telaffuz ettiğini, başka bir isim bilmediğini, Ku.‘nun da „Lisa“ dediğini söyledi. Götzl’ün sorusu üzerine Po., kızının „Lisa“yı sevdiğini, „Lisa“ nın bazen beş dakikalığına çocuklarla ilgilendiğini, örneğin bazen kendi kızlarının uzun saçlarını taradığını söyledi. Po. dikkatini çeken olumsuz bir şey olmadığını söyledi. Soru üzerine Po., „Lisa“ya onun da çocuk isteyip istemediğini sorduğunu, onun olumlu cevap verdiğini ama daha zaman olduğunu söylediğini anlattı, „Bazı durumlarda çocukları çok sevdiği anlaşılıyordu.“ diye ekledi. Götzl Po.‘nun poliste, „Lisa“nın soruya sağlık nedenleriyle çocuk sahibi olamayacağı şeklinde cevap vermiş olduğunu anlattığını, aktardı. Po. öyle olabileceğini söyledi, bu ifadeyi vermesinin üstünden çok uzun zaman geçmişti. Po. „Lisa“ ile bazen şehir merkezinde kaşılaştığını anlattı. „Lisa“ sık sık bisiklet kullanıyordu, sportifti, karşılaştıklarında kısaca „gayet normal“ bir şekilde sohbet ediyorlardı.

Götzl, tatil rotalarının konu olup olmadığını sordu, Po. olumsuz cevap verdi. Bir defasında tatile gittiklerini duymuştu, „Lisa“ da bir şeyler hazırlaması gerektiğini söylemişti. Po. bir defasında anne babasına giderken „Lisa“nın „bir araca, karavana“ eşya yüklediğini görmüştü. Orada sadece „Lisa“ yı görmüştü, ne zaman olduğunu hatırlamıyordu ama o sırada hala 2 numarada oturuyordu. Araç hakkındaki soru üzerine Po., bunun „seyahat aracı gibi bir şey, büyükçe bir şey“ olduğunu söyledi. „Lisa“ bir seyahat çantası yüklemişti, „Lisa“nın „tatile gittiği“ni bildiği için bir daha onunla bu konu hakkında konuşmamıştı. „Lisa“ bir defasında biraz „güneş depolamak“ istediğini söylemişti. O sıralar „Lisa“yı ne sıklıkta gördüğü sorusu üzerine Po., kendi düşüncesine göre „Lisa“nın Bayan Ku.‘ya daha sık gidiyor olduğu ve genellikle orada karşılaştıkları şeklinde cevap verdi. Po. soru üzerine „Lisa“yı haftada üç-dört defa gördüğünü söyledi. Götzl bunun oldukça sık olduğunu söyledi ve sohbet konularını sordu. Po. „Genel oalrak bizim hakkımızdaydı.“ dedi, „Lisa“ hakkında çok soru sorulmamıştı. Götzl Po.‘nun problemleri hakkında mı konuşulduğunu sordu, Po. olumlu cevap verdi “Çok iyi bir dinleyiciydi.“ diye ekledi. Götzl „Lisa“nın taşınmasından sonraki durumu sordu. Po. „Lisa“nın evini su bastığını ve o sırada bina görevlisi olduğu için babası ile beraber buna baktıklarını anlattı. Lisa onlara bunu göstermişti ve bunun evden taşınma nedeni olduğunu söylemişti, çünkü hiç kimse gerçekten bir şey yapmamıştı. Suyun verdiği zarar tam olarak görülüyordu, kalorifer şimdiden paslanmıştı, cilası atmıştı. Götzl, Po.‘nun diğer odaları görüp görmediğini sordu. Po., „Lisa“nın onları içeri alıp hemen banyoya yönlendirdiğini söyledi. Tanık soru üzerine „Lisa“nın bundan belki iki-üç ay sonra oradan taşındığı şeklinde cevap verdi. „Lisa“ „Pöblitz civarına“ taşınacağını söylemişti, ama sonrasında uğramaya devam etmişti, her zamankinden farklı değildi sadece artık o kadar sık olmuyordu. Po., Ku.‘nun evindeyken „Lisa“nın uğradığı sık oluyordu. Sigara ve kahve içiliyordu. Bu belki haftada bir-iki defa gerçekleşiyordu. Po. „Lisa“nın yeni evinde hiç bulunmamıştı, tek bildiği evin Pölbitz’de olduğuydu. Kendisinde „Lisa“nın telefon numarasının olmadığını söyledi, „Demek istediğim, o eğer oradaysa oradaydı yoksa yoktu.“ diye ekledi. Po. kararlaştırılmış bir şey olmadığını söyleyerek devam etti. Götzl, Po.‘nun „Lisa“ya bir telefon numarası veya adres sorup sormadığını öğrenmek istedi. Po.“Doğruyu söylemek gerekirse, hayır.“ dedi. Po., „Lisa“nın kendisinin orada yalnız yaşayıp yaşamadığı konusunda bir şey söylediğini reddetti,“Dediğim gibi, hakkında bilinen çok şey yoktu.“diye ekledi.
