Holger G.’yi sorgulamış olan Federal Kriminal Dairesi memuru Sch.’nin sorgusu tamamlandı. Sorgu, Federal Kriminal Dairesi’nin konuya açıklık getirme potansiyeli olan pek çok soruyu görünüşe göre sormamış olduğunu gösterdi. FKD müdürü Sch.’nin Holger G.’nin tanınmış militan Neonazi Thorsten Heise hakkındaki ifadelerinden yola çıkarak G.’nin bu kişiden korkusu olmadığı fikrine kapılması da şaşırtıcıydı. Frühlingstraße’deki yangını soruşturan kişinin sorgusuna Eylülde devam edilecek.
Duruşma 09:44’te başladı. İlk şahit Holger G.’yi sorgulamış ve kendi sorgusu dün yeniden bölünmüş olan FKD müdürü Sch. idi. Ralf Wohlleben‚in savunması söz hakkı aldı. Avukat Klemke Sch.’ye Thorsten Heise ile iş gereği bir bağlantısının olup olmadığını sordu. Sch. Heise’nin arandığı bir esnada orada olduğunu, sonlandırılan bir silah davasını yürüttüğünü, bir DNA örneği aldığını ve bir telekomünikasyon tedbirinin sonuçlarını değerlendirdiğini doğruladı. Heise’nin ses kayıt bantlarından da haberi vardı. 2007’den bu yana toplamda birden çok kereler Heiseile bağşantı kurmuştu ve bu yüzden G.’yi Heise’den korkmaması konusunda rahatlatabilmişti. Klemke DNA örneğinin bir kan ya da tükürük örneği olup olmadığını bilmek istedi. Sch. tükürük örneği alındığını söyledi. Bunun silah duruşmasıyla ilgisi var mı diye sordu Klemke. Başsavcı Greger bunun başka bir dava olduğunu söyleyerek soruya itiraz etti. Ayrıca şahide ifade iznini hatırlatmak istiyordu. Şahidin kısa bir süre için salonu tekrar terketmesi gerekti, ardından Klemke konunun G.’nin sorgusu ve Heise’den korkması olduğunu, duruşmayla dolaylı bile olsa ilgisi olan tüm soruların sorulabileceğini belirtti. Konu silah ve bir DNA eşitlemesine uygun düşen bir şiddet suçuydu. Başsavcı Greger itirazında ısrar etti, ama Götzl Klemke’nin sorusuna izin verdi. Klemke Sch.’ye tükürük testinin silah duruşmasıyla ilgisi var mı diye sordu. Sch. olduğunu söyledi ama konu Heise ise konuyla bir kez daha ilgilenmesi gerektiğini, çünkü bunun şu an kendisinin ilgilendiği bir kanıt konusu olmadığını söyledi. Klemke konunun G.’nin ifadesi olduğunu belirtti. Sch. G.’nin korkacak bir şeyinin olmadığı yönündeki ifadesinde ısrar etti. Tahmini şahsi deneyimlere ve soruşturma sonuçlarına dayanıyordu.
Klemke, Sch.’nin Heise’nin ses kayıt bantlarını bilip bilmediğini sordu. Sch. bildiğini, araştırma komisyonunda bu konunun geçtiğini söyledi. Heise ile ilgili dosyaları sadece başka davalarla bağlantı içerisinde yürütmüştü. Heise’nin geçmişini biliyordu. Klemke: “Ve?” Götzl bunun bir soru olmadığını söyledi. Klemke, Sch.’nin Heise’nin sabıkalarından haberi olup olmadığını sordu. Sch. olduğunu söyledi. Klemke aralarında şiddet eylemleri de var mı bilmek istiyordu. Sch. olduğunu sandığını söyledi. Klemke Sch.’ye Heise’nin sabıkalarının arasında yaralama ve trafiğe müdahalenin de olduğunu ve Lübnanlı bir kaçağı ezmeye çalıştığını söyledi. Sch. G.’yi buna rağmen mi sakinleştirdi bilmek istedi. Sch. bunu doğruladı. Klemke: “İlginç”. Sch. bunun ilginç olmadığını, daha çok gençlik cezaları olduğunu söyledi. Heise sıklıkla sakin bir izlenim uyandırmıştı. Bunun dışında Heise’nin bir dükkanı ve kaybedecek çok şeyi vardı.O noktada ne sattığı da önemsizdi. Herkesin değişmeye hakkı vardı. Tahmini Heise’nin G.’ye bir zararının dokunmayacağı yönündeydi. Klemke Heise’nin bahsedilen eylemlerinin gerçekten de gençlik suçları mı olduğunu bilmek istedi. Sch. kati bir şey demek istemediğini, ama Heise’nin tehlikesi konusunda tahmininin değişmediğini söyledi. Klemke G. ve Sch. arasındaki gizli görüşmenin gerçekleştiği odanın sorgunun yapıldığı, yani ayırıcı cam bulunan oda mı olduğunu sordu. Sch. aynı oda olduğunu söyledi.
