134. Duruşma Tutanağı – Duruşma Tarihi: 5 Ağustos 2014

0

Cinayet silahı olan Ceska’yı tanık Theile’den alıp Andreas Sch.‘ye vermekle itham edilen Jürgen Länger, bugün yine tek tanıktı. Länger’in ifadeleri kaçamak cevaplardan, çelişkilerden ve olayları hafifleştirme çabalarından oluşuyordu ve takip edilmesi zordu. Ziyaretçi kısmında muhtemelen, tanığın Jena neonazi camiasından yakın bir arkadaşı olan Sven Ro. oturuyordu.

Tanık: Jürgen Länger (Ceska satış zincirine dahil olan tanık)

Duruşma günü saat 09.50’de başladı. Götzl Dr.Fisher’in BGH’de (Bundesgerichtshof) hakim olarak atandığını ve 31 Temmuz’da Bavyera Adli Hizmetindeki görevinden ayrıldığını bildirdi. Onun yerine OLG’de (Oberlandesgericht) hakim olarak Feistkorn gelmişti.

Jürgen Länger, tanık danışmanı olan Avukat Thomas Jauch (124. Duruşma Günü) ile beraber salona girdi. Götzl kimlik tespitinin ardından, 55 numaralı ceza prosedürleri maddesi hakkında Länger’i bilgilendirdi ve sorgulamaya başlamak istedi, ancak Zschäpe’nin Avukatı Heer araya girdi. Heer, Länger’in „BGH’nin mozaik teorisi“ hakkında da bilgilendirilmesini talep etti. Götzl koşulların oluştuğunu düşünmediğini söyleyerek karşılık verdi, bu yüzden tam suskun kalma hakkı konusunda bilgilendirme yapmıyordu. Jürgen Länger, BKA memurlarının hapishanede ve Jena’da bazı kişileri ziyaret ettiklerini ve kendisi hakkında sorular sorduklarını bildiğini söyledi, bu yüzden burada konuşması kendisi için bir risk teşkil ediyordu. Götzl ilk soruyu sormak istedi, ancak Avukat Heer dilekçesinde ısrarlı olduğunu söyledi. Götzl, Länger ve Jauch’tan salondan ayrılmalarını talep etti. Ama Länger, Gera’daki avukatların da ikinci bir NSU davası bulunduğunu iddia ettiklerini söyledi, bunlar söylentiydi. Bunu söyleyenin kim olduğunu bilmiyordu, ama bunun hakkında çok konuşulmuştu. BKA, Enrico Theile (94. Duruşma Günü) ve kendisi hakkında sorular sormuştu. Jena’da ise geçen hafta bazı kişiler hakkında soruşturma yapmışlardı ve orada kendi ismi de geçmişti. Soru üzerine Länger, BKA’nın Sebastian adında birini ve Tegel’deki bir tanıdığını soruşturduğunu söyledi. Götzl: “Bunu dikkate alacağız. Lütfen kısa bir süre için dışarıya çıkın.“ dedi. Jauch ve Länger dışarıya çıktılar. Ardından Heer, Länger’in, tam bir ifade vermeyi reddetme hakkının bulunduğu konusunda bilgilendirilmesini talep ettiğini söyledi. Bilgilendirmenin yeterli olup olmadığı konusunda bir tartışma yaşandı. Federal Savcı Diemer ve Müdahil Avukat Bliwier yeterli olduğu görüşünü bu görüşü savundular. Wohlleben’in Savunma Avukatı Klemke, Avukat Heer’in yardımına koştu ve bir mahkeme kararı talep etti. Klemke bunun için gerekçe olarak Andreas Sch.‘nin polisteki ifadesini gösterdi. Somut olarak hangi ifadeleri kastettiğinin sorulması üzerine Klemke, Sch.‘nin „kahrolası silahı“ Länger’den aldığını söylediği ifadeden bahsettiği cevabını verdi. Burada hangi objektif suç unsurunun bulunduğunun sorulması üzerine Klemke, silah ile ilgili cürüm ve cinayete yardım arasındaki farkın sadece sübjektif unsurlara dayalı olduğunu söyledi. Avukat Heer, tanığın kapsamlı bir bilgi vermeyi reddetme hakkının bulunduğunun kabul edilmesini istiyor olmadığını, ama buna tanıktan başka kimsenin karar veremeyeceğini ve bu yüzden ilgili, konuda bilgilendimesi gerektiğini söyledi. Götzl açıklamalar yapılmasına olanak tanıdı. Müdahil Avukat Langer, Sch.‘nin sorgulama memurlarının ifadelerinnden alıntı yaptı; buna bakıldığında, Länger’in silahın son olarak hangi kişi grubuna ulaştığını bilebileceğini gösteren bir ipucu bulunmadığı açığa çıkacaktı. Klemke buna dair, Sch.‘nin doğruyu söylemiyor olma olasılığının gözönünde tutulması gerektiğini ifade etti. Götzl, Klemke’nin konunun bir başlangıç şüphesinin değerlendirilmesi olduğunu ve sadece varsayımların değil, somut anların ortaya konması gerektiğini bildiğini söyledi. Bunu izleyen kısa bir tartışmanın ardından, hem Heer hem Klemke bir mahkeme kararı talep etti. Duruşmaya saat 10.50’ye kadar ara verildi. Ardından Götzl, tanığın ek olarak, kapsamlı bir bilgi vermeyi reddetme hakkı konusunda bilgilendirilmesi talebinin reddedidiğini bildirdi. Tanık için böyle bir hakkın bulunduğunu gösteren somut bir işaret şu anda bulunmuyordu.

Jauch ve Länger tekrar salona geldiler. Götzl konunun, Länger’in 1998’den 2000’e kadar olan süreçte Sch.‘ye bir silah teslim etmiş olup olmadığı, olduğunu söyledi. Götzl: “Bununla ilgili ne söyleyebilirsiniz?“ diye sordu. Tanık zaman zaman son derece tutarsız bir şekilde konuştu, sadece anahtar kelimeler söyledi veya konudan konuya atladı. Länger üçüncü kez terkrarladığını söyledi: Sch. kendisinin, Länger’in, onunla bir iş yaptığını söyleyerek yalan söylemişti: „Onun bunu nereden çıkardığını kendime, hiçbir şekilde, açıklayamıyorum.“ dedi. 1999/2000 tarihleri ile ilgili olarak sadece, kendisinin bu tarihlerde üç-dört hafta için Amerika’da olduğunu biliyordu. Hatırlayabildiği bu tarihti. Amerika’dan önce montaj işinde çalışmış olduğunu sanıyordu ve ardından da tekno parti organizasyonlarında çalışmıştı. Kendisi ve bir tanıdığı bir mekan kiralamışlardı. Ardından, o dükkanda kendisine ayakkabı bakmış olması vesilesiyle Sch. ile tanışmıştı . Sch.‘nin kendisini eğitim zamanından tanıyor olduğu da yalandı. BKA’ya da ifadeleri kontrol edip etmediklerini sormuştu. Onun niçin böyle söylemiş olduğunu açıklayamıyordu. İfade alma işleminde, Sch. kendi ismini söyleyene kadar uzun zaman, dört saat, geçtiğini kendisi de duymuştu: “Ve şimdi öylece ona inanıyorlar.“ diye ekledi. Götzl, onun Sch. ile tanışmasını sordu, Länger onun o dönemde bir bürosu olduğunu söyledi. Bu, orada her zaman çok kişiyle buluşulan küçük bir giysi dükkanıydı. Kendisi hesaplı öğle yemeği yemek için her zaman Jena’ya gidiyordu. Orada hesaplı yemek yemek mümkündü, Çin yemeği ya da „soslu patates köftesi“ vardı. Kendisine uygun ayakkabı bulamamalarına çok gülüyordu. Ayakkabı numarası 52’ydi. Länger soru üzerine dükkanın ismini söyledi: Madley. Onlar ile ne zaman tanıştığını söylemiyordu, 1997/98 olmalıydı. O sırada kendisi Amerika’daydı, çalışmıyordu: „Soru neydi, tekrarlayabilir misiniz?“ diye sordu. 1999 olduğundan oldukça emindi, ne kadar süre olduğunu hatırlamıyordu. Götzl: „Üç ay, doğru mu?“ diye sordu. Länger “Evet evet, yaklaşık üç aydı.“ dedi. Bundan önce Münih’te de çalışmıştı. Bir tanıdıkla çalışmıştı, ama o artık hayatta değildi. Sch. hakkındaki soru üzerine Länger, bir defasında kendisinden 300-400 avro borç almış olduğunu söyledi, onun Stadtroda’da bir büfesi vardı. Borcun geri ödenmesi çok uzun sürmüştü. Sch. kendisine faiz sözü de vermişti. Bunun ne zaman yaşandığını hatırlamıyordu, o sırada artık kontağı yoktu çünkü sonradan büfeyi kapatmıştı. Länger tarih olarak 2005 yılını verdi. 2009 ya da 2010 yılında Sch.‘nin kız arkadaşı kendisine parayı geri ödemişti. Götzl: „Faiziyle mi?“ diye sordu. Länger:“Hayır, hiçbir şekilde.“ dedi. Götzl, Länger’in tanıştıkları süreç içinde, 1997/98 yıllarında, Sch.‘yi ne sıklıkta görmüş olduğunu sordu. Länger belki ayda bir-iki defa, öğle yemeği molalarında görüştüklerini söyledi. Bazen de o dükkanda olmuyordu, o zaman Liebau (son olarak 79. Duruşma Günü) orada oluyordu, o zaman biraz oturuyorlardı. Soru üzerine Länger, Liebau’yu Sch.‘den daha uzun süredir tanıyor olduğunu söyledi. Onun bir uçak kazasında ölen bir ahbabı vardı. O dönemde köy festivalleri düzenleniyordu, onunla orada tanışmıştı, ama bu uzun zaman önceydi, 1991/92 yıllarıydı. Länger ama o dönemde bu ismi hiç öğrenmemiş olduğunun kesin olduğunu söyledi. Länger „Köydeki ahbap çavuş ilişkisi“n den bahsetti, bazen dayak oluyordu bazen olmuyordu. Ama Liebau’nun ahbabı öldüğünde Länger, toprağa verme törenine katılmıştı, orada insanlarla görüşülmüştü.

Götzl 1998’den 2000’e kadar olan süreçte silah temin edilmesi konusunu Sch. veya Liebau ile konuşmuş olup olmadığını sordu. Länger, Liebau ile asıl olarak, onun sonraki tekno partisine gidip gitmeyeceğini konuşmuş olduklarını söyledi. Sch. onu hiçbir zaman ciddiye almamıştı, o çok fazla şey anlatıyordu. O sadece „bira içmiyordu“, uyuşturucu da kullanıyordu. Soru üzerine Länger, onun kokain kullandığını, esrar içtiğini ve hap aldığını söyledi. Onun önünde bunu yapmıyordu ama kendisi bunu farketmişti. Ardından onun aşırı sağcı mı nazi mi oluğunu bilmediğini söyledi. Götzl Länger’in bunu nasıl farketmiş olduğunu sordu. Länger tuvalet yakınındaki kahve otomatları üzerinde kokain çizgilerinden, kırmızı gözlerden bahsetti. Kendisi tekno partileri organize etmişti, insan bunu görüyordu. Bu tip insanlar eğlenceli oluyordu. Götzl, Sch.‘nin eğlenceli biri olup olmadığını sordu. Länger öyle olduğunu düşündüğünü söyledi, kendi tarzıyla iyi iş görüyordu. Sch.‘nin davranışlarına dair söyleyebileceği negatif bir şey yoktu, ama bu uzun zaman önceydi. Götzl uyuşturucu konusunda Sch.‘nin davranışlarında Länger’in dikkatini çekmiş olan bir şey bulunup bulunmadığını sordu. Länger kendisinin bütün gün orada bulunmadığını söyledi, ama birinin biriyle tuvalete gitmesi gerektiğinde onun biraz dükkana bakması gerekiyordu, o zaman bir şeylerin kaybolmaması için kısa süre dükkanda duruyordu. Onun eğlenceli olup olmadığı, değerlendirebildiği bir şey değildi. Länger, dükkanda alışveriş yapan sol ve sağ kişilerin olduğu anlamında eğlenceli olduğunu söyledi. Sağcılar uyuşturucu da alıyorlardı, bu eğlenceliydi. Länger soru üzerine, 200-400 avroluk meblağın büfe için olduğunu söyledi, mikro dalga fırın veya buzdolabı içindi. Götzl tekrar, Sch. ve Liebau ile konuşmalarında herhangi bir zaman silah konusunun geçmiş olup olmadığını sordu. Länger:“Hiçbir zaman.“ dedi. Götzl bunun daha sonraki bir zaman, 2000, 2001’de Sch. veya Liebau ile konuşulmuş olup olmadığını sordu. Länger 2005’e kadar bir daha onları görmemiş olduğunu söyledi. Dükkanı Stadtroda’ya taşımışlardı ve kendisi çoğunlukla dalış yapmak için yurtdışındaydı ve bu konuşma konusu olmamıştı. Götzl, Sch.‘nin Länger hakkında doğru olmayan bir şey söylemesi için bir neden olup olmadığını sordu. Länger tahmininin, Sch.‘nin kendisini başka biriyle karıştırdığı için böyle bir şey yaptığı şeklinde olduğunu söyledi. Ya da bir başkası için kendisini, Länger’i, öne sürüyordu. Sch.‘nin kendisini biriyle karıştırdığını düşünüyordu. Götzl verilen borç yüzünden tartışma yaşanıp yaşanmadığını sordu. Länger buna olumsuz cevap verdi. O Jena’dan çok uzakta oturuyordu. Oraya hiç gelmiyordu. Yazın bir defasında yüzmek, masa tenisi oynamak için oradaydı. Onu o zaman görmüştü, bunun dışında onu görmemişti. Aslında bunun için çok da çaba sarfedilmiyordu. Elbette bu konuyu sormuştu “ama bir şey çıkmıyorsa çıkmıyordu.“ Onu dövmüş falan değildi: “Belki de bunu uyuşturucuyla ilgili olarak kaygılandığı için yapmıştı veya kendisini bir başkasıyla karıştırmıştı.“ diye ekledi.