Götzl, Po.‘nun sorgulama tutanağında „Susann“dan bahsedildiğini, bunun nasıl olduğunu sordu. Po. kendisinin onu çağırdığı ismin Bayan Ku.‘nun, onun da adı Lisa olan, kızı dolayısıyla kullanılmaya başlandığını, herkes ona „Lisa“ diye seslendiği için kendisinin de aynısını yaptığını söyledi. Orada neden „Susann“ isminin geçtiğini sorulması üzerine Po., bunun zildeki isimden kaynaklandığı, orada „Susann Dienelt“ yazıyor olduğu şeklinde cevap verdi. Po., poliste kendisine resimler gösterildiğini, bodrumu teslim eden beyi tanıdığını sandığını doğruladı. Bunun kim olduğunu bilmiyordu çünkü şimdi ikisini „televizyon yüzünden“ karıştırıyordu. Adamın kapıda ve bodrumda gördüğü adam olduğunu doğruladı. Po. teşhis için öne geldi. Fotoraflı teşhis dosyasında 2 numaralı Uwe Mundlos’u bodrumu teslim eden kişi olarak tanıdı. 7 numara olarak Böhnhardt’ın bulunduğu sonraki bir dosyada, 7 numaralı beyi sadece televizyondan, haberlerden tanıdığını söyledi. Po. soru üzerine, „Lisa“yı ziyaret etmiş olan kişileri hiç görmemiş olduğunu ifade etti. „Lisa“nın arkadaşlarından hiçbir zaman isimle bahsedilmemişti, „Lisa“ sadece, çocukları olan tanıdıkları olduğunu ve kendisi onları ziyaret ettiğinde çocukların mutlu olduklarını söylemişti. Po. çocuklarla ilgili ayrıntıları farketmediğini söyledi. Götzl, „Lisa“nın çocuklara hediye alıp almadığını sordu. Po., „Lisa“yla karşılaştığında onun çok sayıda kitap ve kedi maması almış olduğunu gördüğünü söyledi. Götzl, Po.‘nun „Susann“ ile bazen şehir merkezinde karşılaştığını, „Susann“ın genellikle arkadaş çevresinin çocukları için bir şeyler alıyor olduğunu söylediğini aktardı. Po. onun bundan bahsetmiş olduğunu, ama kendisinin bunu hiç görmediğini söyledi. Po. bunun ne olduğunu bilmiyordu ve „sonuç olarak“ kendisini ilgilendirmiyordu.