Ardından transfer edilen silahın G. tarafından nasıl tasvir edildiği (düz namlu, aşağıya doğru düz) konusuna gelindi. Klemke G.’nin bununla farklı silah türleri arasındaki farkı mı ifade etmek istediğini sordu. Salı günkü ifadesi öne sürülünce Sch. tabanca ve revolver arasındaki farkın kendilerinin bir tahmini olduğunu, G.’nin olmadığını söyledi. G. daha fazla bilgi vermemişti. Klemke daha sonra G.’nin avukatı Hachmeister’in sorgular ve danışma araları sırasındaki rolünü, G.’nin resmi bir ara olmadığı halde hiç Hachmeister’e doğru eğilip eğilmediğini sordu. Sch., Hachmeister ve G.’nin her zaman konuşabilme imkanlarının olduğunu söyledi. Belli konular söz konusu olduğunda başka bir odada konuşabilirlerdi. Yetkililerin önünde konuşmak zorunda kalmamışlardı. G. ve Hachmeister’in fısıldayarak anlaşıp anlaşmadıklarını bilmek istiyordu. Klemke kumaş torbadan bahsedilmesinin ardından nasıl ara verildiğini sordu. Sch. araların genelde Hachmeister’in inisiyatifiyle gerçekleştirildiğini söyledi. Klemke konunun genelde ne yapıldığı olmadığını söyledi. Sch. “Doğru hatırlıyorsam, genelde nasılsa öyleydi.” Klemke yetkililerin meslektaşları Hachmeister’e G. ile görüşmeyi tavsiye edip etmediklerini öğrenmek istedi. Sch. kendisine yönelen meslektaş tabiriyle ilgili kısa bir tartışmanın ardından kendisinin bir şey tavsiye etmediğini, böyle bir yüzsüzlük etmeyeceğini söyledi.
Klemke bunun ardından ortadan kaybolanlar için yardım etkinlikleriyle ilgili olarak hangi etkinliklerin somut olarak organize edildiği ve kaç etkinlik yapıldığına dair soru soruldu mu öğrenmek istedi. Sch. eğer tutanakta kesin bir bilgi yoksa G.’nin de bunu kesin olarak belirtmemiş oldıuğunu söyledi. Klemke’nin G.’ye etkinlikleri nereden öğrendiği soruldu mu diye sorması üzerine Sch., G.’nin üçlünün kaçışını André K.’den öğrendiğini ifade etmiş olduğunu söyledi. Sch. sorunun tutanakta yer almadığını zannediyordu. Klemke sorunun sorulup sorulmadığını bilmek istiyordu. Sch. tutanakta yoksa kesin olarak söyleyemeyeceğinde ısrar etti. Klemke, G.’ye bir etkinlikte yer alıp almadığı soruldu mu diye sordu. Federal Savcı Diemer, “aynı soru kaç kez sorulacak” dedi. Götzl, tutanakta bir şey yazdığını, yoksa aynı soruyu kendinin de sormuş olacağını söyledi. Sch. Klemke’den ona pasajı okumasını rica etti. Klemke mahkeme heyeti başkanının bunu daha sonra yapabileceğini söyledi. Sch. hatırlamıyord. Klemke, bir tatil sırasında Usedom’a yapılan yolculuklarla ilgili daha ayrınıtlı soru soruldu mu dedi. Sch. sorulmuş olduğunu, doğru hatırlıyorsa G.’nin cevap vermemiş olduğunu söyledi. Tatillerle başka bir soruşturma grubu ilgileniyordu. Klemke, ama Sch.’nin G. konusunda yetkili olduğunu söyleyince Sch. bunu onayladı. Soruşturma gruplarıyla iletişim kurmuşlardı, Lübeck’tn resmi de o şekilde almıştı. Ama: “İçerisinde yazmıyorsa, yazmıyordur.” Klemke Sch.’nin sorgu sırasında laptoptaki hak bildiren metnin doğruluğunu kontrol edip etmediğini sordu. Sch. öyle olduğunu tahmin ettiğimi, ama metnin kendine okunmasını rica ettiğini söyledi. Klemke, “bunu mahkeme heyeti başkanı daha sonra yapabilir” dedi. Götzl Klemke’nin kendi kafasına göre çıkarımda bulunmamasını istedi. Klemke daha sonra Usedom üzerinden gidiş-dönüş uçuşu sordu ve hangi uçakların sözkonusu olduğunun sorulup sorulmadığını bilmek istedi. Sch. bunu tam olarak bilmediğini söyledi. Klemke kalkış yerinin nerede olduğunu söyledi. Sch.’ye göre soruşturmalar olmuştu, bu onlar için çok da ilginç değildi. Bunun bir “Ceska” olup olmadığı (muhtemelen uçak markası ‘Cessna’yı kastediyor) onun için ilginç değildi.