Götzl Enrico Theile’yi sordu ve Länger onun kendisinin bir ahbabı olduğunu söyledi. Soru üzerine Länger, onun bir arkadaş olduğunu, onun kız arkadaşını, annesini tanıdığını söyledi, her konuda sohbet etmezlerd, çok yakın değillerdi, ama Theile ile iyi anlaşıyordu. Götzl, Länger’in Theile’yi ne kadar süredir tanıdığını öğrenmek istedi. Länger bunun eskiye, hapishane zamanlarına, 1993 veya 1996’ya dayandığını söyledi, onunla pencere üzerinden tanışmıştı çünkü o Jena’dan geliyordu ve saatini almışlardı. Länger, bununla ilgili bir şey yapmıştı ve o saatini geri almıştı. Kendisi 1991’de altı ay için, 1993’te altı ay için ve sandığı kadarıyla 1996’da da hapse girmişti. Asıl olarak bunun 1996’da yaşandığını düşünüyordu. Hapiste dağınık bir şekilde Jena’dan başka kişiler de vardı. Soru üzerine Länger, kendisine „Suppe“ [duyulduğu şekliyle] („*Çorba“) diyen birinin ismini teleaffuz etti. Ardından , Jena’dan yaşlı bir adamdan daha bahsetti ama buradaki konuyla bir ilgisi yoktu. Götzl, Theile tarafından silah teslimatı ve temini konularının açılmış olup olmadığını sordu. Länger „Kesinlikle hayır. Sıfır. Hiçbir şey. Bay Theile’nin benim yoldaşım olduğunu basının nereden çıkardığını da bilmiyorum.“ dedi. Bunlar hiç konuşulmamış, politik konulardı:“Yoldaş, bu ne saçmalık!“ diye ekledi. Götzl konunun, Länger’in Theile ile nasıl tanıştuğı olduğunu söyledi. Länger Theile’yi asıl olarak BAW’nin harekete geçmesinden sonra tanıdığını söyledi. Neler olduğunu merak etmişti. Länger aynı zaman sürecinde gerçekleştirilen ev aramalarından bahsetti. Yıllar boyu kendisi, Länger, yurtdışındayken, o kışın oradaydı. Kendisi Frankfurt’tayken Theile Limburg’da oturuyordu, Theile’yi iki-üç kez ziyaret etmişti, bir kaç bira içmişlerdi. Götzl:“Peki, o halde o sırada, silahlar, silah temin edilmesi hakkında konuştunuz mu?“ diye sordu. Länger olumsuz cevap verdi. Bütün bu olay hakkında, buraya nasıl varıldığı hakkında konuşmuşlardı Götz, Theile‘nin bu konuda ne söylemiş olduğunu sordu. Länger, onun da geçmişte böyle şeyler, davalar yaşamış olduğunu söyledi. Zor bir durumdu, suçlandığı şeyleri düşünüce,Theile’nin yerinde olmak istemezdi,. Ardından maskeli kişiler dairesine gelip kapıyı tekmeleyerek açmışlardı. Elbette insan polisin bu sonuca nasıl vardığını soruyordu. Soru üzerine Länger, Theile’nin böyle bir şey yapacağını hayal edemeyeceğini söyledi. Raporda yeraldığına göre, Theile başka silahlar da temin etmiş olmalıydı. İnsan bu sonuca nasıl varıldığını, kimin kimi tanıdığını soruyordu. Götzl kendisinin, Länger’in Theile ile tanıştıktan sonra onunla ne sıklıkta görüştüğünü sorduğunu ve Länger’in, Theile’yi GBA’nın harekete geçmesinin ardından tanıdığını söylemiş olduğunu, şimdi kendisini bundan önceki durumun nasıl olduğunun ilgilendirdiğini ifade etti. Länger Theile’nin beş ya da altı yıl Limburg’da oturduğunu söyledi, bu süreç içinde onu iki, iç, dört, beş defa ziyaret etmişti ve bazen onda gecelemişti onda şekerleme yapmıştı. Theile bir defasında Jena’ya geldiğinde Länger orada değildi. Düzensiz, ara sıra görüşüyorlardı. Theile’nin kendi hayatı, onun kendi hayatı vardı. Şimdi, iki yıldan beri onları birbirine bağlayan, NSU konusuydu. Götzl:“Ya daha önce?“ diye sordu. Theile daha önce Limburg’da yaşıyordu, kız arkadaşı bir ara taşınmıştı.

Länger Theile’yi tanıdığının doğru olduğunu söyledi, beraber araba falan yapıyorlardı:“Bu yüzden bazen oraya gidebiliyorum, neden olmasın.“dedi. Götzl, Theile’nin İsviçre’de kontakları olup olmadığına dair Länger’in bilgisi olup olmadığını sordu. Länger, sadece Theile tatil için İsviçre’ye gittiğini söylediğinde, bundan haberdar olduğunu söyledi. Kendisi oraya hiç gitmemişti. Bununla ilgili olarak belli kişiler hakkında konuşulup konuşulmadığının sorulması üzerine Länger, onun tatili orada geçirdiğinden bahsettiğini ve ona dağların ne kadar yüksek olduğunu, kar olup olmadığını sorduğunu söyledi. Theile 2000 metre yükseklikte yardımcı ısıtıcı bozulduğunu anlatmıştı. Götzl sorusunu yineledi ve Länger, Theile’nin orada birini tanıdığından başka bir şey söylemediği cevabını verdi. Länger Hırvatistan’da dalmaya gittiğinde, o da orada birilerini tanıyordu ama kimse bunu sormuyordu. Götzl Theile’nin isimler telaffuz edip etmediğini sordu. Länger:“Hatırladığım kadarıyla hayır.“ dedi. Länger Mü. ismini basından tanıdığını söyledi,“en azından M noktayı“ diye ekledi. Götz konunun üstüne gitti, Länger Theile’nin isim vermemiş olduğunu, sadece orada birini tanıdığını söylediğini ifade etti. Theile’nin tam olarak ne söylemiş olduğunu hatırlamıyordu, her halükarda bu „çok berbat bir durumdu“. Her halükarda onun İsviçre’de bulunduğunu iddia eden savcılığa, bunu böyle yazan basına da söylemesi gerekiyordu:“Ben asla orada bulunmadım“ dedi. Soru üzerine Länger, Hiçbir zaman İsviçre’ye gitmediğinin kesin olduğunu söyledi. Götzl „berbat bir durum“ ifadesini sordu. Länger, NSU hakkında da olmak üzere çok okuduğunu söyledi, Theile‘nin kendisine ne söylediğine gelince: o, Theile, kendisine hiçbir şey söylememişti. Länger Karlsruhe’de savcılığın saldırgan tutumuna maruz kalmıştı. Bu konuda konuşulacak bir şey yoktu. Onlar [olasılıkla Theile ve Länger] başlangıçta ev aramaları ve basının yazdıkları hakkında konuşmuşlardı ve sonrasında bu konuda konuşmayı bırakmışlardı: “ O da bu konuda benim gibi aciz durumdaydı.“ dedi. Götzl: “Theile size Bay Mü. diye birinden bahsetmiş miydi?“ diye sordu. Länger „Henüz hiç bahsetmemişti.“ dedi. Götzl:“Evinizin aranmasından sonra da mı?“ diye sordu. Kendisi basında iki isim daha okumuştu, bunları birbirine karıştırıyordu, bunlar hakkında burada daha fazla bilgi verilecekti. Theile başlangıçta bir İsviçreli tanıdığını söylemişti, Theile’nin söylediği buydu. Ancak Länger kendi işleriyle ilgilendiği için, Theile ile bu konu hakkında konuşmamıştı. Elbette ilgisini çekiyordu, ama insanlara gidip ne söylemiş olduklarını sormuyordu. Burada sadece çok fazla saçmalık anlatılıyor olduğunu ekledi.

Götzl Länger’e, Böhnhardt ya da Mundlos’u tanıyıp tanımadığını sordu. Länger, bir defasında bir duruşmaya katılmış olduğunu söyledi. Orada bir polis onun, Länger’in, ön koltukta oturan Böhnhardt ile bir çalıntı araba kullandığını söylemişti. Ama kendisi Böhnhardt’ı tanımıyordu. Arabayı tamamen başka birinin çaldığı ortaya çıkmıştı, kendisi hiçbir şekilde arabada değildi. Böhnhardt’ı da Mundlos’u da tanımıyordu. Soru üzerine Länger, araba hırsızlığı nedeniyle sanık olduğunu söyledi. Arabanın içindeki çekler de çalınmıştı. Bir şekilde polis kendisine takılmıştı. Bunun doğru olmadığını söylemişti. Ardından bir polis, Böhndhardt’ın arabada olduğunun doğru olduğunu söylemişti. Sonunda çeklerdeki imzanın kendisininkiyle değil mağdurunkiyle uyuştuğu ortaya çıkmıştı. Sonuçta duruşma masumiyetin açıklanması veya takipsizlik kararı ile sonuçlanmıştı. Götzl, henhangi bir zaman Länger’in Böhndhardt ile bir arabada bulunduğu bir durum yaşanmadığını sordu. Länger:“Hiçbir şekilde. Bir de sürekli bir gençlik çetesinden bahsediliyor, sağ, sol, hiçbilgim yok.“ dedi. Bir gençlik çetesi yoktu ve kendisi bunun hakkında hiçbir şey duymamıştı. Jena Polisinin buradaki bir gazeteciye özel adresleri verdiğini düşünüyordu. Götzl Bi. isminin Länger’e bi şey ifade edip etmediğini sordu. Bunun Jena’daki bir sokağın adı olduğunu sanıyordu, şimdiye kadar hiç duymamıştı. Götzl, Länger’in hapisteyken herhangi bir zaman Böhnhardt ile iletişim kurmuş olup olmadığını sordu. Länger bir tanıdığı ile konuştuğunu ve onun, aynı zaman sürecinde Böhnhardt’ın da hapiste olduğunu söylediğini ifade etti. Onu tanımıyordu: „Yani benim hücrem değildi, bunu hatırlamamam için Alzheimer olmam lazım.“ diye ekledi. Götzl Länger’in tanıdığının adını sordu, Länger Ro. ismini telaffuz etti. Ro.‘nun kendisiyle beraber hapis yattığını doğruladı. Onunla hapishanede tanışmış olduğunu sanıyordu, daha önce de olabilirdi, söylediği gibi kendisi 1991’de de hapse girmişti. Ro. ile iki-üç ay aynı hücrede kalmıştı. Ardından hapis cezası boyunca kaç kişiyle aynı hücrede kaldığı konusunda bilgi verdi.

Götzl, Zschäpe, Eminger, Schultze ve Gerlach isimlerini sordu. Länger ismi söylenen kişilerin hiçbirini tanımadığını söyledi. Wohlleben‘i merhabalaşacak kadar tanıyordu: “Ama bu ben ondan kaçtığım veya ben ondan kaçtığım için değildi.“dedi. Götzl ne zamandır ve hangi vesilelerle olduğunu sordu. Babasını ziyaret etmek için onun oturduğu yer olan Alt-Lobeda’ya gittiği zaman olduğunu söyledi, oraya giderken otomatik olarak „adı çıkmış“ evin önünden geçiliyordu. Orada insanlar sokakta dikiliyordu, gösteriler ve karşı gösteriler yapılıyordu. Orada durmuştu ve neler olduğunu sormuştu. İnsan böylece insanlarla tanışıyordu. Wohlleben’e 2009’da bir gösteriyi sormuştu, bunu o da bilmiyordu, yine de Berlin’e gitmişti. Polis bunu tutanağa farklı geçirmiş olsa da bu böyleydi. Bu Wohlleben ile son görüşmesiydi. Götz bunu tam olarak anlamadığını söyledi. Länger 30.4 tarihinde doğum günü olduğunu ve 1 Mayıs’ta bazen bir gösteriye gittiğini söyledi.“Ya Antifa gösterisi ya da NPD gösterisi, duruma bağlı.“ dedi. Götzl: „Hangi duruma?“ diye sordu. Länger:“Hangisinin daha yakında olduğuna.“ dedi. Berlin’de çok şey olduğunu biliyordu. Hatta bir gösteri sırasında tutuklanmıştı. Bu yüzden Wohlleben’e, Erfurt’ta, Leipzig’te nerede gösteri olduğunu sormuştu. Wohlleben ona bilmediğini, bazı Leipzigliler’in yukarı doğru gittiklerini, kendisinin bir yere gitmediğini söylemişti. O zamandan beri Wohlleben’i bir daha görmemişti. Götzl:“Bunu Wohlleben’e sormak nereden aklınıza geldi?“ diye sordu. Länger onun orada duruyor olduğunu ve onun göz aşinalığından tanıdığı için ona sormuş olduğunu söyledi. Hayatları boyunca, bir gösteri olup olmadığına dair bir kaç cümle konuşmuşlardı. O da Alt-Lobeda’daki gösterilere gidiyordu: „Sonuçta ben de bezgin değilim.“ dedi. Götzl, Länger‘in soruyu niçin Wohlleben’e sormuş olduğunu sordu. Länger diğer gençlerin bir planları varmış gibi görünmüyor olduklarını söyledi. Kendi gösterilere gidiyordu ve onu, Wohlleben’i görmüştü. Ama Wohlleben bundan sorumlu kişi değildi, sorumlu olan „Kapke veya öyle bir şey“ydi. O zaman, Erfurt, Leipzig veya Berlin, nerede gösteri olduğunu sormuştu. Ancak Wohlleben bunu bilmiyordu, sadece Leipzig’le ilgili bir şeyler biliyordu. O zaman şansını denemek için Berlin’e gitmişti:“Tamamen bilgi almak içindi, belki ilginç bir şey, nerede daha heyecanlı bir şeyler olduğunu biliyordu.“ dedi. Götzl, Länger’in Wohllben’i gördüğü diğer vesileleri sordu. Länger:“Uzaktan, bir gösteride olabilir.“ dedi. Bu Länger’in gösteride olduğu anlamına gelmiyordu, karşı tarafta yada evin önünde de olabilirdi, yolu otomatik olarak oradan geçiyordu: „Bazen merhaba diyordum bazen hiçbir şey.“ dedi. Götzl:“Başka konuşmalarınız oldu mu?“ diye sordu. Bir defasında Wohlleben’e neden NPD’de olduğunu sorduğunu hatırlıyordu. Cevabı hatırlamıyordu, kendisine ikna edici gelmemişti. Länger soru üzerine, Wohlleben’in NPD’de olduğunu televiyondan veya basından öğrenmiş olduğunu söyledi. Götzl, Länger’in politik görüşünü sordu. Länger, BKA’nın ev araması sırasında „sıçarken bile kendisi“ni izlemesinin ve ifadesini tahrif etmesinin ardından, artık neler olduğunu bilmediğini söyledi. Kendisi politik olarak nötrdü, sol, sağ gösterilere gidiyordu, aslında bir fikri yoktu. Götzl, Länger’in gösterilerde ne aradığını sordu. Länger:“Macera, eğlence.“ dedi. Aşırı sağ gösterilerde daha fazla devam etmelerine izin verilmediğinde, insan karşı tarafa,“çöp kutularının yandığı“ tarafa geçiyordu. NPD etkinliğinde kendisine polis tarafından katılma engeli getirilmişti. Gazetecilerden bir şeyler öğrenmek istemişti ve onlar bunu istememişlerdi. Soru üzerine Länger, onların insanların kapılarını çaldıklarını, bir kaç günden beri bunun yine başlamış olduğunu duymuştu ve bu konuda bir şeyler öğrenmek istemişti. Bunlar bugünlerde çok tehlikeli insanlardı. Götzl konunun üstüne gitti, Länger onların zorba kişilere bilgi sattıklarını söyledi. Götzl:“Ne öğrenmek istiyordunuz?“ diye sordu. Länger onların ne öğrenmeye çalıştıklarını, neden olanları filme aldıklarını öğrenmek istemişti. Götzl, sonra ne olduğunu öğrenmek istedi. Länger yavaş yavaş önden arkaya ilerlediğini söyledi, o anda biri gelmişti, bu kadar gerilmemesini söylemişti. Bu kadar hızlı olmamalıydı, insanlarla bu kadar konuşmamalıydı. Bir sıkışma söz konusuydu, bu da polisin taktiğiydi. Ardından altı, yedi, sekiz polis onu tutup arabaya sokmuştu; akşam kendisini tekrar serbest bırakmışlardı. Ardından sol gösteriye gitmişlerdi, ama onların hepsi sarhoştu. 1.5.2009’da bir gösteri yapılmamıştı. Kendisinin faal olduğu son gösteriydi bu.