Götzl, „Lisa“nın erkek arkadaşının ismi hakkındaki soruya Po.‘nun, onun bir isim söylemediği ve erkek arkadaşından her zaman „benimki“, örneğin „benimki de bunu oynuyor“ şeklinde bahsettiği şeklinde cevap verdiğini aktardı. „Lisa“ söz konusu oyunun „World of Warcraft“ olduğunu söyleyip kısaca oyundan bahsetmişti ve kendisinin de oynadığını anlatmıştı. Soru üzerine Po., bazen bir kaç kadeh şarap içtiklerini, „Lisa“nın çok içmediğini, akşam boyunca iki üç kadeh içtiğini ve „Lisa“nın bu süreçte her zamanki gibi davranıyor olduğunu söyledi. Götzl, Po.‘nun şehir merkezindeki evindeyken de „Susann“ın sık sık uğradığını ve her zaman yanında bir şişe şarap olduğunu söylediğini aktardı. Po. iki-üç kişi olunduğunda bunun fazla bir şey olmadığını söyledi. Po. son zamanlarda „Lisa“nın daha fazla içtiğini farkettiğini, ama bunu kötü bulmadığını, herkesin kendisinin karar vermesi gereken bir şey olduğunu ifade etti. Götzl‘ün aktarması üzerine Po., „Lisa“nın söylediğine göre erkek arkadaşının serbest çalıştığını doğruladı. Po. elektronik eşya alanında olduğunu ama tam olarak ne olduğunu bilmediğini ekledi. Po. en azından kendisi oradayken politik konular hakkında hiç konuşulmadığını söyledi. „Lisa“nın iki kedisi olduğunu sanıyordu. Götzl, Po. kedilerle veya postayla ilgili olarak kendisinden bir şey talep edilip edilmediğini sordu. Po. bunlarla „Lisa“nın her zaman kendisinin ilgilenmiş olması gerektiğini söyledi. Örneğin postayla ilgili olarak kimse kapısını çalmamıştı. Po., Bayan Ku.‘da „Lisa“nın iki fotoğrafı olduğunu söyledi, kendisi fotoğraf çektirmemişti, “Ben içinde benim olduğum fotoğrafları sevmiyorum.“dedi.

Götzl bir yaşanan bir bir tartışmayı ve son görüşmeyi sordu. Po. bunun diğer bir bayan arkadaşla yaşandığını söyledi. Tanık soru üzerine, bir şeyi başkalarına anlattığı, ama inkar ettiği şeklinde cevap verdi. Aşağıda kapıda bu arkadaşla konuşmuştu, „Lisa“ da oradaydı ve tekrar barışmalarını istemişti. Götzl, onun sonradan „Lisa“ ile görüşmemesinin bu durumla bir ilgisi olup olmadığını sordu. Po. „Lisa“nın öylece gelmeyi kestiğini, bunu bilmediğini söyledi. Götzl, „Lisa“nın Po.‘nun ailesi hakkında ne bildiğini sordu. Tanık „Lisa „bizimle ilgili“ diye başladı ve eşinin ne iş yaptığını, kendisinin serbest çalışıyor olduğunu, çocukların nerede okula gittiğini bildiğini anlattı ve „Lisa“nın bazen ziyaret ettiği kendi anne babasını da tanıdığını söyledi. „Lisa“yla doğum günleri hakkında konuşup konuşmadığını hatırlamıyordu, en fazla kızının doğum günü hakkında konuşmuş olabilirdi. O tarihte adı hala Sindy Sch.‘ydi, eşiyle Mart 2010’da evlenmişti ama o zamanlar da onunla beraber oturuyordu. Po. zilde „T.Po“ ve „S.Sch“ yazdığını söyledi. 4 numaralı evde ve şehir merkezindeki evde de aynı durum söz konusuydu. Bunu saat 11.10’a kadar verilen ara izledi.