Ardından kaçmalarının ardından üçlüye kalacak yer sağlayan kişilerle ilgili bilgilere geçildi. Söz konusu olan Sachsen’daki “Blood & Honour” idi. Sch., G.’nin bunu kabul ettiğini, bu hususta net olduğunu, çünkü “Blood&Honour” un serseriler değil camianın politik destekçileri olduğunu söyledi. Klemke Sachsen’daki tüm politik aktivitelerin “Blood&Honour” a mı ait olduğunun sorulup sorulmadğını sordu. G.’nin kanaati ikna edici değildi. Sch. sorulduğunu ama G.’nin konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi veremediğini söyledi. “Pogromly” oyunu ve oyunu kimin icat ettiğiyle ilgili olarak Klemke G.’nin bilgileri nereden edindiğini bilmek istiyordu. Sch. Mundlos‚un öncü olduğunu, bunu sorduklarını, ancak tutanakta yoksa herhangi net bir ifade olmadığını, ama bunu defalarca kez belirtmiş olduğunu söyledi. Klemke, fotoğraf sunumunun öncesinde Thomas Starke’nin bir resmiyle bir şahıs tasviri yapılıp yapılmadığını sordu. Sch. “hayır” cevabını verdi. Klemke, G’ye bir fotoğraf seçkisi sunumunun yapılmadığını, sadece tek bir rresmin gösterildiğini ve bunun neden böyle olduğunu bilmek istediğini söyledi. Sch. G.’nin Starke’yi tanıdığı bilgisini bvrdiğini, bu yüzden bir seçki yapılmadığını söyledi. Hachmeister’in sorgularda bulunmasının Sch.’nin neden işine geldiğini bilmek istedi Klemke. Sch. bunu her zaman daha rahat bulduğunu, sanığın danışmanlık alabildiği için her şeyin daha hızlı yürüdüğünü, avukatı sorgularda bir dezavantaj olarak görmediğini söyledi. Klemke, G. üçlüyü ortadan kaybolmaları ve silah teslimi arasında geçen süre içerisinde ne kadar sık gördüğünü söyledi mi, bilmek istedi. Sch.’ye göre telefonla iletişim, tatiller ve ziyaretler gerçekleşmişti, ama ne kadar kesin ve ne kadar sıklıkla olduklarını bilmiyordu. Klemke, G.’nin Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe ile ilk tatillerinin silah tesliminden önce mi sonra mı gerçekleştiği açıklığa kavuştu mu diye sordu. Sch., G.’nin verdiği tarihlere göre ilk tatilin silah tesliminden önce diğerlerinin sonra olduğunu söyledi. Ardından G.’nin silah transferiyle ilgili anlattıklarının Wohlleben’in onu bir kumaş torba taşımaya ikna etmesiyle bağlantısına gelindi. Sch. bunu tam olarak öğrenmek istiyorlarsa tutanağa bakmaları gerektiğini söyledi. Klemke bunun tutanakta da yer aldığını söyledi. Klemke ardından Sch.’nin, G.’nin