Götzl öğle arası verdi. Saat 12.50 civarında tekrar başlandı. Länger, Alt-Lobeda’daki ev ile „Kahverengi Ev“in kastedilmiş olduğunu doğruladı. Götzl, Länger’in 26.4 ve 15.10.2012 tarihlerinde polis tarafından da sorgulanmış olduğunu söyledi. Länger:“Evet.“dedi. İlk sorgulamadan aktarım: Polisin 90’lı yılların başında Länger ve Theile’nin silahlara erişimi olduğunu bilgisine sahip olduğuna dair aktarım üzerine Länger, böyle bir şeyi kimin iddia ettiğini bilmediğini söylemişti; Theile‘den de bir ara böyle bir şey duymuştu. Länger maalesef bunu kanıtlayamayacağını söyledi, görüntü ve ses kaydı talep etmişti. Orada kesinlikle kendisinin söylemediği parçalar vardı. Bu yüzden sabah durum kötüleşmişti. Götzl, Theile’den de bir ara böyle bir şey duymuş olduğunu söylediği pasajı aktardı. Länger bu cümleyi de sarfetmediğini söyledi. Memurların bunu bastırmaları bir saat sürmüştü. Kendisi tutanağı imzalamamıştı. Götzl:“Cümle sizin tarafınızdan sarfedilmedi mi?“ diye sordu. Länger:“Bu tam bir saçmalık, duvardan sonraki dönüşüm zamanında,1990‘da, inanılmaz.“ dedi. Soru üzerine Länger, Theile’nin silahlara erişiminin olduğundan hiçbir zaman konuşulmadığını söyledi. Bunu Andreas Sch.‘nin söylemiş olduğunu sanıyordu. Bugün polisin nasıl çalıştığını bilmiyordu, o zaman önceden hazırlanmış ifadeler söz konusuydu. Götzl, Länger’in Sch.‘nin ifadesine dair ne söylemek istediğini sordu. Länger, Götzl’ün ona tutanakta yazanı aktardığını ve kendisinin, böyle bir soru sorulmuş olduğunu ve onun bunu söylemiş olduğunu hatırlamadığını söyledi. 1990’da, duvardan sonra, Theile’yi henüz tanımıyor olduğunu ifade etti: „1990, gerçekten çılgınlık.“ diye ekledi. Götzl, burada 1990’ların başından bir malumatın söz konusu olduğunu aktardı. Länger bunun doğru olmadığını söyledi. Götzl KDD, KPI Jena’dan 10.3.1993 tarihli bir not bulunduğunu ifade etti. Bunu okudu; 10.3.1993 tarihinde Thomas Bi., PI Jena Mitte kolluk güçleri tarafından benzin istasyonunda suç üstündeyken yakalanmıştı, alkollüyken çalıntığı olduğu bildirilen bir VW Polo’nun deposunu doldurmuş ve ödeme yapmadan benzin istasyonundan ayrılmak istemişti. Länger Bi. isminin kendisine bir şey ifade etmediğini söyledi. Götzl, devamında Bi.‘nin gruptan farklı kişilerin, Lobdeburg’un aşağı tarafında gizli bir çukura gömülü silahlara erişiminin olduğunu anlattığının yeraladığını söyledi. Notta, aralarında Theile‘nin ve Länger’inkinin de bulunduğu bazı isimler vardı. Länger bunun doğru olmadığını söyledi. Götzl, Lodgeburg’un aşağısında bir yerde bir zula olduğu birgisinin Länger’e bir şey ifade edip etmediğini sordu. Länger olumsuz cevap verdi. Bu isimleri, bu gençlik çetesini ilk defa duyuyordu, bu bir saçmalıktı. Götzl üç isim sordu, Länger’in bunların kendisine bir şey ifade etmediğini söyledi. Götzl, André Kapke ismini Länger’in kendisinin söylediğini ifade etti ve Länger’in onu tanıyıp tanımadığını sordu. Bir defasında binada bir inşaat iskelesi görmüştü ve iskele direklerini alıp alamayacağını sormuştu. Bu kişi Kapke’ydi ve bunu onaylamıştı. Länger, Kapke’nin gösterilere gittiğini ve bir şeyler organize ettiğini söyledi. Länger’in sorgulamasından aktarım: Bir defasında bir gösteride Kapke ile bezelye çorbası satmıştı. Länger bunu doğruladı. Tekrar tıkanma yaşandığı için gösteride sıkılmıştı. Neredeyse boşalmış olduğu için içine su katmıştı ve bunu insanlara vermişti. Ama arkadaşları ile veya yalnız, kendi inisiyatifiyle de kuzeye gidiyordu. Çorba olayı Berlinde’deydi, orada buna dahil olmuştu. Orada yukarıda bir helikopter vardı, o zaman farketmişti ve dahil olmuştu. Ama devamlı tıkanma olduğu için uzun sürmemişti, gösteriye devam edememişlerdi. Er. Kardeşleri, Ron Er.‘i tanıdığını doğruladı. Götzl silahlar konusunu sordu. Länger, geçmişten bir şeyler duyduğunu söyledi. Götzl: “Peki, ikisinin de silahlarla bir ilgisi var mıydı?“ diye sordu. Länger bunu bilmediğini söyledi. Soru üzerine Länger, onların silah sahibi olduklarından hiçbir zaman haberdar olmadığını söyledi. Länger soru üzerine, bu yıl mutlaka onlarla iletişim kurmuş olduğunu söyledi, tam olarak iki-üç ay önceydi. Bazen biriyle bazen diğeriyle buluşuyordu, havadan sudan konuşuyorlardı. Onlarda Lobeda’dan geliyorlardı, onları önceden, mopedlerle falan takıldıkları zamandan tanıyordu. Soru üzerine Länger, onları iyi tanımadığını söyledi. Geçmişte yaptıklarına dair bazı şeyler duyuyordu:“Jena küçük bir şehir.“ dedi. Götzl Länger’in neyi kastettiğini sordu. Länger şu anda dükkanları, telefon dükkanları olduğunu söyledi,. Duyduklarına göre, geçmişte yaptıkları çok masum şeyler değildi. Götzl konunun üstüne gitti ve Länger, onların polis kılığına girmiş olduklarını duyduğunu söyledi. Hatırlamıyordu, kendisi orada değildi. Götzl, bir zaman Theile’in evinde silahlar yüzünden arama yapılmış olup olmadığını sordu. Länger bunu doğruladı, bir tanıdığının evinin önünde bir araba vardı, hatta bir defa silah atılmıştı. Arabayı çekici ile çekmişlerdi. Soru üzerine Länger, 2005 yılı olduğunu söyledi, ama karıştırıyor da olabilirdi, ama 2000’den önce değildi. Theile’nin o sırada Limburg’da oturuyor olup olmadığını, orada kırmızı ya da mavi bir otobüsü olup olmadığını hatırlamıyordu. Komşulardan öğrendiğine göre polisten bir özel tim gelmişti. Özel time rağmen silah atılmıştı, yakında bir okul bulunduğu için bu herkesi heyecanlandırmıştı. Theile’nin evinde silah bulunup bulunmadığına dair soru üzerine Länger, kendisinin Theile’yi hiçbir zaman bir silah ile görmemiş olduğunu söyledi. Götzl , Theile’nin arama ile ilgili konuşmuş olup olmadığını sordu. Länger elbette konuşmuş olduğunu, ama kendisinin konuyu Theile’den daha çok bir ahbabından öğrenmiş olduğunu söyledi. Ahbabı olayı yukarıdan fotoğraflamıştı. Soru üzerine Länger, aramanın Lobeda’da bir okula yakın bir yerde yapıldığını söyledi. Götzl:“Bay Theile ile bu konu hakkında konuştunuz mu?“ diye sordu. Länger bunu tam olarak hatırlamadığını söyledi, uzun zaman geçmişti ve Theile’nin batıda olduğu bir zamandı bu. İlk olarak altı ay sonra görüşmüş olabilirlerdi. Bazen bazı şeyleri hiçbir şekilde örğenmek istemiyordu. Başka insanlar hakkında bir şeyler duyduğunda hemen kendini buna kapatıyordu. Kendisinin yeteri kadar problemi vardı. Götzl, Sch.‘nin ifadesi konusunu incelemek istediğini söyledi. Länger:“Saatleri ile beraber bunu tamamını okumak istiyorum.“ dedi. Sch.‘nin sorgulamasından aktarım: Sch. silahı, Jena’daki bir ahbabından, ki o şimdi çok mutlu olacaktı, almıştı, adı Jürgen Länger’di ve onu meslek okulu zamanlarından tanıyordu.

Länger bununla ilgili olarak, bu ifadelerinin doğruluğunun kontrol edilip edilmediğini daha Karlsruhe’deyken sormuş olduğunu söyledi. Bu tamamen yalandı, onu o zamanlardan tanımıyordu. Aktarım: Länger, onun yaşındaydı ve Jena-Alt-Lobeda’da yaşıyordu. Länger bunun denk gelebilebileceğini söyledi, ama onu meslek okulundan tanımıyordu. Götzl, Länger’in meslek okuluna ne zaman gittiğini sordu. Länger Jena’da, 1988’den 1990’a kadar Schott’a gittiğini söyledi. Hatırladığı kadarıyla Sch. Stadtroda’daki gençlik atölyesindeydi (*Eski Doğru Almanya Cumhuriyetinden). O cam üflemede çalışıyordu ve Länger’in bulunduğu meslek okulunda değildi:“Anlattıkları kesinlikle, tamamen saçmalık.“ diye ekledi. Aktarım: Schultze’nin siparişinin ardından kendisi, Sch., Länger’i aramıştı ve siparişi dükkana vermişti; Länger her şeyi temin edebiliyor olması ile tanınıyordu. Länger‘, bunun dört beş saat sürdüğü, Sch.‘nin başlangıçta başka bir isim telaffuz etmiş olduğu şeklinde cevap verdi. Götzl, Länger‘in sorgulama hakkında bilgisi olup olmadığını sordu. Länger bunun mümkün olmadığını söyledi. Götzl, Länger böyle her şeyi temin edebilmesiyle tanınan bir kişi olup olmadığını sordu. Länger:“ Saçmalık, öyle olsaydı milyoner olurdum.“ dedi. Götzl:“Peki, insanlar size gelip mümkün olan her şeyi istiyor muydu?“ diye sordu. Länger bunu reddetti. Tabii, kendisi 2,06 metre boyundaydı ve insanlar ‚bir problemim var, bir gelebilir misin‘ diye sorabilirlerdi. O zaman gidip bir kaç laf ediyordu, bu bazen işe yarıyordu bazen yaramıyordu. Sch.‘nin sorgulamasından aktarım: Dükkanın karşısındaki bir banka oturmuşlardı, Sch. Länger’e bir ateşli silah ve cephane bulup bulamayacağını sormuştu; Länger bununla ne yapmak istediğini sormuştu, Sch., bir müşterisinin istediğini söylemişti; Länger bir bakması gerektiğini söylemişti.
Länger böyle bir durum yaşanmış olduğunu reddetti. Aktarım: Yaklaşık iki hafta sonra Länger Sch.‘nin dükkanına gelmişti ve Sch.‘den kapının önüne gelmesini istemişti, bir parka gitmişlerdi ve orada Länger silahı kendisine teslim etmişti. Länger bunun tamamen çılgınlık olduğunu söyledi. Aktarım: Sch. o anda hiç para ödememişti. Länger:“Gerçekten inanılmaz.“ dedi. İnsan böyle bir şey karşısında ne söylebilir? Sadece yalan söylediğini söylebilirim.“ dedi. Götzl, şimdi konunun Länger’e ait bir sabit diskin incelenmesi olduğunu söyledi (85. Duruşma Günü). Länger, konunun „Maik Dosyası“ [duyulduğu şekliyle] olup olmadığını sordu. Götzl bunu Länger’in kendisinin söyleyebileceğini ifade etti. Länger, nazi dükkanına gidip geldiği sırada, bir ofisi olduğunu, bilgisayar tamir ediyor ve yazılım problemlerini çözüyor olduğunu söyledi. Tanıdıkların sabit disklerinin yedeklenmesi gerekiyordu. Mutlaka bundan kaynaklanıyor olmalıydı. Biraz patlayıcı madde de olmalıydı. Ama sadece nazi müziği yoktu, tekno ve reggae müzik de vardı. Orada inanılmaz derecede çok dosya vardı. Götzl bu dosyanın nereden çıktığını sordu. Länger, herhangi bir sabit diskte herhangi bir yedekleme yapmış olduğunu söyledi, tarih, zaman kaydının üstünde görülüyordu. Orada milyonlarca girdi vardı:“Elinizde hala benim sabit diskim var.“ Götzl, Länger’in „futbol turnuvası“ anahtar kelimesinden ne anladığını sordu. Länger, NSU ortaya çıktığı zaman, bir tanıdığın kendisinden bir vidyo kaydını dijital alan aktarmasını istediğini söyledi. Elbette bir yedek kopya da kendi sabit diskinde bulunuyordu. Tanıdık bir ev aramasında veya benzer bir durumda onun elden gitmesinden korkmuştu. Götzl:“Bu tanıdık kimdi?“ diye sordu. Länger: „Bay Ro.“ dedi. Girdilerin ne zamana ait oldukları görülebiliyordu. Söz konusu nottan aktarım: Sabit diskin en üst sırasında, 5.7.1997 tarihi silik olarak görünen bir amatör vidyo vardı; aralarında oyuncu olarak Holger Gerlach ve André Kapke’nin de bulunduğu Thüringen, Saksonya, Frankonya’dan takımların bulunduğu bir futbol turnuvası vidyosuydu bu, hakemliği zaman zaman Böhnhardt üstleniyordu. Länger bunun sabit diskin üstündeki tarih olduğunu söyledi. Aktarım: 5.7.1997 tarihi silik olarak görünen. Länger şimdi, girdinin 1997’den olduğunu düşünmüş olduğunu söyledi. Soru üzerine Länger, vidyoyu tam olarak izlemediğini, sadece kalitesini kontrol etmek istemiş olduğunu söyledi, bunlarda bir birahane ve futbol maçları bulunuyordu. Oradaki kişileri tanıyıp tanımadığının sorulması üzerine Länger, Kapke ismini telaffuz etti. Böhnhardt’ın da bulunduğunu kendisine Ro. söylemişti. Aktarım: Vidyonun sonunda bir klüp evinde gerçekleştirilen ödül töreninden görüntüler vardı, „Sieg Heil“(* nazilerin kullandığı zafer çağrısı ünlemi) sesleri duyuluyordu. Soru üzerine Länger, Ro.‘dan sadece bunu almış olduğunu söyledi, bu bir VHS kasetti.