Götzl, Po.‘nun tartışmanın zamanıyla ilgili olarak „bütün olanlardan kısa süre önce“, belki üç-dört hafta önce gerçekleştiğini söylediğini aktardı. Götzl bununla ne denmek istendiğini sordu. Po. bu hadisenin televizyonda gösterilmesinden önce kendisinin her halükarda şehir merkezinde oturuyor olduğunu söyledi. Götzl evlerde oturma tarihleriyle ilgili olarak; Po.‘nun sorgulama tutanağında; ikamet kaydının 2007’den 2009’a kadar Po.‘nun Polenzstraße 2’de oturduğunu gösterdiğini aktardı. Po. aşağı yukarı böyle olduğunu söyleyerek doğruladı. Götzl sorgulama sırasında Po.‘ya, Frühlingsstraße 26 belgelerinde „Lisa Po.“,“Lise Po.“ ve „Silvia Po.“ isimlerinin bulunduğunun bildiriligini aktardı, bunun üzerine Po.‘nun bunu açıklayamayacağını ama şu anda ürperdiğini söyledi. Po. böyle söylediğini çünkü kendi soyadının, adının değil ama soyadının öne çıktığını ifade etti. Götzl, bilgilerini başkalarına verip vermediğini sordu.Po. buna olumsuz cevap verdi, en fazla şu olmuş olabilirdi: Bir zaman bir dükkanı olmuştu ve belgerin hepsi kağıt çöpüne gitmişti, bunlar herkesin ulaşımına açıktı. Patates kabuklarıyla ilgili hikaye ile sorulduğunda Po., „Lisa“nın patates kabuklarını her zaman kendisine getirdiğini çünkü anne babasıyla beraber oturan kız kardeşinin bir tavşanı olduğunu anlattı. „Lisa“ da bu kadar çok patates kabuğu olması kendilerini şaşırtmıştı, Lisa haşlayıp sonra dondurduğunu anlatmıştı.

Yüksek Başsavcı Greger, su basmasının ardından evin gezilmesiyle ilgili olarak Po.‘nun poliste; banyo dışında koridoru da gördüğünü ve „Lisa“nin, erkek arkadaşının odasının çapraz karşıda olduğunu ve ses sistemi yüzünden ses yalıtımı yapıldığını, evde dört oda bulunduğunu anlattığını söylediğini aktardı. Po. bunu doğruladı. Avukat Reinecke, Po.‘nun tam olarak ne zaman taşındığını sordu, sonuçta insan bir yere taşındığında her zaman hemen kayıt yaptırmıyordu. Po. su baskını yaşandığı sırada kendisinin 2 numaralı evde oturuyor olup olmadığına dair soruya olumlu cevap verdi. Reinceke su baskınının Aralık 2006’nın başlarında yaşandığını söyledi ve Po.‘nun orada oturuyor olup olmadığını sordu. „Po., off Tanrım, bilmiyorum, olabilir.“diye cevap verdi. Sonraki soru üzerine Po., şehir merkezine nikahtan sonra taşındığını, Haziran veya Temmuz 2010 olduğunu söyledi. Tartışmadan önce Zschäpe bir defa orada bulunmuştu, bir veya iki defa. Reinecke’nin sorusu üzerine Po., Polenzstraße’den taşınmasından sonra Zschäpe ile Bayan Ku.‘nun evinde karşılaştığını söyledi. Frühlingsstraße’deki evin yandığını televizyondan duymuştu, Zschäpe’nin orada oturduğunu da. Reinecke, Po.‘nun Zschäpe’nin ismini farketmeden önce Zwickkau’da bir evin yandığı hakkında hiçbir şey duymamış olduğunu mu sordu. Bir evin yandığını duymuştu ama ama orada „Lisa“nın oturduğunu bilmiyordu. Reinecke Po.‘nun Bayan Ku. ile bunun hakkında konuşup konuşmadığını sordu. Po. buna olumlu cevap verdi, ikisi de şok olmuştu, böyle bir şeyi asla tahmin etmemişlerdi ve kabullenmek istememişlerdi. Onu tamamen farklı tanıdıkları için, “garip bir şekilde“ Lisa hakkında başka bir şey düşünmemişlerdi. Reinecke, Bayan Ku.‘nun Frühlingsstraße’deki yangınla ilgili çok önceden bir şüphesi olduğu hakkında bir şey anlatıp anlatmadığını sordu. Po. buna olumsuz cevap verdi. Ku. ile bunun hakkında daha sonra konuşup konuşmadıkları hakkındaki soruya da Po. olumsuz cevap verdi, „genel olarak bunu aklında rafa kaldırmış“tı. Reinecke „genel olarak“ın Po.‘nun sık kullandığı bir kelime olduğunu söyledi ve kendisini ilginlendirenin Po.‘nun Ku. ile dava hakkında konuşup konuşmadığı olduğunu söyledi. Po., Ku. ile dava hakkında konuşmadığını, konu hakkında detaylıca konuşmadıklarını söyledi. Reineceke böyle bir şeyi hayal edemediğini söyleyerek karşılık verdi. Zschäpe’nin Avukatı Heer itiraz etti ama Götzl soruya izin verdi. Ku.‘nun mahkeme salonundaki durumu anlatıp anlatmadığı hakkındaki soruya Po., Ku.‘nun sadece çok insan ve kamera, projeksiyon perdesi bulunduğunu ve kontrol yapıldığını anlattığı şeklinde cevap verdi. Reinecke hangi soruların sorulduğununun da konuşulup konuşulmadığını sordu. Po. olumsuz cevap verdi. Soru üzerine Po., „Lisa“nın suyun verdiği zararla igili uzun zamandan beri bir şey yapılmadığını, bunun için taşındığını anlattığını söyledi. Ev sonra tekrar kiralanmıştı. Borç Danışmanı bir odaya daha sahip olmak istemişti, yıkılma ve inşa çalışmasından sonra yeni bina görevlisi St. taşınmıştı. Po. soru üzerine suyun verdiği zararın giderildiğini söyledi.