ilk olarak tren yolculuğu sırasında torbada ne olduğuna baktığını söylemiş olduğunu belirtetek G.’nin herşey bir yana neden ikna edilmek zorunda olduğunu sordu. Sch., eğer tutanakta yer almıyorsa kendisinin de bunu bilmediğini söyledi. Başsavcı Weingarten söylenenin doğru olmadığını, “ikna etmek” derken kastedilenin kumaş torba olmadığını söyledi. Klemke, özetleyici bir ifadede bulunduğunu, Başsavcılık’ın olayları küçültmesine karşı geldiğini söyledi. Klemke Sch.’ye, şahidi bunun ardından neden ikna edilmek zorunda olduğuyla yüzleştirmedi mi diye sordu. Weingarten yeniden itiraz etti. Götzl tutanaktan G.’nin bir teslimi üstlenmeye ikna edildiğinin yazdığı bir bölümü okudu. Klemke G.’nin ne söylediğini, ne taşıması gerektiğini söylediğini sordu. Sch. yeniden tutanağa işaret etti. Klemke, o halde ilk olarak transferin söz konusu olduğunu, ardından bir seyahat çantası ve daha sonra kendi seyahat çantası ile içerisindeki bir torbanın geldiğini söyledi. Zschäpe’nin avukatı Sturm sorgulama tutanağında ikna etme derken bir transferden bahsedildiğinin yer aldığını, ancak burada şahidin G.’nin bir kumaş torba taşımaya ikna edildiğinden bahsettiğini söyledi. Götzl ancak protokolün dayanak alındığını söyledi. Klemke tekrar Sch.’ye sordu. Sch. G.’nin bir kumaş torba taşımaya ikna edildiğini söylediğini hatırladığı cevabını verdi. Kendisi neden ikna edilmek zorunda kaldığını sormamıştı. Başsavcılık’ın bir kez daha itiraz etmesi üzerine sesini yükselten Klemke Sch.’ye ,G.’ye neden “ikna etme” sözcüğünü kullandığını sormak için bir gerekçe olmadığını mu sordu. Sch: “Eğer tutanakta yoksa gerekli görüp görmediğimi artık hatırlamıyorum.”
Klemke bunun ardından çeşitli ehliyetlerle ilgili soru sordu. G. AX51 numaralı ehliyeti kayıp olarak bildirmişti, ardından AX52 numaralı ehliyeti almıştı, sonra hasarlı AX51 ehliyetini değiştirip yerine AX53’ü almıştı. Klemke ehliyeti veren merkezin konu hakkında soru sorup sormadığınu (örneğin AX51’in kaybolmasıyla ilgili bilgilerin yanlış olup olmağına dair) öğrenmek istedi. Sch. hatırlayamadığını söyledi. Soruşturmacıların ehliyet veren yerdeki kişilere sorup sormadıklarını bilmek istedi Klemke. Bildiği kadarıyla sormuşlardı. Ama hatırlamıyordu, onun için bir kiralama sırasunda bir ehliyetin ortaya çıkmış olması ve G.’nin birini kayıp olarak bildirmiş olması önemliydi.