Aktarım: “JL“ dosyasında bir „Maik“ [duyulduğu şekliyle] alt dosyası bulunuyor; girdi 1.7.2010 tarihine ait, bunda silahlar, patlayıcı maddeler ve polisle ilgili girdiler mecut. Länger bunun daha eski de olabileceğini söyledi. Götzl:“ ‘Maik alt dosyası‘ ne anlama geliyor?“ diye sordu. Länger bunun, tamir etmiş olduğu bir laptopun sabit disk yedeklemesi olabileceğini söyledi. Ya da sabit diskte bulunan bir sürücü de olabilirdi. Öncelikle bunlar yedekleniyordu. Götzl, Länger’in iletişimde bulunduğu Maik [duyulduğu şekliyle] isimli isimli iki kişi bulunduğunu, birinin Jena’da birinin Erfurt’ta olduğunu aktardı. Länger, ikincinin kendisiyle birlikte dalan bir dalgıç olduğunu söyledi. Onun adını ilk defa duyuyordu. Belki bu Skype’daki chat ismiydi, bunu kendisine polis söylemişti. Aktarım: „Maik“ alt dosyasında, „beretta.ch“ internet sitesinden silah donanımını gösteren 17.1.2008 tarihli bir PDF dosyası bulunuyor. Götzl bunun neyle ilgili olduğunu sordu. Länger bilmediğini söyledi. Aktarım: Ayrıca burada bir, patlayıcı kimyasına giriş dokümanının HTML’si var. Länger bunu kendisine BKA’nın anlattığını söyledi. Aktarım: Ek olarak, örneğin amonyum nitrat gibi patlayıcı maddelere dair dokümanlar var. Länger, bu kendi sabit diskindeyse bile bunun kendi klasörü olmadığını, binlerce girdi bulunduğunu söyledi. Götzl kaynağı sordu. Länger, tamir ettiği yabancı bir bilgisayardan gelmiş olabileceğini, bunları bazen sildiğini bazen silmediğini söyledi. Ne zaman olduğuna da bakılması gerekirdi, bunu şimdi böyle direk olarak söyleyemezdi. Aktarım:1.7.2010’da kaydedilen „Max klasörü“nde, White Resistance“, „Nahkampf“, „Hauptkampflinie“, „Die faschistischen Vier“ gruplarının müzikleri ve NS-Devotionalien’in bir resmi tespit edildi. Länger:“Siz orada bunların bulunduğunu söylüyorsanız, öyledir.“ dedi. Kendisi bunları dinlemiyordu. Bazı kişiler lendisine bir CD verip bunu kopyalamasını istiyordu. Böylece bu sabit diskte bir yerde bulunuyordu, „durum bu‘ dedi. Länger, ama bir soruyu kendisinin sormak istiyor olduğunu veya avukatının sormasını istiyor olduğunu söyledi, ama şimdi soruyordu:“Bu soruyu bana neden soruyorsunuz?“. Kendisinin Götzl için bir nazi olup olmadığını sordu. Götzl, bunu Länger ile tartışmayacağı, soru sormanın kendisinin görevi olduğu şeklinde cevap verdi. Länger: „Bunu biliyorum, ancak kendime bu sorunun bana neden sorulmuş olduğunu soruyorum.“ dedi.

Länger’in ikinci sorgulamasından aktarım: Bilgisayarında yapılan incelemede „JL“ isimli bir klasörün bulunduğunun ve bunun Länger’in isminin baş harfleri olduğun sanıldığının, silah dokümanlarının bulunduğunun aktarılması üzerine sorgulamada Länger, bunu kabul ettiğini söylemişti ama bunu kendisi için değil bir başkası için araştırmıştı. Länger, „araştırmak“ kelimesini böyle kullandığını sanmadığını söyledi. JL klasörünün kendisine ait olması elbette mümkündü. Örneğin bu, içinde sınıflandırılmamış şeylerin bulunduğu bir klasördü. Aktarım: Kendisi, Länger, Sch. Madley’de satıcı olarak tanımıştı, burası aynı zamanda buluşma yeri görevi görüyordu, Cuma günleri buluşmak veya bir kahve içmek için oraya gidiliyordu, bazen öğle yemeklerini de Madley’nin önünde yiyordu, Liebau’yu da Sch.‘ye de bu vesileyle tanımıştı. Götzl silahlar konusunda Ro.‘yla ilgili olarak ne söyleyebileceğini sordu. Duvarda bir kaç bıçak dayalıydı veya asılıydı, dekorasyon silahları vardı, söylemesi zordu. Götzl:“Yani, silahları var mıydı?“ diye sordu. Länger bıçaklardan, belki süreç içinde bir havalı tabancası olduğundan bahsetti: „Evet, aslında hepsi buydu.“ diye ekledi. Länger, „havalı tabanca“ dışında kendisiyle atış yapılabilebilecek bir silah bulunmadığını söyledi. Götzl:“Bu sorunun cevabıyla ilgili belirsizliğin nedeni nedir, cevaplarken Bay Jauch’a da döndünüz?“ diye sordu. Länger, Ro.‘nun iyi bir ahbap olduğunu, onu Rudolstadt’ta da ziyaret ettiğini söyledi. Bazen çok içkili oluyordu, o zaman Länger daha fazla orada kalmıyordu. Duvarda „küçük bir bıçak“ vardı, bazen havalı tabancayla atış yaptığı kesindi. Kendisi,Länger, bununla bir ilgisi olmasını istemiyordu:“Bütün bunlarla ilgili olarak hepiniz beni rahat bırakmalısınız.“ dedi. Ro.‘da ateşli silahlar gördüğünü reddetti. Götzl, Ro.‘nun herhangi bir zaman bir silah satıcısı arayıp aramadığını, bilip bilmediğini sordu. Länger, kendisinin sadece, onun bir defasında konusu patlayıcı madde ya da silah bulundurma olan bir duruşmada mahkeme önüne çıkmış olduğunu söyledi. Orada Ro.‘nun sanık olup olmadığını bilmediğini söyledi, bu beş yıl önceydi, hatta on yıl önce olabilirdi. Ro.‘nun buna dahil olduğunu sandığını söyledi, „bir şeyler vardı“ diye ekledi. Aktarım: Çok sayıda tanığın Ro.‘nun 2000 yılında bir silah satıcısı arıyor olduğunu söylediğinin aktarılması üzerine, Ro.‘yu uzun zamandır tanıdığını, bugün de beraber bir kahve içebileceklerini ve Ro.‘ya köpek dolaştırırken eşlik ettiğini; ayrıca Ro. ile üç-dört ay hücrede yatmış olduğunu söyledi. Länger bunu doğruladı. Aktarım: Länger, Ro.‘nun çok şey anlattığını, onun bir silah delisi olduğunu doğrulayabiliyor. Länger bugün bunun biraz abartılı olduğunu söyledi, onun „küçük bıçaklar“ı vardı. Mutfağında 15-20 bıçağı olan çok insan tanıyordu. Ro. da onlardan biriydi. Länger, hepsinin temiz olmadığını, insanın ekmek kesmek için de bıçağa ihtiyacı olduğunu söyledi:“Silah delisi. Bunu ben söylediysem, tamam. Ama silah nedir?“ diye ekledi. Çıplak ellerle boks yaparken birinin kafasına vurabilirdi ve bu kişi ölebilirdi. Länger, o zaman bunu bir silah olup olmadığı şeklinde bir retorik soru sordu. Ro.‘da hiç ateşli silah görememişti. Ro.‘nun bir sahte bomba hakkında konuşmuş olup olmadığının sorulması üzerine Länger, böyle bir şeyin olmuş olabileceğini veya olamayacağını, hatırlamadığını söyledi. Ro.‘nun sorgulamasından aktarım: Ro. 1994 veya 1995 yılında Rudolstadt’ta, üstünde „Heß’in intikamı“ yazan bir sahte bomba ve „güzel büyük bir gamalı haç“ yerleştiridiğini söylemişti. Länger bunu ilk defa duyduğunu, Ro. kendisi böyle söylüyorsa, böyle olmuş olması gerektiğini söyledi. Aktarım: Ro., Länger’i 1991’de Jena’daki ve Rudostadt’taki partilerden tanıyordu, Länger Jena’daki eski camiaya dahildi. Götzl, Länger’in niçin kafasını salladığını sordu. Länger kendisinin çok insan tanıdığını söyledi. Aktarım: O zaman Jena’daki aşırı sağ camiada iki grup vardı, Länger eski gruptandı, kendisinin, Ro.‘nun, 1994‘ten itibaren Böhnhardt’ın çevresindeki yeni grup ile yoğun kontağı vardı. Götzl, kendisinin eski camiya dahil olduğuna dair bu iddia hakkında Länger’in ne söyleyeceğini sordu. Länger, duvardan sonraki geçiş döneminin ardından bunun son bulduğunu söyledi. Kendisi soldan çok sağa çekilmiş durumdaydı. Ama her zaman dışarıdan dahil oluyordu, tamamen içinde değildi.