Ardından Avukat Narin sormaya başladı. Po., onun, André E., Susann E. ve Max-Florian B.‘yi tanıyıp tanımadığı yönündeki sorusuna olumsuz cevap verdi. Ancak Patrick Ku. diye birini tanıyordu, bu Bayan K.‘nin oğluydu (bkz. 67. Duruşma Tutanağı). Po.‘nun eşinin tanıdığıydı. Narin, Po.‘nun eşinin politk görüşünün nasıl olduğunu sordu. Po. onun „normal“ bir politk görüşe sahip olduğunu söyledi. Yüksek Başsavcı Weingarten söylenenin somutlaştırılması talebine itiraz etti. Kişisel alana giren soruların, ki buna özellikle politik görüşler dahildi, konuyla ilgisi açıklanmadığı sürece izin verilemez sorular olduklarını söyledi. Narin’in talebi üzere Hakim Götzl tanığı salondan çıkardı. Narin Po.‘nun ve eşinin Facebook hesabına baktığını, orada provoke edici bir şiir bulunduğunu, bir „Pembe Panter “ resminin görüldüğünü, mültecilerin alaya alındığını ve revizyonist, NS‘i (Nasyonal Sosyalizm*) öven materyal bulunduğunu açıkladı. Ayrıca Patrick Ku‘nun burada, Torsten Po.‘nun bir aşırı sağcı olduğunu ve düşüncelerini açıkça beyan ettiğini söyledi. Sindy Po.‘nun burada bu tür bir bağlantı olaslığı ile ilgili sınırlandırıcı ifade vermesi tahmin edilebilir bir şeydi. Narin bu yüzden Facebook’tan aktarımlar yapmak istediğini söyledi. Hala belgeleri hazırlaması gerekiyordu, aynı kişinin söz konusu olduğunu ilk defa sorgulama sırasında farketmişti. Götzl önce doktrorun dinlenmesine ve öğle arası verilmesine karar verdi.