Klemke bunun ardından G., çantasına kumaş torbayı sokarken Wohlleben’e bir şey söyleyip söylemediğine dair bilgi verdi mi diye sordu. Örneğin “bir şey mi arıyorsun?” diye sormak akla yatkın bir tepki olurdu. Sch. G.’nin bir şeyi taşımaya ikna olmasının onun için yeterli olduğunu söyledi. Klemke bunu soru sorulmamış olduğu oşeklinde yorumlayabilir mi diye sordu. Sch.: “Böyle yorumlayabilirsiniz.” Klemke, G.’nin, silahın doldurulması sırasında ateşli bir silah olduğu kanaatine vardığını belirtmiş olduğunu söyledi. Sch. bunu doğruladı. Klemke, Sch. bir kurusıkı tabanca da doldurulamaz mı diyerek bu kanıyı sorgulamadı mı bilmek istedi. Sch. bunun sorulup sorulmadığını bilmediğini, silah uzmanı olmadığını söyledi. Sch., G.’den silahı tarif etmesinin istenmediğini, bir silah sunumu yapıldığını söyledi. Klemke o halde silah örneği sunumunun hangi temele dayanarak yapıldığını sordu. Federal Savcılık itiraz etti, Klemke itirazı uygunsuz olarak geri çevirdi. Götzl ise soruya izin verdi. Klemke Sch.’nin neden silahın tasvir edilmesini istemediğini sordu. Sch. bir silah örneği sunumu yapmak istedikleri için olduğunu söyledi. Bunun için yetkili bir merkezleri vardı, Savcılık için de yeterli olmuştu bu. Klemke bunun ardından 1 Aralıktaki sorguyla ilgili soru sordu. Tutanakta kısa sorular ve kısa cevaplar olduğundan tutanak tutma şeklinin farklı olup olmadığını sordu. Sch. meslektaşının cevapları formüle ettiğini, gerçekten de kısa sorular ve cevaplar olduğunu söyledi. Klemke içerisinde bir kez “üçlü” sözcüğünün tırnak içerisinde geçtiği tutanaktan alıntı yaptı. G.’nin “üçlüyü” sözlü şekilde de tırnak içine alıp almadığını bilmek istiyordu. Sch., tutanakta nasıl yazılıysa öyledir dedi. G.nin tutanağı tekrar gözden geçirme fırsatı da olmuştu. G.’nin bu sorguyu takip edememesi ihtimalini bilmek istiyordu Klemke. Sch. eğer bunun için geçerli sebep olsa sorgulamayı kesmiş olacağını söyledi. Klemke, Wohlleben’in G.’ye göre takip altında olduğu halde bir silah tedarik edip onu evinde saklamasının Sch.’ye komik gelip gelmemiş olduğunu sordu. Sch. bu ifadenin onun için sadece G.’nin silahı neden teslim etmesi gerektiğine yönelik bir sebep teşkil etmesi açısından önemli olduğunu söyledi. G. Klemke’ye göre, Wohlleben’in silahın transferini üstlenip üstlenemeyeceğini kendisine sorduğunu, çünkü zaten Zwickau’dan geçeceğini söylemişti. Zwickau’nun neden G.’nin yolunun üzerinde olduğunu sormuşlar mıydı? Sch. eğer doğru hatırlıyorsa kızkardeşine gittiğini söyledi. Klemke onun nerede oturduğunu sordu. Sch. Jena’da ya da oralarda bir yerde oturduğunu söyledi ama kesin bir şey söylemek istemiyordu. G.’nin açıklaması onlar için yeterli olmuştu. Klemke Wohlleben’in nerede yaşadığını bilmek istiyordu. Sch., Jena’da yaşamış olduğunu söyledi. Klemke şu durumda ikisinin aynı yerde oturmuş olduğunu belirtti. Sch. yanılmış olduğunu söyledi. G.’nin teslim sırasında nerede oturuyor olduğu sorusuna cevap veremedi, G.’nin taşınmasının 2004 yılında olduğunu düşünüyordu Großloebichau diye bir yer adı ona bir şey ifade etmiyordu. Klemke arada bir Sch.’nin “Madley” dükkanını işleten ve G.’nin olası silah tedarikçisi olduğunu söylediği Andreas K.’nin ifadeleri hakkında bilgisi olup olmadığını sordu. Sch. olduğunu söyledi, Klemke bu kişinin