226. Duruşma Günü Özet Tutanağı – 3 Eylül 2015

0

[Duruşma kısa sürdüğü için tutanak ile kısa özet tutanağı özdeştir.]
 
Zschäpe ve Wohlleben’in savunma makamının mahkeme başkanı hakim Götzl ile girdiği münakaşalar bugünkü duruşmaya, damga vurmuştur. Mahkemeye çağrılan tanık hasta olduğu için gelememiş ve bu nedenle de bugün ele alınacak belgeler yüksek sesle okunmuştur; münakaşalara bu okumalar sırasında da devam edilmiştir.

 

Duruşma saat 09:48’de başlamıştır. Herkesin orada olduğunun tespitininin ardından hakim Götzl: „Bugün mahkemeye çağrılan tanık Brehme, hastalığı nedeniyle gelememiş, özürlerini sunmuştur. Bunu dosyaya ekleyeceğiz. Zamanımızı okumalara ayıracağız.“ Götzl,  Schomerusstraße 5 numaralı dairenin Zschäpe’nin kayıplara karışmadan önce kiraladığına dair delil dilekçesinin söz konusu olduğunu söyler. (Bunun için avukat Reinecke ile avukat Schön’ün 79. duruşma gününde sundukları dilekçeye bakınız.)

Ardından Götzl hangi belgelerin okunmasını düşündüğünü açıklamaya başlar; örneğin daire seçenekleri, dairenin teslim edildiğine dair tutanak ve tutanaktan 2.1. madde ile tarih ve imzalar. Zschäpe’nin savunma avukatı Stahl, Götzl’ün açıklamasının anlaşılmadığını söyler. Götzl devam eder ve delillerin değerlendirilmesi ile ilgili 14.07.2015 tarihli dilekçe bağlamında [217. Duruşma gününde Alexander Ha.’nın ifadesinin açıklanışı çerçevesinde ele alınan dilekçe] resmen el konulan 59.61 numaralı delile ilişkin metnin okunmasının ve incelenmesinin söz konusu olduğunu söyler. Üçüncü bir konu ise  „Blood & Honour“un 1996 senesine ait iki numaralı dergisidir. Götzl, avukat Stahl tarafından sözünün kesilmesine değin delillerin bulunduğu yerler ile devam eder. Stahl, „stenegorafik yeteneklerinin” sınırına geldiğini söyler. Götzl, Stahl’a eş zamanlı yazabilmesi gerektiği yanıtını verir. Stahl: „Ben avukatım, stenograf değil.“ Götzl, bunun uygun bir yanıt olmadığı karşılığını verir. Stahl, Götzl’ün yanıtının da onun için uygun bir yanıt olmadığını söyler; daha sonra tekrar okumak isteyeceği bu şeyleri doğru düzgün yazmak zorundadır.  Götzl: „Sorun neyse söyleyin o zaman, burada bu ses tonuyla, bu tartışmalara ihtiyacımız yok. Hukuki anlamda fikrinizi beyan etmek temel hakkınız. Neyi yazamadınız?“   Stahl: „Hemen bakıyorum, sayın başkan.“ Wohlleben’in savunma avukatı Schneiders okumaların kendisi için de çok hızlı olduğunu, özellikle mektupların bulunduğu yerlere ilişkin kısmın hızlı geçildiğini belirtir. Götzl mektupların bulunduğu yerlere ilişkin kısmı bir daha ve yavaşça okur. Zschäpe’nin savunma avukatı Heer, böyle bir durumun daha önce de yaşanmış olduğunu, bu mesleenin öylesine ikinci dereceye atıldığını, heyetin bir zaman sonra davaya katılanlara söz konusu metinleri verdiğini, bu nedenle de buna bir kez daha değindiğini söyler. Götzl işte yavaşça okuyorum, der. Heer, uygulanan biçime itiraz ettiğini ve ayrıca delillerin bulunduğu yerlerin yazıya dökülüp teslim edilmesi başvurusunda bulunduğunu söyler.

Federal savcı Diemer: „Böyle bir şey StPO’nun (Ceza Muhakemesi Kanunu) hangi kısmında yer alıyor, gerçekten bilmek isterim. Mahkeme başkanı yüksek sesle okuyarak beyan eder, siz de o esnada yazarsınız.“ Götzl fikirlerini sunmalarını rica eder. Müdahil avukat Reinecke, Götzl’ün sıraladığı kimi dosyalara ilave edilecek bir şey olmadığını söyler. Ardından Götzl konuya yeniden döner ve sırasına göre aktarır ve üç kompleksin söz konusu olduğunu söyler.
Avukat Heer, Göztl eğer onun dilekçesini dikkate almayacaksa mahkemenin karar vermesi için dilekçe başvurusunda bulunacağını açıklar. Diemer’e dönerek bunun nedeninin de açık olduğunu nihayetinde müvekkilinin savunmasının söz konusu olduğunu söyler. Tartışmaya devam edilir. Daha sonra Götzl bir kez daha yavaş yavaş 217. duruşmadaki dilekçenin söz konusu olduğunu ve yazıyı yüksek sesle okumak istediğini söyler. Delillerin bulunduğu yerlerin adını söyler. Götzl: „Dilekçe hâlâ geçerliğini koruyor mu?” Heer: „Sizin son yirmi dakika içinde söylenecekleriniz dikkate alındığı sürece hayır.“ Saat 10:40’a değin ara verilir.