Ardından bilirkişi tanık Dr. von Schayck dinlenmeye başlandı. Schayck, Stuttgart‘taki ve Gerlingen‘deki Schmieder Nörolojik Rehabilistasyon Kliniklerinin medikal direktörüydü. Tanığın doktor olmasından kaynaklanan sessiz klama mecburiyetinden muaf edildiğinin açıklanmasını ardından, tanık çalışmalarını anlatmaya başladı. Schayck rehabilitasyonun amacının; fizik tedavi, spor terapisi ve ergoterapi uygulayarak bilişsel, motor beceriler ve ruhsal sağlık alanı dahlindeki rahatsızlıkları tedavi etmek ve hastaların yeniden çalışma hayatına dönmelerini sağlamak veya en azından günlük işlerinin yardım almadan yapabilmelerini sağlamak olduğunu anlattı. Schayck, Mart in A.‘nın 18 Haziran’dan 18 Eylül 2007’ye kadar Gerlingen’deki klinikte nörolojik rehabilitasyon bölümünde, D kısmında, tedavi gördüğünü söyledi. A. yeniden, temel şeyleri bakım görevlilerinin yardımı olmadan yapabilir hale gelmişti. Sonrasında A.‘nın tedavisine tam gün ve ayakta olmak üzere Stuttgart’ta devam edilmişti. Schayck, teşhisleri ve tedavileri anlattı. Tanık ardından A.‘yı, sağlığıyla ilgili engelleri yoğun egzersiz ile aşmaya çalışan ve normalliğe adım atabilmek isteyen nazik bir insan olarak tanıdığını söyledi. A.‘nın hedefi tekrar polis memuru görevine dönmekti ve bunu başarmıştı. Schayck, önemli bir noktanın, soruşturmayı yürüten memurların kendisine sık sık A.‘nın yaralanma anına dair bir şeyler hatırlayabilip hatırlayamadığını sorması olduğunu söyledi. Schayck onun yaralanma anına ve öncesine dair bir şey hatırlamadığını ifade etti. A.‘da geriye dönük hafıza kaybı mevcuttu. Sonrasına ait anılar da kaybolmuştu ya da silikti. Bu Schayck’ın bekleyebileceği bir durumdu. Ardından kendisine, hafızadaki boşlukları aşabilmek için trükler bulunup bulunmadığı soruldu. Ağır kafa yaralanmalarında hafıza içeriği oluşumu tamamen kesintiye uğradığı için, bu içeriğin geri çağrılamaması değil hiç oluşmaması söz konusuydu, dolayısıyla böyle bir olasılığın varolduğunu sanmıyordu. Bir anı kalıntısına ulaşılması için hipnoz uygulanmasının mümkün olup olmadığı soruldu. Hastanın fiziksel durumu iyi olduğundan bununla ilgili bir engel bulunmadığını söyledi. Ardından Schayck, rehabilitasyon sürecini, tabucu olmanın sonrasındaki kalıcı hasarları ve Götzl’ün sorusu üzerine, sonradan ortaya çıkması olası sonuçları anlattı. A.‘nın 2007’den sonra kendini tanıtıp tanıtmadığıyla ilgili soruya olumsuz cevap verdi. Saat 11.27’de Schayck’ın dinlenmesine son verildi.

Öğle arasından sonra saat 13.34’te duruşmaya tekrar başlandı. Zschäpe’nin Savunma Avukatı Sturm tanığın eşinin politik görüşleriyle ilgili soru sorulmasına itirazını tekrar dile getirmek istediğini söyledi. Sturm, Narin’in burada bunun tanığın güvenilirliği ile ilgili olduğunu söylediğini ifade etti. Tanık bu sırada tekrar salona geldiği için müdahil davacılar sırasından protesto sesleri duyuldu. Götzl tanğı terkar salondan gönderdi. Sturm devam ederek, Narin’in tanığı, politik görüşleri dolayısıyla Zschäpe’nin zararına suç unsuru olabilecek şeyleri atlamakla itham ettiğini söyledi. Şu ana kadar sunulan ifadede böyle bir şey kendini göstermemişti. Sturm, bu yerin tekrar, aşırı sağ düşüncenin nasıl da her yerde hazır bulunduğunun gösterilmesi amacıyla umumi bir „Platform“ gibi kullanılmasının, uygun olmadığını söyledi.
Müdahil Avukat Scharmer karşı çıkarak, konunun iddianamede Zschäpe’nin kimlik değiştirme ile itham edilmesi olduğunu söyledi. Böylesi bir kimlik değiştirmenin soruşturulması için, çevrenin nasıl olduğunun aydınlatılması gerekliydi ve eğer tanık kendisinin ve eşinin politik görüşünün nötr olduğunu söylüyorsa bunun araştırılması gerekirdi. Avukat von der Behrens, tanığın Zschäpe ile politik konular değil sadece normal konular sohbet ettiğini söylediğini ifade etti. Burada „normal“ bir politik görüş sahibi olunduğu iddia ediliyorsa, tanık politik sohbetleri de „normal“ kabul etmiş olabilirdi.