bir silahın Wohlleben’a teslimini doğrulayıp doğrulamadığını bilmek isedi. Sch.’ye göre Andreas S. sanık Carsten S.’e bir silah teslim ettiğini ifade etmişti. Sch.’nin bildiği kadarıyla Andreas S. sadece bu teslimi itiraf etmişti. Klemke bunun ardından G.’nin henüz 1997 yılında Hannover’e taşınmış olduğunu öğrenmek Sch.’yi şaşırtır mıydı diye sordu. Sch. o zaman öyledir dedi. Klemke, Sch. G.’ye Zwickau’nun Jena’dan Hannover’e giden yol üstünde olup olmadığını sormadı mı diye sordu. Sch. yeniden G.’nin kızkardeşine işaret etti. Klemke onun Jena yakınlarında oturduğunu söyledi. Sch. bunu hiç sorgulamadıklarını, G.’nin Wohlleben’a nasıl geldiğini kendisinin de bilmediğini söyledi. Klemke de geçen gün avukat Sturm’un sorduğu gibi boru bombalarının yanabilirliğine dair kullanılan tanıma dair soru sordu. Sch. “yanabilir” terimini kullanmış olabileceğini, ama bunu olanların dozunu arttırmak amacıyla yapmadığını söyledi. Sözkonusu olan G.’nin ifadesiydi ve bu tabir Sch.’nin ağzından öylesine çıkmıştı. Ardından avukat Schneiders’e geldi sıra. Wohlleben’in G.’nin söylediğine göre ortadan kaybolanlar için para toplanmasına neden 2000 yılında son vermiş olduğunun sorulup sorulmadığını bilmek istedi. Sch. hatırladığı kadarıyla Wohlleben için NPD‚deki kariyerinin önemli olduğunu söyledi. G. üçlünün kendisine baskı uyguladığını söylemişti Schneiders’in dediğine göre. Wohlleben’e de baskı uyguladılar mı bilmek istiyordu. Sch.’nin bildiğine göre sorulmamıştı, sadece G. bir kez Wohlleben’i sormuş olmalıydı, o da tutanakta yer alıyordu. Sch.’nin dediğine göre Wohlleben’in G.’nin uyuşturucu kullanımı ve kumar bağımlılığından haberi var mı diye sorulmamıştı. Schneiders, üçlünün 2005 yılındaki ziyaretiyle bağlantılı olarak G.’nin sağ camiadan ayrılmasının konuşulmuş olduğunu söyledi. Aynı bağlamda Basti isimli bir kişiden de bahsedilmişti. Sch. onun kim olduğunu biliyor muydu? Sch. Sebastian S. veya benzer birisinin söz konusu olduğunu sandığını söyledi. Schneiders bu kişi Sebastian W. olabilir mi diye sordu. Sch. bilmiyordu, Sebastian W. isimli bir kişi soruşturulmuştu, ama bu dava için önem teşkil etmiyordu. Ardından Schneiders Sch.’ye, Holger G.’nin telefon görüşme incelemelerinden bir kısa mesaj okudu. Mesajda Basti isimli bir kişi G.’yi İtalya’daki bir Hammerskin festivaline davet ediyordu. Sch. G. ile iddia ettiği camiadan ayrılışındaki çelişkiyle ilgili konuşmadıklarını söyledi. G. sağ camiayla, özellikle de Hannover’den Oliver M. ile yeniden kontakt kurduğunu açıklamıştı. Schneiders bunun ardından bir kez daha G.’nin “beş kişiyle dünya kurtarılmaz” ifadesini sordu. Orada 5 rakamını mutlak şekilde kullanmamıştı. Üçlü, G. ve Wohlleben’dan başka kişilerin söz konusu olup olmadığı sorulmuştu. Tino Brandt’ın da sorulup sorulmadığını bilmek istedi Schneiders. Sch. G.’nin yangını kastettiğinin tutanakta yer aldığını söyledi. Schneiders şiddet tartışmalarında yangının ne rol oynadığını bilmek istiyordu. Sch. kendisi ve Wohlleben’ın şiddete karşı olduklarını ve André K.’nin tarafsız olduğunu söylemiş olduğundan yangının şiddet tarafında değerlendirildiğini düşünmüşlerdi. Şu an Tino Brandt’ın şiddet yanlısı olduğunu düşünüyordu. G.’nin konu hakında bir şey dememesi Sch.’nin bu yargıya varmasına neden olmuştu.