Götzl:“O dönemde aşırı sağ camia ne yapıyordu?“ diye sordu. Länger:“Bunu burada söylemek zorunda mıyım?“ diye sordu. Länger mikrofon açıkken Jauch ile konuştu, o Länger’e söz konusu tarihlerin 1990/91/92 olduğunu, eğer cinayet söz konusu değilse bu süreçte olanların zaman aşımına uğramış olduklarını söyledi. Länger, bir ehliyeti olduğunu ve bazı kişileri bir yerden bir yere götürdüğünü söyledi: Saalfeld, Rudolstadt, Gera. Taşıdığı insanlar partilere katılmışlardı veya başka şeyler yapmışlardı. Bazen arabada beklemişti. Sadece oradan kişiler tanıdığı için bu, kendisinin aşırı sağ camiaya dahil olduğu anlamına gelmiyordu. Götzl: Bu bağlamda Uwe Böhnhardt veya Uwe Mundlos ile tanıştınız mı?“diye sordu. Länger daha önce söylediği gibi onları tanımadığını söyledi. Götzl, Theile’nin de burada böyle söylemiş olduğunu ifade etti. Länger, Theile’nin burada çok heyecanlanmış olduğunu olduğunu sanıyordu. Götzl, Länger’in ne demek istediğini sordu. Onların [Theile ve Länger] aralarında bu konuyu komuşmamaya karar vermiş oldukları şeklinde cevap verdi. Götzl, içerik hakkında konuşulup konuşulmadığını sordu. Länger olumsuz cevap verdi, polisteki sorgulamalar hakkında konuşmuşlardı ama buradaki şeyler hakkında konuşmamışlardı. Bu başka bir durumdu, insan burada bir şey söylese bu tehlikeli olabilirdi. Götzl:“Ne ölçüde?“ diye sordu. Länger:“Bay Theile’nin durumunda olduğu gibi doğru olmayan ifadeler. Aynısı bana da olabilir.“ dedi. Götzl, bunun Länger’e nasıl olabileceğini sordu. Länger, Weingarten’den ve Mahkemenin onun kendi kanaatinden başka bir gerçek algısı olması durumunda, kendisinin doğru olmayan ifade vermiş olacağından bahsetti. Länger devam ederek, kendisi hakkında Sch.‘yi Kilise Günlerinden tanıdığına dair saçmalıklar anlatacak biri daha bulunursa, bunun kendisi için problem olacağını söyledi. Bu yüzden ifade vermeyi reddetmek istiyordu: „Çünkü polisin nasıl çalışacağını, BKA’nın hapisteki insanlardan öğrenmek istediği başka şeyleri bana garanti edemezsiniz.“ dedi. Götzl düzeltilecek bir şey olup olmadığını sordu. Evine gelen memurlar silahı olup olmadığını sormuşlardı, bir sahte tabancası olduğunu, bunu bulacaklarını söylemişti. Babasının bahçesindeydiler. Orada içinde temizlik maddelerinin bulunduğu bir kutu vardı, revolver onun içindeydi. Aramadan sonra oraya gitmişti. „Onlar orada ne yaptılar?“ diye düşünmüştü. Länger, onun yılllardır orada bulunuyor olduğunu ekledi. Havalı tabancayı yeni yıl gecesi için almıştı. BAW’nin sorusu yoktu. Müdahil Avukat Lunnebach’ın sorusu üzerine Länger, polis evine geldikten sonra Theile ile konuşmuş olduğunu söyledi. Ev araması raporlarını karşılıklı olarak okumuşlardı. Theile’nin polisteki ifadeleriyle ilgili sadece bunun ne kadar sürmüş olduğunu öğrenmek istemişti, söylenenlerin içeriğini bilmiyordu. Aktarım: Theile, kendisinin Jena’da Mü. ile Länger arasındaki bağlantı olduğunu biliyordu, Mü. ve Länger’in birbirlerini tanıyıp tanımadıklarını bilmiyordu. Tanık Länger, Theile’nin bunu kendisine söyleyip söylemediğini hatırlamıyordu. Bu konu hakkında konuştuklarını hatırlamıyordu. Sadece orada bir şey tezgahlandığı, büyük bir komplo dönmekte olduğu hakkında konuşmuşlardı. Ancak bir „bağlantı“dan bahsetmemişlerdi. Aktarım: Polisin Mü. ve Länger’i kendisinin tanıştırdığının düşündüğünü aktarılması üzerine Theile, onları kendisinin tanıştırmadığını, kendisinin Länger ile Mü. ile beraber yapılacak bir tatil hakkında konuştuğunu, onun gelmek istemiş olduğunu sandığını söyledi. Tanık, Avukat Jauch ile konuştu. Ardından, bunu konuştuklarını hatırlamadığını söyledi. Lunnebach:“Öyle mi? Theile ile Mü. ile beraber yapılacak bir tatil hakkında konuştunuz mu?“ diye sordu. Länger:“Eğer onun kim olduğunu bilmiyorsam, ne söyleyebilirim.“ dedi. Lunnebach, Tayland anahtar kelimesini telaffuz etti. Länger, henüz dalmak için oraya gitmemiş olduğunu söyledi. Länger’in, Theile’nin Mü. ile Tayland’da yaptığı bir tatilden haberi olup olmadığının sorulması üzerine, Theile’nin bir kaç defa oraya gittiğini, bir kaç defasında Theile’nin kız arkadaşının da beraber gittiğini bildiğini söyledi. Lunnebach, Theile’nin Länger’e onun beraber gelmek isteyip istemediğini sorup sormadığını sordu. Länger buna olumlu cevap verdi, ama kendisi uçak koltuğu için çok büyüktü. Theile’nin tatili kimle geçirdiğini sorup sormadığının sorulması üzerine Länger:“Eğer oraya kız arkadaşıyla uçuyorduysa, ben daha neyi soracaktım?“ diye sordu. Lunnebach bunun bir karşı soru olduğunu söyledi. Länger kendisinin oraya uçmadığını ve konunun kapandığını söyledi. Theile’nin diğer insanlarla ne lakırdı ettiğini bilmiyordu. Lunnebach Theile’nin bunun hakkında „lakırdı etmediği“ni, bunun Polisteki bir ifade olduğunu söyledi. Länger:“Bunu burada mı söyledi?“diye sordu. Götzl:“Soruyla ilgilenin!“ dedi. Länger, Theile’nin bunu kendisiyle görüşmediğini söyledi. Lunnebach, Länger’in NSU’nun kendisini ve Theile‘yi bu şekilde biraraya getirdiğini söylemiş olduğunu ifade etti. Länger:“Ben sizin gibi okumuş biri değilim.“ dedi. Lunnebach, Theile’nin Länger’e sorgulamasından bahsetmediğinin gerçekten doğru olup olmadığını sormak istediğini söyledi. Länger: „Ben düşündüm ki sormak istediğiniz..“ Götzl araya girdi:“Sizden, soruyla ilgilenmenizi rica ediyorum!“ dedi. Länger: „Cevap hayır.“ dedi. Lunnebach, Länger’in biraz önce, Theile ile ilgili olarak doğru olmayan ifade terimini kullandığını ve aynısının kendisine de olabileceğini söylediğini ifade etti. Theile’nin Länger’e, doğru olmayan bir şey söylemiş olduğunu söyleyip söylemediğini sordu. Länger, bunu Theile’nin söylememiş olduğunu kendisinin basından öğrendiğini söyledi. Theile ile bu konuda konuştuğunu reddetti.

Bunu saat 14.22’ye kadar verilen bir ara izledi. Ardından Müdahil Avukat Kuhn, Andreas Sch.‘nin sorgulamasının çok uzun sürmüş olduğunu Länger’in nereden bildiğini sordu. Länger bunu polisten öğrenmiş olduğunu sandığını söyledi. Kuhn “Size bunu mu söylediler?“ diye sordu. Länger kulağa böyle geldiğini söyledi. Kendi adı geçene kadar dört saat geçmiş olduğuna dair kendi ifadesinin sorulması üzerine Länger, bunun onun düşüncesi olduğunu çünkü Sch.‘nin oraya erken gittiğinin ve bunun öğlen gerçekleştiğinin anlatılmış olduğunu söyledi. Kuhn, bunu kimin anlattığını sordu. Länger, imzalamamış olduğu tutanaktaki memurların anlattığını söyledi. Sch.‘nin önce başka birinin ismini vermiş olduğunu, Karlsruhe’deki bir bir savcı bildirmişti. Sch. ile onun ifadeleri hakkında konuşmuş olduğunu reddetti. Kuhn, Sch.‘nin onun adını neden verdiğini Länger’in merak edip etmemiş olduğunu sordu. Länger elbette merak etmiş olduğunu, ihbarda bulunmak istediğini ama avukatlarının onu bundan vazgeçirdiklerini söyledi. Kuhn, Länger’in ne zamandan beri Theile ile araba yaptığını sordu. Länger uzun aralıklarla on yıl olduğunu söyledi, tam olarak hatırlamıyordu. Länger‘in mekanında bir park yerinde, bahçede ve Theile’de, onun garajında çalışıyorlardı. Kuhn, 1996’dan 1998’e kadar herhangi bir zaman Theile’nin garajında çalışmış olup olmadıklarını sordu. Länger olumsuz cevap verdi, o zamanlar arabası yoktu, 1996’da daha yeni tanışmışlardı. Kuhn, Theile’nin burada, o süreçte haftada yaklaşık bir defa garajda çalışmış olduklarını anlattığını söyledi. Länger onun orada bulunduğunu hatırlamadığını söyledi. Jug P.‘yi tanıdığını reddetti. Soru üzerine Länger, Ro. ve Theile’nin birbirlerini tanıdıklarını sanmadığını söyledi. Biriyle diğer hakkında konuşmadığını söyledi. Hu. isminin sorulması üzerine Länger, Ro.‘nun bir defasında ondan bahsetmiş olduğunu sandığını söyledi. Bunun kim olduğunu bilmiyordu. Hu. ile ve bu bağlamda Ro. ile buluşulduğunu hatırlamıyordu. BKA’daki ilk sorgulamasından beri Liebau ile kontağı olduğunu reddetti. Bir defasında Ro. ile Sch.‘nin ifadesi hakkında konuşmuş olduğunu doğruladı. Soru üzerine Länger bu konuşmada konunun, böyle bir şey iddia etmenin Sch.‘nin aklına nereden geldiği olduğunu söyledi. Kuhn, Länger’in Ro. ile Carsten Schultze hakkında konuşmuş olup olmadığını sordu. Länger kendisinin Carsten Schultze’yi tanımadığını, onun hakkında konuşmadığını ve Ro.‘nun da bu isimle ilgili bir şey söylememiş olduğunu söyledi. Kendisinin kaydını dijital alana aktardığı futbol turnuvasında hazır bulunmuş olduğunu reddetti. Soru üzerine Länger, JVA (Justizvollzugsantalt, *Cezaevi) Hohenleuben’de 200-300 kişilik yer bulunduğunu söyledi. Kuhn 1993’te Hohenleuben‘de tutukluyken kendini aşırı sağ camiaya ait hissedip hissetmediğini sordu. Länger:“Hiçbir şekilde.“ dedi. Kuhn o tarihte Ro.‘nun kendisini bu şekilde tanıtmış olup olmadığını sordu. Länger olumsuz cevap verdi. Kuhn „hapis ritüelleri“ anahtar kelimesini telaffuz etti. Länger kendisinin Ro. ile küçük bir hücrede kaldığını, aralarındaki ilişkinin çok rahat olduğunu söyledi. Kuhn „bisiklet“ anahtar kelimesini telaffuz etti, Länger bunun kendisine bir şey ifade etmediğini söyledi. Sven Ro.‘nun bir sorgulanmasından aktarım: Ro.‘nun hapiste Böhnhardt’a eziyet ettiğine dair bilgiler bulunduğunun aktarılması üzerine Ro., bunun hapis ritüellerinden ve alışıldık bir şey olduğunu söyledi; kişinin ayak parmaklarının arasına kağıt sıkıştırılıyor ve bunlar yakılıyordu, sonra kişi pedal çevirir gibi yapmak zorunda kalıyordu, buna „bisiklet sürme“ deniyordu. Kuhn:“Bu size bir şey hatırlatıyor mu?“ diye sordu. Länger:“Hayır.“ dedi. Kuhn, Länger’in ilk polis sorgulamasında hapisteki deneyimlerinden bahsetmiş olduğunu söyledi. Aktarım: Länger de hapiste rezil şeyler yaşamıştı. Kuhn, bununla ne kastedildiğini sordu. Länger kendisinin bu olduğunda orada olmadığını ama, kendi hücrelerinin köşesinde hacet gideren kişiler bulunduğunu söyledi. Kuhn:“Bunu mu kastediyordunuz?“ diye sordu. Länger:“Evet, siz evinizde böyle bir şey yapar mısınız?“ dedi. Kuhn, sorgulmadaki sorunun, cinayet eylemlerine karşı Länger’in duruşu olduğunu söyledi. Bunun üzerine Länger‘in cevabı, kendisinin de hapiste rezil şeyler yaşadığı olmuştu. Kuhn, bunun ne olduğunu öğrenmek istediğini söyledi. Länger bunu biraz önce söylemiş olduğu şeklinde cevap verdi. Kuhn:“Bununla bir kişinin hücresine yaptığını mı kastettiniz?“ dedi. Länger:“O halde siz benden ne öğrenmek istiyorsunuz?“ diye sordu. Länger, rezilin sonuçta bir tanım meselesi olduğunu, kendi gibi normal kişilerin yapmayacağı şeyleri tanımladığını söyledi. Kuhn, Länger’in sorgulanmasından, o tarihte onun bir hücre arkadaşını „Horst-Wessel Şarkısı“nı söylemeye zorlamış olduğunu hatırlayıp hatırlamadığına dair soruyu aktardı. Länger, „Horst-Wessel Şarkısı“nın ne olduğunu bilmediğini söyledi. Ardından Länger,“ Rennsteig Şarkısı“ndan bahsetti. Sorgulamada, hücrede çok şey olduğunun, yeraldığının akrarılması üzerine Länger:“Ben orada olmadığımda, işe gitmek için dışarıda olduğumda (freigang*), hücrede neler olduğunu nereden bilebilirim?“ diye sordu. Kendisi bunu yapmamıştı, tam tersine insanları diğerlerini yaralamaktan alıkoymuştu. Kuhn, Theile’nin, birisi mopedini devirdiği için onunla kavga ettiğini anlatmış olup olmadığını sordu. Länger:“Hayır.“dedi. Kuhn, Theile’nin, birisi bir köprü ayağından kendisine ait şeyler çalmış olduğu için onunla kavga ettiğini anlatmış olup olmadığını sordu. Länger:“Hayır.“dedi. Kuhn, Länger onunla arabalar üzerinde çaışırken Theile’nin bir ek işi olup olmadığını sordu. Länger:“Bildiğim kadarıyla hayır.“ dedi. Soru üzerine Länger, Theile’nin yedek parçaları mutlaka satın aldığını veya hurdalıktan buluyor olduğunu söyledi. Bir defasında Teile ile beraber yedek parça temin etmiş olduğunu doğruladı. Bunlar VW’dendi, orjinal parçalardı.