Tanık tekrar salona geldi ve Narin, onun politik görüşünün „normal“ olmasının ne demek olduğunu detaylandırması gerektiğini söyledi. Po.“Normal ne demek mi? Herkes gibi demek.“ dedi. Narin, Patrick Ku.‘nun Torsten Po.‘nun aşırı sağ camiaya dahil olduğunu ve görüşünü sık sık belirttiğini söylediğini aktardı. Ardından Po.‘nun eşinin bunu kendisinin karşısında da yapıp yapmadığını sordu. Po. „Kendine ait görüşleri var, evet.“ diye cevap verdi. İlgili soru üzerine Po., eşinin kendisine görüşünü ifade etmediğini söyledi. Ardından Narin resimleri gösterdi. Po. bunların kendi Facebook hesaplarından olduğunu doğruladı. Narin „Meißen İlçesine başka Mülteci Evi yok.“ Isimli bir Facebook sayfasının resmini gösterdi ve bunun Po.‘nun favorileri arasında olup olmadığını sordu. Po. bunu birinin link edip etmediğini hatırlamadığını söyledi. Narin Po. Facebooktaki favorilerini kendisinin mi yoksa başkasının mı seçtiğini sordu. Po. profile kendisinin ve eşinin erişimi olduğunu söyledi. Narin diğer Facebook hesaplarının resimlerini gösterdi. Po. bunun eşinin profili olduğunu doğruladı. Narin Torsten Po.‘nun profilinde bulunan bir fotoğraftaki bir şiirden satırlar aktardı: “Ali’de para var, Hasan’da uyuşturucu var, ödeyen ve kandırılan Almanlar.“ Narin tanığa üslubun eşinin görüşleriyle uyuşup uyuşmadığını sordu, Po. doğruladı. Narin ardından üstünde bir kalp ve „I love you„ yazılı bir bandrol bulunan „Pembe Panter“ resmi gösterdi. Narin, Po.‘nun eşi ile NSU hakkında konuşup konuşmadığını sordu, tanık buna olumlu cevap verdi. Narin, onun bu görüşleri paylaşıp paylaşmadığını sordu. Po. olumsuz cevap verdi. Narin Po.‘nun „Pembe Panter“ vidyosunu tanıyıp tanımadığını sordu, Po. tanıdığını söyledi. Narin bu konu hakkında konuşup konuşmadıklarını sordu. Po. olumsuz cevap verdi ve bu zihniyeti paylaşmadığını söyledi. Narin hangi zihniyeti paylaşmadığını sordu. Po. eşinin buna dair bir politik görüşü olduğunu ama bunu onun ifade etmesi gerektiğini söyledi.

Savunma Avukatı Heer, Po.‘nun „Lisa“ya telefon numarasını verip vermediğini sordu. Po. bunun mümkün olduğu ama hatırlamadığı şeklinde cevap verdi. Avukat Sturm „Lisa“nın kendini diğerlerine politik olarak ifade edip etmediğini sordu. Po. kendi evindeyken böyle bir şey yapmadığını söyledi. Sturm Bay F.‘nin, ev sahipleri arasında „Lisa“nın yabancılardan hoşlanmadığının bilindiğini ifade ettiğini, söyledi. Po. bunu reddetti. F.‘yi kesinlikle tanımıyordu. Soru üzerine Po., mahallede yabancıların bulunduğunu ve hiç problem yaşanmadığını söyledi. Müdahil Avukat Dierbach Po.‘nun „Pembe Panter“ vidyosunu nereden tanıdığını sordu. Po. bunun televizyonda gösterildiğini söyledi, soru üzerine, bunu gördüğü başka bir hiçbir durum yaşanmadığını söyledi.