Ardından Thorsten Heise’de bulunan ses kayıtlarına geldi sıra. Sch. 2008 yılında kayıtlardan haberinin olduğunu, Heise’ye karşı yürüttüğü silah davasının CD’lerden dolayı olan bir davanın yan sonucu olduğunu, silahın tesadüfen Heise’nin yatak odasında bulunduğunu söyledi. Schneiders bir silah bulunmasına rağmen Sch.’nin Heise’nin tehlikesiz olduğunu düşünmesinin doğru olup olmadığını sordu. Sch., Heise’nin ifadelerine göre silahın oraya kasti olarak yerleştirildiğini ve Heise’nin davayı da kazanmış olduğunu söyledi. Sch. ses kayıtlarında silahlardan bahsediliyor mu diye sordu. Sch. bir araba yolculuğu sırasındaki bir kaydın bulunduğunu, kaydın çok iyi kalitede olmadığını, sadece kabaca içeriği bildiğini,k onunun para olduğunu ve Heise’nin çok fazla bağırdığını söyledi. Schneiders Sch.’ye kimi yerleri anlaşılmaz olarak işaretlenmiş olan bir transkripsiyon okudu. Burada diğer konularla birlikte diğer kişinin parayla neler yapılabileceği hakkındaki düşünceleri vardı. Tüm federal bölge dahilinde yoğun şekilde silahlanmış kişiler vardı. Sch. Heise’nin burada çok fazla tehditte bulunduğunu ama arkasında bir şey olmadığını söyledi. Heise büyük miktarda parayla dolandırılmıştı ve o kadar tehlikeli olsaydı diğer kişiye de bir şey yapardı. Sch. bunların “laf lakırdı” olduğunu söyledi. Schneiders Sch.’nin konuştuğu kişinin artık yaşamadığından haberi var mı diye sordu. Sch. olaydan haberi olduğunu, bunun bir kaza olduğunu, ama daha sonra açıklığa kavuştuğunu ve Heise’nin bununla bir ilgisi olmadığını söyledi. Sorular üzerine Heise’nin G. için tehlikesiz olduğu konusundaki fikrinin değişmediğini söyledi. Schneiders bunun ardından sorgulama sırasında sorulan ve Chemnitz’li “88’lilerden” bahsedilen bir soru hakkında bilgi almak istedi. “Ma.” ve “Be.” isimli kişiler hakkında bilgi alınmak istenmişti. Sch. isimleri öğrendiklerini ve ardından bu kişilerin soruşturulduğunu söyledi. “Ma.” hala aklındaydı çünkü G. onu erkeklerde bile korku uyandıran şişman bir kadın olarak tasvir etmişti.
Daha sonra Carsten S.’in avukatı Pausch söz aldı. Wohlleben, G. ve Carsten S. arasındaki iddia edilen komplo buluşması konuşuldu. Konuyla ilgili sorunun soru kataloğuna dahil olup olmadığını sordu Pausch. Sch. konuyla ilgili bir belgeye sahip olduğunu söyledi. Pausch, tutanakta şunun yer aldığını söyledi: “G.’nin Böhnhardt’ın ailesine verdiği “teslim olmaktansa kendilerini öldürürler” ifadesine dair sorular.” Bu bir başlıktı. Sch. bunun bir soru kataloğunda yer aldığını söyledi. Ardından Pausch Anayasayı Koruma Dairesi’nin bir notunu okudu. Notta bir muhbir tarafından bu kişinin Ralf Wohlleben ile konuşmaları sorasında üçlü ile ilgili daha çok bilgiye ulaşıldığı kayıtlıydı. Götzl Pausch’un nereye varmak istediğini sordu. Pausch, Carsten S.’in buluşma esnasında orada olmadığını söyledi. Sch. ona okunan notun bu olmadığını, ama S.’nin orada olduğundan emin olmadığını söyledi. Pausch nottan alıntı yapmaya devam etti. Sch. sonrasında okunan yerin ona tanıdık geldiğini, ama o zaman karıştırmış oılduğunu ve düzeltmesi gerektiğini söyledi. Carsten. S.’in Wohlleben’in sağ kolu olmasıyla ilgili olarak G.’ye daha fazla soru sormamışlardı. Daha sonra psikiyatrik bilirkişi Saß söz aldı. Bilmek istedikleri arasında üçlü grupta kimler arasında gerginlik yaşandığı da vardı. Sch. Böhnhardt ve Mundlos arasında gerilim yaşandığını tahmin ettiklerini, aksi takdirde Mundlos’un bıçağına sarılmayacağını söyledi. Götzl bunun ardından Sch.’ye üçlü hakkındaki bilgilere dair bir yeri okudu. Buna göre G. üçlüyle telefonda kendisi konuşana kadar bunları büyük oranda Wohlleben’dan öğrenmişti. Yardım amaçlı konserler olmuş, para André K.’ya gitmişti. Parayı teslim etmesi gerektiğinde bir şekilde olay çıkmıştı ama G. bunu bilmiyordu. Sch., konserler hakkında bilginin kimden geldiğini biliyor mu diye sorulunca artık bilmediğini söyledi.