Länger, Wohlleben’i ilk defa ne zaman farkettiği veya onunla ilk defa ne zaman tanıştığı sorusu üzerine, 2005’ten önce [duyulduğu şekliyle], iki-üç yıl önce olduğunu söyledi. Wohlleben’i 90’lı yıllardan tanıdığını reddetti. Herhangi bir zaman Theile’nin arabasını veya navigasyon cihazını ödünç almış olduğunu reddetti. Soru üzerine Länger, Theile’nin Er. Kardeşleri tanıdığını sandığını söyledi. Birbirlerini ne kadar iyi tanıdıklarını söyleyemiyordu. Kuhn, Länger’in bir defasında Theile ve Er. Kardeşlere karşı bir ceza davası açılmış olduğundan haberi olup olmadığını sordu. Länger, mümkün olduğunu söyledi. Tam olarak ne olduğunu bilmiyordu. Kuhn, bir suç çetesi oluşturulması nedeniyle açılan davayı sordu. Länger:“Bilmiyorum.“ dedi. Kuhn, Länger’in Er. Kardeşlerin ateşli silahı nereden temin etmiş olabileceğine dair bilgisi olup olmadığını sordu. Länger:“Hayır.“dedi. Länger’in bir sorgulamasından aktarım: Sonuçta onlar arkadaş ya da tanıdık değillerdi, „Merhaba“ ve „N’aber?“ deniyordu, ama Länger’in onlarla onların silahı neren bulmuş olabileceklerini bilebileceği şekilde bir ilişkisi yoktu; onlarda hiçbir zaman silah görmemişti; Gil bir defasında silahla tehdit edilmişti; kendisi de bir defasında silahla tehdit edilmişti; borcu olan kişilere bu oluyordu, durum buydu. Länger, onun bir diskoda, „yabancı ülkeden gelenler“ tarafından tehdit edilmiş olduğundan bahsetti. Bunun neyle ilgili olduğunu bilmiyordu, kendisi orada değildi. Kuhn, „Max“ klasörünün isminin kaynağını sordu. Länger bunu bilmiyordu. Kuhn, „Maik“ [duyulduğu şekliyle] klasöründe ve Max klasöründe tarih etiketinin 1.7.2010 olduğunu söyledi. Länger:“Tabi bu orijinal tarih etiketiyse.“dedi. Bilmiyordu, 2010’da bir sabit diskten başka bir sabit diske kopyalamış olabilirdi. „hb88.de“[duyulduğu şekliyle] site isminin kendisine bir şey ifade edip etmediğinin sorulması üzerine Länger, basında bir polis memurunun, kendisinin böyle bir adres kullandığını söylediğini okuduğunu, ama böyle bir şeyin söz konusu olmadığını söyledi. Länger’in T-Online’dan bu adresi talep ettiğinin aktarılması üzerine Länger, bunun doğru olmadığını ifade etti. NSU’nun keşfedilmesinden sonra Ro. ile NSU hakkında konuşmuş olduğunu doğruladı. Kuhn, Ro.‘nun ne söylemiş olduğunu sordu. Länger kelimesi kelimesine hatırlamadığını, ama Ro.‘nun inanamaz bir şekilde, biraz şok vaziyette olduğunu sandığını söyledi. Ro.‘nun bu organizasyonun üyesi olduğu iddia edilenleri kişisel olarak tanıdığını anlatmış olup olmadığına dair soru üzerine Länger, Ro.‘nun Böhnhardt’ı mutlaka tanıyor olduğunu ve bunu düşünmemiş olduğunu söyledi. Soru üzerine Länger, Ro.‘nun Mundlos’u tanıyıp tanımadığını hatırlamadığını söyledi. Kuhn, Länger hakkında adam öldürmeye teşebbüsten dolayı bir hazırlık soruşturması yürütülmüş olup olmadığını sordu. Länger polis kontrolü sırasında bundan haberdar olduğunu söyledi, hatırlamıyordu ama bigisayarda kayıtlı olmalıydı. Kendi hiç sorgulanmamıştı veya benzer bir şey olmamıştı. Poliste durumun ne olduğunu sormak istediğinde, kendisini defetmişlerdi. Onlar durumun böyle olmadığını söylemişlerdi. Ama eğer başka bir eyalette soruşturuluyorduysa, Thüringen’de bir soruşturma söz konusu olmak zorunda değildi. Länger bir motorsiklet ehliyeti olduğunu doğruladı. Kuhn, Länger’in bir zaman bir gösteride aranmış olup olmadığını ve yanında bir ateşli silah bulunup bulunmadığını sordu. Länger:“Hayır, hatırladığım kadarıyla hayır.“dedi. Wiesbaden’den 1994 tarihli bir fakstan akatım: Konu, uyuşturucu suçları ile mücadele, ismine ait olay yeri inceleme raporu bilgileri bulunan Jürgen Länger; 1991’de Rudolf Heß’in ölüm yıldönümüyle ilgili gösteride Länger‘in yanında silah bulunduğu tespit edilmiştir. Länger şu anda bununla ilgili hiçbir şey, kesinlikle hiçbir şey, hatırlamadığını söyledi. Kuhn, eğer doğru anladıysa Länger’in daha önce, eline bir sahte tabancadan (revolver) başka bir silah almamış olduğunu söylediğini ifade etti:“Hiçbir şey hatırlamıyor musunuz veya 1991’deki konrolde elinizde bir ateşli silah bulunmuş olmasını mümkün görüyor musunuz?“ diye sordu. Länger, şimdi Kuhn’ın sorduğu tarihin 1994 olduğunu söyledi. Kuhn bunu reddetti, konunun 1991 olduğunu ifade etti. Länger hatırlamadığını söyledi. Kuhn konunun üzerine gitti, Länger böyle bir şey hatırlayamadığını söyledi. Müdahil Avukat (kadın) Basay Hu.‘nun sorgulamasından aktardı: Hu., Jürgen Länger ismini bildiğini sanıyordu, o 90’lı yıllarda da aşırı sağ camianın içindeydi. Länger:“Yani, böyle diyorsa, böyle diyor.“ dedi. Aktarım: Ama Länger sonrasında sadece dumanlanmaya başlamıştı, Hu. onu 1992’de tanımıştı. Länger, onun kim olduğunu bilmediğini ve daha önce hiç ot içmemiş olduğunu söyledi:“Aklınız yerinde mi sizin?“ diye ekledi. Aktarım: Ama Länger illegal şeylerle de ilgiliydi; o tarihte Jena’da iyi bağlantıları vardı, Hu.‘ya bir şeye ihtiyacı olup olmadığını soran oydu. Länger:“Buna ne söyleyim?“ dedi. Aktarım: Hu., Länger’in her şeyi ihtiyatlı bir şekilde yaptığını ve her zaman polisle ters düşmemeye dikkat ettiğini düşündüğünü söyledi; cep telefonu hep kapalıydı; her zaman ihtiyatlıydı ve her şeyi etraflıca düşünüyordu; bir defasında Jena’da beraber bir partide buşunmuşlardı. Länger Hu.‘yu tanıdığını reddetti, bunun kim olduğu hakkında hiç fikri yoktu.

Länger soru üzerine Marcel Pe.‘yi tanıdığını söyledi. Onu 1993’den, hapisten tanıyordu. Bunun Ro. ile beraber hapiste kaldığı zaman olduğunu doğruladı. Daha sonra Pe. ile bir ilişkisinin olup olmadığı sorusuna Länger, iki-üç defa buluştuklarını sandığı şeklinde cevap verdi, bu Pe.‘nin dışarıda olduğu bir kaç yıl öncesine gidiyordu, Pe. sonra tekrar içeri girmişti. Herhalükarda Pe. ile son kontağı bundan uzun zaman önceydi. Pe.‘nin sorgulamasından aktarım: Länger’in hala kiminle kontağı olduğunu bilip bilmediği sorusuna Pe., Jürgen‘in uzun zamandan beri aşırı sağ camiada ve illegal olduğu şeklinde cevap verdi; Länger kapalı bir insandı, çok konuşuyordu ama aslında hiçbir şey söylemiyordu. Basay, Länger’in Pe. vasıtasıyla Böhnhardt ile kontak kurup kurmamış olduğunu sordu. Länger bunun olduğunu sanmadığını söyledi, çünkü Böhnhardt hücrede iki-üç gün kalmış olmalıydı, bu aklında kalmıştı. Basay, konunun herhangi bir olay olduğunu söyledi, sonuçta avluya çıkılıyordu. Länger avluya bulunulan katlar bazında çıkıldığını, ya da bazen bazılarının korktukları veya o sırada hücre cezası almış oldukları için çıkmadıklarını söyledi. Länger, Basay’ın kendisine bunu söylemesinin güzel olduğunu, onu uzun zamandır görmüyor olduğunu ve şimdi böyle bir şey duyduğunu söyledi. Basay bir e-posta adresi ve Skype kullanıcı ismi telaffuz etti. Länger bununla ilgili olarak:“Bu ben değildim, bu bir Avusturyalıydı.“ dedi. Basay henüz neyi aktarmak istediğini söylememiş olduğunu ifade etti ve Länger’in ne demek istediğini sordu. Länger orada birinin „Heil“ (*nazi selamından bir kelime) kelimesi geçen bir şey söylemiş olduğu cevabını verdi:“Bunlar Avusturyalılar, böyle selamlaşıyorlar..“ diye ekledi. Bir kaç yıl önceydi. Onlarla beraber dalış yapmayı öğrenmişti. Basay, Avusturyalının adını sordu. Länger:“Söyleyemeyeceğim.“ dedi. Basay Philipp Ha. [duyulduğu şekliyle] ismini söyledi. Länger böyle olabileceğini söyledi. Basay, 2011 Nisan’ından Ağustos’una kadar gerçekleştirilmiş olan „Heil sana“ diye başlayan ve „Sieg Heil“ (*nazi selamları) diye biten yazışmaları aktardı. Länger:“Kim ‘Sieg Heil‘ demiş?“ diye sordu. Basay, Länger’in kullandığını söylediği kullanıcı ismi tarafından yazılmış olduğunu söyledi:“Tamam, sana Sieg H…“ yazılıydı, H harfinden sonra üç nokta vardı. Basay, Länger’in bununla ilgili bir şey hatırlayıp hatırlamadığını sordu. Länger: „Ben ‘Sieg Heil‘ demem.“ diye cevap verdi. Basay, Länger’in „Sieg H…“ ile neyi kastettiğini sordu. Länger, bunu yazanın kim olduğu hakkında hiçbir fikri olmadığını söyledi. O „Heil“ demiş olabilirdi ve Länger karşılık olarak „Heil sana Larve“ [duyulduğu şekliyle] deniş olabilirdi. Sonuçta bunlar Avusturyalılardı, böyle bir şey söylemiş olabilirlerdi ve sonra gülüt olarak tekrarlanmış olabilirdi. Ama „Sieg Heil“ dememişti ve yazmamıştı. Kendi Skype hesabına başka birinin erişimi olup olmadığının sorulması üzerine Länger, bunu daha ara sıra kız arkadaşlarının kullanmış olduğunu ama artık böyle olmadığını söyledi. Basay, başka bir kullanıcı ismini sordu ve Länger, bunun bir ahbabı olduğunu, adının Steffen Kr. olduğunu söyledi. Basay, Länger’in onun bir defasında „Lanet Yahudiler “ hakkında heyecanlı konuştuğunu hatırlayıp hatırlamadığını sordu. Länger:“Ne söylemişim?“ diye sordu. Basay bunun Ağustos 20011’den bir sohbet içinde geçtiğini söyledi. Länger hatırlamadığını ifade etti. Avukat Behnke Länger’e „Gesellschaft für Sport und Technik“i (GST) (*“Spor ve Teknik Toplululuğu“) sordu. Länger, duvarın yıkılmasından önce buna dahil olmuş olduğunu doğruladı. Bir üye kartı olup olmadığını hatırlamıyordu ama bir GST etkinliğine katılmıştı. Behnke, Länger’in orada hangie grupta olduğunu sordu. Avukat Jauch soruya itiraz etti, bunun davayla ne ilgisi olduğunu bilmiyordu. Behnke, Jauch ve Länger’in orada bulunmaması koşuluyla bunu memnuniyetle açıklayacağını söyledi. İkisi de salondan ayrıldılar. Behnke, duvar yıkıldıktan sonraki geçiş döneminde tanığın 19 yaşında olduğunu söyledi, GST, DAC’deki orduya dahil bir spor organizasyonuydu. Grubu sormuştu çünkü orada havacılık sporları, atış sporları v.b. sporlar vardı. Olasılıkla Ro. gençliğinde koordinasyon görevi yapmıştı. Ro., Brandt, Kapke, Wohlleben gibi bazı kişiler buna üyeydi. Olasılıkla bu geçiş döneminin ardından varolmaya devam etmişti, bir yapılanma formundan diğerine geçmişti. Şimdi Klemke soruya itiraz ediyordu, ana dava komplo teorilerinin konuşulacağı yer değildi, hiç bu kadar garip bir şey duymamıştı. Behnke’nin Klemke’ye, kendisinin de bir üye olup olmadığının sorması üzerine Klemke:“Elbette.“ dedi. Götzl soru hangi gruba dahil olunduğu hakkındaysa, sorunun buna göre formüle edilmesini talep etti. Behnke soruyu, ateş etmenin öğretilip öğretilmediği şeklinde değiştirecek olduğunu söyledi. Jauch ve Länger tekrar salona geldiler. Behnke:“GST’de ateş etmeyi öğrendiniz mi?“ diye sordu. Klemke itiraz etti. Jauch ve Länger tekrar salondan ayrıldılar. Klemke bunun davayla bir ilgisi olmadığını söyledi. Yüksek Başsavcı Weingarten, Behnke’nin, Länger’in GST’de kendisinin sözettiği ve orada eline silah almış olduğunu söylediği bir sorgulamaya dayandığının açık olduğunu söyledi. Götzl soruya izin verdi, Klemke bir mahkeme kararı talep etti, bir ara verildi.

Saat 15.25’te duruşmaya devam edildi. Götzl, verdiği iznin onaylandığını bildirdi. Länger Jauch terkar salona girdiler. Behnke sorusunu yineledi. Länger GST’de ateş etmediğini, bunu Wehrlager’de (*DAC’deki savunma dersi) yaptığını söyledi. Bu herkesin katılması zorunlu olan bir askerlik öncesi eğitimdi. Bunun GST’de yapıldığını reddetti. GST’de örneğin akvaryum bakımına katılmıştı, hatırladığı kadarıyla yarı iletken elektroniği de öğrenmişti. Länger orada atış yaptığını reddetti. Behnke, Länger’in bir-iki hafta süren eğitim kamplarına da katılmış olup olmadığını sordu. Länger:“Evet.“ dedi. Bunun büyüleyici bir şey olmadığını söyledi. Behnke:“Orada bir yönetim görevinde bulundunuz mu?“ diye sordu. Länger:“Hayır, hiçbir şekilde.“ dedi. Behnke, Länger’in o zamandan Theile, Ro., Kapke, Brandt veya Wohlleben adlı kişileri tanıyıp tanımadığını sordu. Länger böyle bir şeyin kesinlikle söz konusu olmadığını, bu kişilerin daha genç oldukları ve kesinlikle kendi okulunda bulunmadıkalarını söyledi. Behnke bu uğraşların nerede gerçekleştirildiklerini sordu. Länger, bu GST’nin okulun dışında olduğunu söyledi. Kendi okulu Batı Lobeda’daydı ve bu yer Doğu Lobeda’daydı:“ Fikrim yok“ diye ekledi. Behnke:“Fikrim yok?“ diye sordu. Länger, kendisinin „balıklarla“ olduğunu söyledi ve Ro. başka bir yerde atış talimi yapıyorduysa kendisi onu görmemişti. Behnke:“DAC’de herkes böyle bir organizasyonun içinde miydi?“ diye sordu. Klemke itiraz etti, Behnke soruyu geri aldı ve böyle bir organizasyona nasıl katılındığını sordu. O zaman Götzl şikayetini bildirdi ve Behnke, o halde açıklama hakkını saklı tuttuğunu söyledi.