Ardından Götzl şunları söyler: „Bu arada el konulan ve bizde Schleißheimer Straße’de olan deliller talep edildi; ancak henüz buraya ulaşmadı.“ Götzl, elinde birer kopyalarının olduğunu söyler. Bu kez de avukat Klemke, Wohlleben’in savunma makamı adına el konulan delillerin okunmasına itiraz eder. Klemke, mahkemenin, orjinal delilin kopyasını okumak suretiyle ana duruşmada ele almak istediğini ancak prensip olarak sadece orjinal metinlerin okunabileceğini, fotokopilerin ise sadece orjinalleriyle örtüştüğünün tespitinden sonra okunabileceğini söyler. Götzl: „Siz bunun yasaya aykırı olduğunu biliyorsunuz!“ Klemke: „Yasaya aykırı değil. Fakat okuma ertelenebilir.“  Götzl: „Bu delilin bir nüshası çıkarıldı; herhangi bir şüpheniz varsa o zaman beklemek gerekecek.“ Klemke: „Madem hal bu, o zaman sayın mahkeme başkanı sizi, söz konusu nüshayı aslıyla karşılaştıran ve orjinaliyle birebir örtüştüğünü tespit eden kişi sıfatıyla tanık olarak gösterelim. Götzl: „Görüşleri olan?“ Federal Savcı: „Delil ne zaman değin burada olur?“ Götzl, beş dakika diye tahmin ettiğini söyler ve ardından saat 11:01’e değin ara verir.

Daha sonra Götzl, söz konusu dosyanın ulaştığını ve bu dosyadan okumalara geçilmesinin düşünüldüğünü söyler. Şimdi de Zschäpe’nin savunma avukatı Sturm, delillerin toplanışına itiraz eder; çünkü Garaj 5’te, 26.01.1998 tarihinde yapılan aramadaki deliller söz konusudur ve bu aramada elde edilen delillerin kullanılmasına ilişkin şimdiye değin getirilen itirazlara dikkat çeker. (Arama yasalara aykırı gerçekleşmiştir.) Avukat Klemke: „Biz de buna katılıyoruz.“ Götzl görüş bildirilmesini rica eder. Diemer: „Biz bu konuda daha önce de görüş bildirdik ve okunabileceğini düşünüyoruz.“ Götzl, avukat Reinecke’nin üçüncü yapıyla ilgili okuma konusunda haklı olduğunu, dosyalara henüz bakılmadığını, bu nedenle şimdilik ele alınmayacağını açıklar. Ardından saat 12:06’ya değin öğle arası verilir.

Ardından Götzl, delillerin suretlerinin okunmasına getirilen itirazı ve buna dair dilekçe meselesinin hallolunduğuna dair kararı yüksek sesle okur; orjinal metinler hazırdır. Ayrıca Sturm’un dilekçesine rağmen okumaya geçileceği kararını okur. Ana duruşmada itirazın reddilmesine karşı bir hak talebinde bulunulamaz. Senato, hükümle ilgili müzakereye ilişkin değerlendirme sorusunun saklı kalacağına işaret eder. [Mektupların içeriği için 217. duruşmada müdahillerin sunduğu kanıtlara ilişkin dilekçeye bakınız.] Hakim Odersky diğer mektubu yüksek sesle okur ve sonra hakim Lange bir başka mektubu yüksek sesle okur. Ardından Götzl, Ilmenau Koleji tarafından Uwe Mundlos’a yazılan bir yazıyı okur.

Ardından Götzl, Zschäpe tarafından Schomerusstraße 5 numaralı dairenin kiralanmasına ilişkin yazının okunmasının söz konusu olduğunu söyler. Hakim Lange yazıyı yüksek sesle okur. Ardından Götzl, dilekçeyi sunan kişiye şu sorunun sorulması gerektiğini söyler; acaba Jena Wohnen GmbH’nın çalışanı, Zschäpe’nin kayıplara karıştığı dönemde bu daireyi kiraladığına dair kanıt meselesiyle ilgili dilekçeden hareketle dinlenilmiş midir? Avukat Reinecke bunu doğrular. Mahkemede hazır bulunan ve bu dilekçeye dahil olan müdahil avukatlar da buna ilişkin açıklama yaparlar. Götzl, avukat Lindemann’a, avukat Singer’in temsilcisi olarak aynı şekilde bir açıklama yapıp yapamayacağını sorar. Lindemann kendisine bu konuda bir bilgi verilmediğini, sorması gerektiğini söyler. Götzl: „Fakat temsilci olarak bu görevi üstlenmek istiyorsanız dilekçelerle ilgili bilginiz olmak zorunda.“ Lindemann, bu konuda bir izahata gerek olmadığını arada böyle şeylerin  olabileceğini söyler. Duruşma saat 12:45’te biter.