Bilirkişi Prof. Saß sorularını sormaya başladı. Po. Zschäpe’nin aldığı kitaplar hakkında konuştuğunu reddetti. Po. sinema, televizyon, filmler hakkında konuşulmuş olabileceğini söyledi, soru üzerine, bununla ilgili bir şey hatırlamadığını ifade etti. Saß, Zschäpe’nin iş, okul, işsizlik hakkında konuşup konuşmadığını sordu. Po. olumsuz cevap verdi, sadece onun üniversitede okuduğunu bliyordu, bunu evden yaptığını söylemişti. Saß sonlarda yaşanan tartışmanın konusunu sordu, Zschäpe’nin neden bununla meşgul olduğu konusunda Po.‘nun bir açıklaması var mıydı? Po. bunu bilmediğini söyledi. Zschäpe biraz uzak bir şekilde yanda durmuştu ama diğer arkadaşlarla beraber gelmişti. Saß, Zschäpe oradayken başka tartışmalar yaşanıp yaşanmadığını sordu. Po. “Benim dahil olduğum yok.“ dedi. Po. konuşmanın on-on beş dakika sürdüğünü söyledi, soru üzerine, Zschäpe‘nin hiçbir şey söylemediğini ifade etti.

Götzl sorgulamada, tartışmanın konusunun şöyle geçtiğini aktardı: “Ben Susann Dienelt’e Susann Rö. hakkında bir şey anlatmışım.“ Götzl meselenin ne olduğunu sordu. Po. uzun zaman geçtiğini, hatırlamadığını söyledi. Götzl devam ederek, Po.‘nun bu yüzden ikisinin kendi kapısının önünde durduklarını ve „Susann Dienelt“in konuyu halletmek istediğini söylediğini, aktardı. Po., „Lisa“, „birbirimizle konuşmamızı ve barışmamızı istedi“ dedi. Po. tekrar konunun ne olduğunu hatırlamadığını söyledi. Götzl devamının kulağa, „Susann Dienelt“ Po.‘ya bir suçlama yöneltiyormuş gibi geldiğini söyledi. Po. “İşleri batırdığıma dair, evet.“ dedi. Götzl tutanakta, Po.‘nun Susann Rö. ve kendisi arasında bir şey yaşandığını ve kendisinin „Dienelt“ ile daha fazla görüşmek istemediğini açıkladığının, yazdığını aktardı. Götzl, Po.‘nun şimdiye kadar tamamen farklı bir izlenim edinilmesine neden olduğunu söyledi. Bu yüzden tekrar soruyordu: “Bu tartışma ne hakkındaydı?“. Po. „Hatırlamıyorum.“dedi. Avukat Reinecke, Rö.‘ye göre tartışmanın Zschäpe’nin „daha önce söylemiş olduğunu, şimdi söylebilirsin.“ demesinden kaynaklandığını aktardı. Po. bunu doğruladı. Reinecke, konunun ne olduğunu biliyorsa Po.‘nun bunu burada söylemek mecburiyetinde olduğunu ifade etti. Po., bunu Rö.‘nün eşiyle ilgili bir şey olduğunu ifade etti; o işten geldiğinde, örneğin boya yapmak gibi, yapacak çok şeyi oluyordu ve kendisi, Po., bunu uygun bulmadığını söylemişti. Götzl sinirli bir şekilde Po.‘nun neden kendisine yalan söylediğini sordu. Po. bunun o anda aklına geldiğini söyledi. Götzl bunu dikkate aldığını söyledi, ve ona sessiz kalmanın da yalan ifade olduğunu bildirdi. Po. gerçekten o anda aklına geldiğini söyledi.

Duruşma saat 13.55’te sona erdi.

Müdahil Avukat Scharmer’in açıklaması: “Federal Savcılığın dava sürecindeki usulü ve açıklamaları giderek, aydınlatma ile değil iddianemesini mümkün olduğunca kısa sürede sonuna erdirmek ile ilgili olduğunu gösteriyor.
Tanığa kendisinin ve eşinin aşırı sağ görüşü hakkında elbette soru sorulabilir. Burada konu sadece onun güvenilirliğinin kanıtlanması değildir. İddianame Zschäpe‘yi, üçlünün kimlik değiştirmesi işini yürütmekle itham etmektedir. Bu bağlamda onun çevresi ve onların politik görüşlerinin sorgulanması doğaldır.“