Avukat Scharmer, Länger’in evinde yapılan aramada bir bez torba içinde kar maskesi ve telsizler bulunduğunu söyledi. Länger onları motokros için kullandığını ve telsizleri de ormana odun bulmaya gittiğinde kullandığını söyledi. Aktarım: İçinde aletler bulunan bir spor çantası ve bodrumda, açık iki telsiz ayrıca içinde iki kar maskesi bulunan bir bez torba ve nakliya minibüsünde, bir headset bulunmuştu. Länger, spor çantasının çok eskiden beri bodrumda durduğunu, bataryaların uzun zamandan beri boş durduğunun kesin olduğunu söyledi. Arabada bunların bulunduğunu ise hatırlamıyordu: „Ama eğer öyleydiyse, tamam.“ diye ekledi. Orada telesizlerin bulunduğunu hatırlamıyordu. Aktarım: İçinde kaskların ve telsizlerin bulunduğu bez torba ile ilgili olarak Länger, bütün bunların arabanın içine koyduğu bir kutunun içinde bulunduklarını sandığını söyledi; kaskları motorsiklet ve bisiklet sürerken kullanıyordu. Länger bunu söylemiş olmasının mümkün olduğunu, bunu daha önce de kullanmış olduğunu, insanın bunu kullandığı zaman daha “sıkı“ göründüğünü ifade etti. Telsizleri ormandayken kullanıyordu. Scharmer, içinde aletler bulunan bir çanta daha bulunmuş olduğunu ve Länger’in bunun kime ait olduğunu söylemek istememiş olduğunu söyledi:“Sebebi nedir?“ diye sordu. Länger, çünkü bunların hiç kullanılmamış yepyeni aletler olduklarını söyledi. Scharmer, anlamadığını, bunun kime ait olduğunun yine de söylenebileceğini ifade etti:“Bunun diğerleriyle ne alakası var?“ diye sordu. Klemke ilgi bulunmaması gerekçesiyle itiraz etti. Scharmer konunun tanığın güvenilirliği olduğunu söyledi. Jauch ve Länger’in salondan ayrılması gerekti. Scharmer, tanığın yedeklenen „Maik Klasörü“ ve „Max“ girdilerinin başka biri için backup olarak hazırlandıklarını açıkladığını söyledi. Bu klasörler davayla ilgiliydi, çünkü içlerinde patlayıcılara ve silahlara dair kullanma kılavuzları bulunuyordu. Tanığın telsizler, kasklar ve içinde aletler bulunan çantasıyla ilgili tavrı diğeriyle şaşırtıcı derecede benzerdi. Konu, tanığın belli kişilerden sözetmekten kaçınıyor olmasıydı. Klemke itirazında ısrarlıydı ve Götzl’e, sorgulamalara dair kendi sorularının çoğunun davayla ilgisi bulunmadığı iddia edilerek geri çevrilmiş olduklarını söyledi. Götzl, Klemke’nin kaç sorusunun geri çevrilmiş olduğunu sordu. Eğer doğru saydıysa, üç soru olduğunu söyledi. Götzl, Klemke’nin çok sayıda sorudan sözettiğini ifade etti. Klemke, kendisinin „bazı sorular“dan bahsetmiş olduğunu söyledi. Götzl:“ ‘Çok sayıda soru‘ dediniz.“. Klemke:“Ben soruya itiraz ettim.“. Federal Başsavcı soruyu uygun olduğunu buluyordu. Yüksek Başsavcı Weingarten, Andreas Sch.‘nin ifadelerinde Länger’in bir şeyler temin edebilecek biri olmakla itham edilmiş olduğunu söyledi. Länger bunu reddetmişti. Onun açık arttırmaya çıkarması gereken üçüncü bir kişiye ait, içinde yeni aletler bulunan, bir çanta söz konusu olması dahilinde bu, dava için önemliydi . Bu nedenle, onun gerçekten bir şeyler temin edebilecek bir kişi olup olmadığı muhakeme edilebilirdi. Götzl saat 15.58’e kadar bir ara verdi.

Ardından Götzl, soruya izin verileceğine dair kararı bildirdi. Jauch ve Länger tekrar salona geldiler. Scharmer, Länger’in kendisine çantayı bırakan kişinin ismini niçin söylememiş olduğunu sordu. Länger: “Çünkü bilmiyordum.“ dedi. Scharmer: “Çünkü bilmiyor muydunuz?“ dedi. Länger, tamirat yapmak için kendisine gelen kişiler olduğunu söyledi. Aktarım: Länger, bunun kendi çantası olduğunu söyledi, „nokta“ dedi, çanta kullanılmıyordu; telsizler hakkında bir bilgisi yoktu; bataryalar taşıma falan yapılırken araya karışmış olabilirdi; kendisi içeriyi iyice kontrol etmemişti; ahbabının ismini söylemeyecekti. Scharmer, orada hatırlamadığına dair bir şey yazmıyor olduğunu söyledi. Scharmer: “Bununla ilgili bir açıklamanız var mı?“ diye sordu. Länger: “Hayır.“ dedi. Avukat Narin, Länger’in bir UM [uyuşturucu madde] hikayesi olduğunun ortaya çıkıp çıkmadığını sordu. Länger bunu doğruladı. O zaman biri, kendisinin, Länger’in, Hollanda’dan bir şeyler getirdiğini söylemişti. O tutuklanmıştı ve Länger gözaltına alınmıştı. Sonra kendisi salıverilmişti, bildiği kadarıyla yıllar sonra dava kapanmıştı. Kulağına Ro.‘yla ilgili, patlayıcı madde kullanılan bir saldırı hakkında bir şey geldiğini reddetti. Narin, Merseburg ve Rockçı çeteleri anahtar kelimelerini telaffuz etti. Länger:“Hayır, bilmiyorum“ dedi. Narin:“Ama Ro. ile yakın arkadaşsınız, değil mi?“ diye sordu. Länger:“Evet, doğru.“dedi. Narin, Länger’in „Blue Velvet“i bilip bilmediğini sordu. Länger, eğer bu Rudolstadt’taki işletmeyse, bildiğini söyledi. Ama kendisi oraya hiç gitmemişti, orayı sadece anlatılanlarrdan ve önünden geçtiği için biliyordu. Orayı işletenin kim olduğunu bilip bilmediğinin sorulması üzerine Länger, bunun kendi zamanı olmadığını, bu yüzden bilmediğini söyledi. Narin konunun üstüne gitti, Länger kendisinin ve Ro.‘nun devamlı görüşüyor olmadıklarını söyledi. Bu, kendisinin yurtdışında bulunduğu bir kaç yıl öncesine denk geliyordu:“Onun orada ne yaptığına dair bilgim yok. Blue Velvet, bir bilgim yok. Hafif kızların bulunduğu bir yer veya öyle bir şey olduğunu sanıyorum.“ diye ekledi. Narin, Länger’in Ro.‘nun bu „Blue Velvet“i nasıl finanse ettiğine dair onunla konuşmuş olup olmadığını sordu. Klemke itiraz ederek „Blue Velvet“in Ro.‘yla bir ilgisi olduğuna dair hiçbir şey söylenmemiş olduğunu ve davayla ilgisinin bulunmadığını söyledi. Götzl, sorunun başka şekilde formüle edilebileceğini söyledi. Ama Narin, Länger’in Ro. ile, Pößneck’te gerçekleştirilen para nakli sırasına yaşanan bir soygun hakkında konuşmuş olup olmadığını sordu. Länger:“Hayır.“ dedi. Länger’in başka bir şekilde bundan haberdar olmuş olup olmadığına dair soruya Klemke ve Avukat Heer itiraz ettiler. Länger ve hukuki danışmanı salondan ayrıldılar. Narin, Pößneck’te 1999’da para nakil aracının soyulmasının davayla ilgili bulunduğunu, çünkü Böhnhardt, Mundlos, Zschäpe’nin yakın çevresinden THS’den Marcel ve Mirko Eb. ve ayrıca Ro.‘nun buna karışmış olduklarını söyledi. Bu ayrıntılı organize edilmiş bir soygundu ve bir fuhuş lokali olan“Blue Velvet“i finanse etmek amacıyla gerçekleştirilmişti. Bu başka roller de oyanayacaktı. Avukat Narin, o çevre dahilinde bundan haberi olan, Länger’in de tanıdığı başka kişiler bulnup bulunmadığını sormak istiyordu. Götzl, o zaman o şekilde formüle etmesi gerektiğini söyledi. Tanığın tekrar salona gelmesinin ardından Narin, Länger’in Ro.‘dan başka kişilerle para nakil aracının soyulması hakkında konuşmuş olup olmadığını sordu. Heer ve Klemke bunun konuyla ilgisi olmadığı gerekçesiyle tekrar itiraz ettiler. Narin sorusunu geri aldı ve Länger’in, Marcel Eb.‘i veya Mirko Eb.‘i tanıyıp tanımadığını sordu. Länger ikisini de tanımadığını söyledi. Narin, Länger’in Saalfeld-Rudolstadt bölgesindeyken KPI ile bir ilgisi olup olmadığını sordu. Länger bunun üzerinden çok zaman geçmiş olduğunu söyledi, duvardan sonraki geçiş döneminde olduğunu sanıyordu. Orada tutuklanmış ve insanları tekmelemiş olduğu söyleniyordu, bu doğru değildi. Bir şekilde bir karıştırma söz konusu olmalıydı. Narin, Länger’in polise, ülkedeki devlet otoritesine bakışının asıl olarak nasıl olduğunu sordu. Klemke itiraz etti. Narin, Länger’e bu mahkemeyi adli bir kurum olarak kabul edip etmediğini sordu. Klemke tekrar itiraz etti. Götzl, Narin’in başka bir şekilde sormasını söyledi. Narin:“Kendinizi Alman Yargısına bağlı hissediyor musunuz? Burada gerçeği söylemeniz talep edildiğinde, kendinizi bunu yapmakla yükümlü görüyor musunuz?“ diye sordu. Klemke itiraz etti. Götzl, Narin’e tanığın güvenilirliğini mi sorgulamak istediğini sordu. Narin bunu doğruladı. Götzl, kendisinin bu daha önce yapmış olduğunu, Narin’in daha somut bir şey sorması gerektiğini söyledi. Narin:“Kendinizi İmparatorluk vatandaşı olarak mı görüyorsunuz?“ diye sordu. Narin sorusunda ısrarlı olduğunu söyledi. Länger: „Ben İmparatorluk vatandaşı değilim.“ dedi. Klemke, soruya itriaz edildiğini söyledi. Tanık ve danışmanı salondan gönderildiler. Narin, kendisindeki bilgilere göre tanığın kendisini bu şekilde „İmparatorluk vatandaşı“ (*Dritte Reich, Naziler’in Üçüncü İmparatorluk adını verdikleri) olarak gördüğünü ve kendisini Federal Almanya Yargısına bağlı görmediğini, gerçeği söyleme yükümlülüğünün de onun için geçerli olmadığını söyledi. Götzl, Narin’in elinde buna ilişkin bilgilerin bulunup bulunmadığını sordu. Narin bunu doğruladı, ama bunların gizli olduklarını, tanığın çevresinden geliyor olduklarını, bunun için aktarım yapmadan sorduğunu söyledi. Heer, bu sorunun gerekçesinin mahkeme için yeterli derecede açıklanmamış olduğunu söyledi. Avukat Scharmer, tanığın politik görüşünün daha önce zaten Mahkemede ve poliste sorulmuş olduğunu söyledi. Burada söz konusu cinayetler serisi içinde bir polisin öldürülmesi de vardı. Bunun için, politik görüş polise sorulabilirdi ve ayrıca onun kendisini mahkemeye karşı gerçeği söylemekle yükümlü görüp görmediği de sorulabilirdi. Klemke, bunun dayanaksız bir şekilde sorulmuş olduğunu ve konuyla ilgisi olmadığını söyledi.

Duruşmaya ara verildi. Saat 16.27’de tekrar başlandı. Götzl, soruya izin verildiğini bildirdi, soru tanığın güvenilirliğinin onaylanmasına hizmet ediyordu. Länger ve Jauch tekrar salona geldiler. Narin, Länger’in kendisini İmparatorluk vatandaşı olarak görüp görmediği yönündeki sorusunu tekrarladı. Länger: “Hayır, elbette hayır.“ dedi. Narin, Länger’in kendisini milliyetçi olarak tanımlayıp tanımlamadığını sordu. Länger: „Hayır.“dedi. Narin:“Hayır?“. Länger: “Hayır!“. Länger kendisini herhangi bir zaman milliyetçi olarak tanımlamış olduğunu reddetti. Narin: „Hiç benimle yüz yüze geldiniz mi?“ diye sordu. Länger bunu doğruladı, bu sadece bir tesadüftü, Narin aslında başka birileriyle buluşmak istiyordu. Narin, Länger’in kendisini ona karşı milliyetçi olarak tanımlayıp tanımlamadığını sordu. Länger Narin’e sadece, Anayasada 146. maddenin bulunma nedenini sormuştu çünkü o bir avukattı. Narin, Länger‘den soruyu tekrarlamasını talep etti. Länger, 146. Maddenin varlık nedenini öğrenmek istemiş olduğunu söyledi. Narin kendisine bir cevap vermemişti, „profesörünüz de öyle“ diye ekledi. Narin:“ Ne dediniz?“ diye sordu. Länger, Narin’in kendisine, asıl olarak bunu hiçbir şekilde söylemeyeceğini, bu konuşmanın hiç geçekleşmemiş olduğunu, hiç karşılaşmamış olduklarını söylemiş olduğunu ifade etti. Narin sadece, Länger’in bir ahbabına aşırı sağ müziği sormuştu. Länger devam etti:“Ve siz benim kız arkadaşımın evinde güzelce duş almıştınız.“ dedi. Salonda gülüşmeler oldu. Götzl:“Şimdi konu ilginçleşmeye başladı.“ dedi. Narin, fotoğraflar göstermek istediğini söyledi. Narin ve Götzl arasında, bunların baskısı hakkında kısa bir tartışma yaşandı, bunun sonunda Avukat Narin, duruşmanın gecikmesine neden olmamak için bunu geri çektiğini söyledi. Narin, bugün Länger’e BKA’nın sorgulamasından aktarımlar yapılmış olduğunu söyledi. Orada, Länger’in bir defasında silahla tehdit edilmiş olduğu yazılıydı. Länger buna dair: “İnsanın borcu olunca böyle oluyordu.“ dedi. Narin, Länger’in bununla ne kastettiğini sordu. Länger kendisinin daha önce de iki defa silahla tehdit edilmiş olduğunu söyledi. O zaman yüzüne otomatik bir silah dayanmıştı. İnsanların silah çekme düşüncesine nasıl vardıklarını bilmiyordu. Narin, Länger’in herhangi bir zaman Er. Kardeşler için iş yapmış olup olmadığını sordu. Länger: “Hayır.“ dedi. Ralf Li. [duyulduğu şekliyle] diye birini tanıdığını da reddetti. Klemke itiraz etti. Narin, soruyu geri aldığını, zaten cevaplanmış olduğunu söyledi.

Avukat Daimagüler, Länger’in bugünkü duruşma için hazırlanmış olup olmadığını sordu. Tanık bunu reddetti. NSU davası ile ilgilenmiş olduğunu doğruladı. Soru üzerine Länger, online olduğunu, Google’da NSU kelimesini girdiğini söyledi. internet siteleri de vardı, ama bunlara erişimi yoktu, içeriden sızdırılan bilgiler verdı, bunları daha okumamıştı. Daimagüler, yakınlarını temsil ediyor olduğu Abdurrahim Özüdoğru ve İsmail Yaşar isimlerini sordu. Länger, bu kruban isimleriyle meşgul olmamış olduğunu söyledi. Soru üzerine Länger, Kiesewetter ismini basından bildiğini söyledi. Goolde araştırdığında, hangi bakış açıları ile meşgul olduğunun sorulması üzerine Länger, çok sayıda komplı teorisi bulunduğundan bahsetti. Gerçeğin ne olduğunun bir şekilde ortaya çıkıp çıkmadığını bilmiyordu. O, kendisine dair olan şeylerle meşgul olmuştu. Olanlar konusunda değiştirebileceği yoktu, olan olmuştu. Kendisi bundan sorumlu değildi: “Benimle ilgisi olan bir silah, bir rol oynadıysa, üzgünüm..“ diye devam etti. Daimagüler:“Üzgünüm, ne?“ diye sordu. Olan biten konusunda yapabileceği bir şey yoktu. Daima:“Aydınlatmaya katkıda bulunulabilir.“dedi. Länger, polisi tanımış olduğunu, bunun polisin görevi olduğunu düşünmediğini söyledi. Daimagüler, Länger’in biraz önce politik olarak nötr olduğunu söylemiş olduğunu ifade etti, bunu biraz açabilir miydi? Länger: “Belki sol bir görüşüm var, belki sağ bir görüşüm var, bu yüzden nötr değilim.“ dedi. Soru üzerine Länger, sol ve sağ olduğunu söyledi. Daimagüler:“Almanya’daki Türkler’e karşı duruşunuz nedir?“ diye sordu. Länger o kadar çok Türk tanımadığını söyledi. Tanımış olduklarıyla bir problemi yoktu. Länger, çok fazla Türk tanımadığını söyledi ve Daimagüler’in, Almanya’ya uyuşturucu sokan kriminal Türkler olduğunu mu duymak istediğini sordu. Daimagüler soruyu tekrar sordu. Ancak Götzl, tanığın soruyu cevaplamış olduğunu söyledi. Ardından Daimagüler, Länger’in biraz önce söylenmiş olan „yabancı ülkeden olanlar“ kelimesi ile ne kastettiğini sordu. Länger, Avusturyalı arkadaşından bahsetti, o da yabancıydı. Devam ederek, „yabancı“nın insanın öylece söyleyemeyeceği bir kelime olduğunu söyledi. Länger Dünya Kupası sırasında dışarıya astığı bir bayraktan bahsetti ve o halde sağcı olduğunu ifade etti. Almanya’da doğan bir Türk’ün „yabancı ülkeden olan biri“ olup olmadığının sorulması üzerine, o burada doğduysa burada doğmuş olduğunu söyledi. Kendisi şu anda aile mahkemesinde bu köken konusuyla uğraşıyordu. Alman vatandaşı olmakla bunun aynı şey olduğunu düşünmüyordu. Daimagüler soruyu tekrar etti. Ancak Götzl, tanığın soruyu cevaplamış olduğunu söyledi. Daimagüler, mazur görülmesini talep ettiğini ama cevabı anlamamış olduğunu söyledi. Daimagüler cevabı tam olarak anlamadığını, bunun için tekrar sorduğunu söyledi. Götzl:“Bu ses tonuyla değil lütfen!“ dedi. Daimagüler:“Şu anda gerçekten ses tonu hakkında mı konuşuyoruz?“ dedi. Götzl’ün hükmeden ve sivri bir tonu vardı. Götzl tonunun Daimagüler’in kendisini provoke etmesinden itibaren beri böyle olduğunu söyledi. Daimagüler bir ara verilmesini önerdi. Götzl kızgın bir şekilde, Daimagüler’in kendi pozisyonunu üstlememeyeceğini söyledi. Yönetme yetkisi kendindeydi. Daimagüler, Länger’e: “Almanya’da doğan bir Türk size göre „yabancı ülkeden olan biri“ midir?“ diye sordu. Länger buna cevap veremeyeceğini söyledi. Klemke ititraz ederek, bunun tanığa sorulacak bir soru değil, bir hukuk sorusu olduğunu ifade etti. Kökene göre vatandaşlığın geçerli bir hak olduğunu ekledi. Götzl, tanığın söylediğinin tekrar duyulmasına sıra geldiğini söyledi. Götzl, Daimagüler’i, Länger’in „yabancı“nın kullanılmaması gereken bir kelime olduğunu ve ebeveynleri Almanya’da doğmamışsa kişinin Alman vatandaşı olmadığını söylediği konusunda bilgilendirdi. Daimagüler, tanığın cevap verdiğini ve buna cevap veremeyeceğini söylediğini ifade etti. Ardından Länger’e tanık danışmanını nasıl aldığını sordu. Länger ilk olarak başka bir avukatı olduğunu söyledi, bu yüzden açık bir hesap vardı. Ona önceden ödeme yapmıştı ama çok iyi bir avukat değildi. Sonra ahbabı Ro.‘ya sormuştu. Daimagüler, Google’da Avukat Thomas Jauch arandığında ilk olarak “Thomas Jauch, Nazilerin güvendiği avukat“ girdisinin bulunduğu şeklinde karşılık verdi. Länger dört-beş avukat ile konuşmuş olduğunu söyledi. Biri Köln’dendi ve çok para istemişti, Karlsruhe’deki işe yaramaz biriydi. Jauch kendisini bilgilendirmişti ve mektubu yazmıştı, olay bu şekilde gelişmişti.

Avukat Behnke, Länger’in, kendisinde sol ve sağ düşüncenin biraraya geldiğini söylemiş olduğunu ifade etti. Länger, sonuçta herkesin kendisine ait bir fikri olduğunu söyledi:“Şimdi ne öğrenmek istiyorsunuz?“diye ekledi. Behnke, Länger’in sağ ve sol düşünceleri kendi için kullanabileceği veya kullanmış olduğu fikrinde olup olmadığının, burada kendisini ilgilendiren şey olduğunu söyledi. Länger:“Evet bu şekilde.“dedi. Behnke, bunun önceden DAC’de de yaygın bir görüş mü olduğunu yoksa sadece Länger’e mi ait olduğunu sordu. Klemke itiraz etti. Behnke soruyu başka türlü de formüle edebileceğini söyledi:“Bu görüş sizde ne zaman hangi vesilelerle gelişmeye başladı?“ diye sordu. Länger bunun 5. sınıfta gerçekleşmediğinin kesin olduğunu söyledi, belki 10. Sınıftayken olabilirdi, hatırlamıyordu, belki de çıraklık zamanında olabilirdi. Behnke:“Yani gençliğinizde mi?“ diye sordu. Länger:“Evet.“dedi. Savunmanın bir sorusu yoktu. Ardından Avukat Narin ve Götzl arasında, kullanılan ifadelere ve gösterilecek materyallere dair tartışma tekrarlandı. Bunu saat 17.13’e kadar verilen bir ara izledi.

Sonrasında Götzl, Avukat Narin’in aktarmak istediği dört sayfa olduğunu söyledi. Länger’in öne gelmesini talep etti. Neonazilerin ve bir sahra mutfağının fotoprafı gösterildi. Buradaki kişileri tanıyıp tanımadığının sorulması üzerine, kendisini tanıdığını söyledi. Bunun Berlin’de sosis çorbası dağıttığı zaman olduğunu düşündüğü ifade etti. Soru üzerine Länger, bunun bir aşırı sağcı etkinlik olduğunu söyledi, bundan bir saat sonra sol etkinliğe katılmıştı. Narin, yukarıdaki fotoğrafta arkasındaki tişörtte bulunan yazıyı [„Nationaler Widerstand“] kendisinin okuyup oukuyamadığını sordu. Länger: “Neyi öğrenmek istiyorsunuz?“ diye sordu. Narin sorusunu tekrarladı ama bir cevap alamadı. Narin ardından, „Nationaler Widerstand“ı bir grup ile bağdaştırıp bağdaştırmadığını sordu. Länger bütün bunların kendisi için şaka gibi olduğunu söyledi. Bu tişörtü giyen beyi tanıdığını reddetti. Narin onun sayfa 5’in üst kısmında tekrar görüldüğünü söyledi ve ortaki beyi tanıyıp tanımadığını sordu. Länger bunu reddetti, onu tanımıyordu. Narin, Länger’in „Braunen Haus“tan (*Kahverengi Ev) Max Lemke’yi tanıyıp tanımadığını sordu. Länger olumsuz cevap verdi. Sahra mutfağı başında kısa saçlı sarışın bir kadının görüldüğü fotoğrafla ilgili olarak Länger, kadını tanımadığını söyledi. Bayan Ra. diye bir kadını tanıdığını reddetti. Länger soru üzerine, sayfa 3‘te üstteki beyi tanıdığını söyledi. Onunla beraber bir araba teslim aldıklarını sanıyordu, onu oradan tanıyordu. Araba satıcılığı falan yapıyor olmalıydı. Alttaki „Pusterdieter“‘i [duyulduğu şekliyle.] tanıyordu, adının Dieter olduğunu ve Saalfeld ya da Unterwellenborn’dann geldiğini sanıyordu.

Klemke bir yemin ettirme dilekçesi sunmak istediğini söyledi. Götzl bunun ne amaçla talep edildiğini sordu. Klemke bunu açıklamak için 15 dakikalık bir araya ihtiyacı olduğunu söyledi. Götzl oturuma saat 17.50’ye kadar ara verdi. Ardından Klemke, Länger‘in yemin ettirme dilekçesini okudu. BAW’nin (*Federal Savcılık) Länger’in suç silahı olan Ceska 83’ü Andreas Sch.‘ye teslim etmiş olduğu varsayımında bulunduğunu söyledi. Bu konuda Länger, tek orjinal delildi. Sch. burada bütün ifadeleri reddetmişti. Sch.‘nin ifade verirkenki tutumu „yüksek derecede tutarsız“dı. Sch. ilk olarak „Boban“ diye birinin sonra Länger’in ismini telaffuz etmişti. Länger bunu tartışmıştı. Länger burada yükseltilmiş ceza tehdidi altında ifadesinde ısrar ediyorsa, bu Sch.‘nin ifadelerini sarsıyordu. Bu nedenle Länger’in ifadesi delil değerlendirmesi açısından kritikti, ona belirleyici bir faktör ekliyordu. Oturuma saat 18.09’a kadar tekrar ara verildi.

Ardından Federal Savcı Diemer, yemin ettirme için gerekn şartların oluşmamış olduğunu söyledi. Bunun için tanık Länger’in ifadesinin belirleyici faktör olması gerekirdi. Tanık Sch.‘nin güvenilirliğini sarsmya uygun olması gerekirdi. Bugün tanık dinlendiğinde duyulanlar inanılır olmaktan uzaktı, soruşturma Federal Savcılık hazır soruşturmasında da bunu böyle görmüştü. Bu yüzden yemin ettirme, Sch.‘nin ifadesini çürütmeye uygun değildi. Tanık Andreas Sch.‘nin başka ifadeler ile de destekleniyordu, bunlar şu ifadelerdi: Carsten Schultze, tanık Schl. (47. Duruşma Günü), tanık Liebau, yakın zamanda İsviçre’de gerçekleştirilen sorgulamalarda sorgulanan tanıklar Ge. ve Mü. Bu yüzden tanık belirleyici faktör değildi. Ayrıca yemin ettirme ancak, gerçeğe uygun bir ifadeye ulaşmayı mümkün kılacak olması durumunda uygun olurdu. Ancak BGH’ye göre, şu anda sunulan belli olgular varsa, yemin altında da bu belli olguları beyan edecekti. Duruşmada deneyimlenenlerden, Länger’in ifade verirkenki tutumunu değiştireceğini tahmin etmek mümkün değildi. Müdahil Avukat Hoffmann, hatta bir yemin ettirme yasağının söz konusu olduğunu söyledi. Suç geniş kapsamlıydı, burada zaman aşımına uğrayan sadece ateş silahlar yasasının ihlal edilmesiydi. Bir yemin ettirme yasağının söz konusu olup olmadığına dair, bir arayala kesilen, bir hukuk tartışması başladı. Avukat Kuhn ve Federal Savcı Diemer Hoffman’a destek verdiler, Klemke karşı çıktı. Ardından Götzl, Länger’e yeminsiz kalacağını söyledi. Klemke bir mahkeme kararı talep etti. Kısa bir aradan sonra Götzl, Ceza Prosedürleri Yasasının 60 numaralı paragrafının 2. maddesine göre Länger’in yeminsiz kalacağını söyledi. Länger gönderildi. Çok sayıda Müdahil Avukat gibi Wohlleben’in savunması da açıklama yapma hakkını korudu.

Duruşma günü saat 18.55’te sona erdi.

Müdahil Avukat Scharmer‘in 134. Duruşma günü ile ilgili açıklaması:
„Tanık Jürgen L.‘nin söyledikleri inanılır olmanın yanından bile geçmediler. İfadesi çelişkilerle içinden çıkılmaz hale geldi ve özellikle, evindeki aramada bulunan delilleri hiçbir şekilde açıklayamadı. L. suç silahını Andreas Sch.‘ye teslim etmiş olduğunu reddetti. İfadesi tam tersini gösterdi.“