Avukat Narin, Heise’nin neden G.’ye bir numara büyük geldiğine dair soru soruldu mu bilmek istedi. Sch. sorulmadığını düşünüyordu. Narin Sch.’nin o dönemde sorgu esnasında G.’nin Heise ile daha önceden bağlantı kurduğundan haberi var mıydı diye sordu. Sch. artık tam olarak hatırlamıyordu bunu. Narin, Sch.’nin G.’ye (örneğin André K.’nin Claus Norbruch ile bağlantısı varken) neden Heisei ile bağlantıya geçtiğini sorup sormadığını bilmek istiyordu. Heise ile bağlantı kurmasının ardında başka bir sebep mi vardı? Sch. G.’nin bu bilgiyi verdiğini ve inandırıcı olduğundan daha fazla soru sormadıklarını söyledi.
Götzl bunun ardından Sch.’ye 1 Aralıkla ilgili tutanakta suçlamanın değil cinayete yardım ve yataklık şüphesinin söz konusu olduğunu söyledi. Sch. o halde formülasyonun böyle olduğunu, bunların Dr. Moldenhauer tarafından belirlendiğini söyledi. Ama “suçlama” demiş olduğu ihtimalini tamamen hesap dışı bırakamıyordu. Her ihtimalde G. hemen avukatlarıyla telefon görüşmesi yapma imkanına sahip olmuştu. Ardından bir kez daha avukat Sturm söz aldı. G.’nin silah tesliminin “son kez” olduğuna dair formülasyonu konuşudu. Sch. dün G.’nin pompalı tüfek dolayısıyla başka silahlardan haberi olduğunu söylemişti. Sturm zamansal bir ayrım yapmasını talep etti çünkü silah tesliminin yaklaşık 2001 civarında gerçekleştiği belirtiliyordu, ama pompalı tüfeğin gösterilmesi 2002/2003 yıllarında. Bu da silah teslimi sırasında G.’nin pompalı tüfekten haberi olmadığı ihtimaline tekabül ediyordu. Sch. bunu dün yanlış anladığını söyledi. G. o zamanlar daha başka silah teslimleri hakkında bilgisi olduğuna dair bir şey söylememişti. Böyle bir şeyi bir daha yapmayacağını söylemişti. Sturm Sch.’ye bugün avukat Klemke’ye 25 Kasım 2011’deki sorguya Hachmeister’in inisiyatifiyle ara verildiğini söylediğini, ama dün G.’nin ara verilmesini istediğini söylediğini belirtti. Sch. o zaman G.’nin Hachmeister ile konuşmuş olduğunu söyledi. Sturm, G.’nin Zschäpe’nin şiddet eylemleri konusunda verdiği örnek üzerine, G.’nin kendisinin durum esnasında orada olup olmadığı soruldu mu bilmek istedi. Sch., G.’nin anlattıklarına göre G.’nin orada olduğunu tahmin ettiğini söyledi. Avukat Schneiders Zwickau tren istasyonundan Polenzstraße’ye giden yolun rekonstrüksiyonu sırasında G.’nin Aldi Market’in o zamanlar orada olmadığını söylemesinin ardından marketin ne zaman inşa edildiğiyle ilgili zamansal verilerin sınanıp sınanmadığını sordu. Sch.’nin bildiği kadarıyla yapılmamıştı. Müdahil dava avukatı Kuhn G.’nin bilgilerinin “bir kısmını” Heise’yi ifşa etmek için verdiğini söyledi. Kuhn bilgilerin diğer kısmın ne olduğunun sorulup sorulmamış olduğunu bilmek istiyordu. Sch. G.’yi sakinleştirebilmesinin ardından herşeyi söylemiş olduğunu tahmin ediyordu.
Müdahil dava temsilcisi avukat Elberling Sch.’nin ifadesiyle ilgili olarak 257 numaralı maddeye göre bir açıklama yaptı. Heer, Holger G. konusuyla ilgili daha uzun bir açıklama yapmak istediğini bildirdi. Götzl, açıklamaların bir sonraki salı günü yapılmasını rica etti.
Öğlen arasının ardından saat 13:50’de yeniden yangın soruşturmacısı L. söz aldı ve Frühlingsstraße‚deki yangının fotoğraflarının konuşulmasıyla başlandı. Öncelikle yangın bölgesi A, ardından kedi odası adı verilen oda söz konusu oldu. Burada da bir yatak, yani 1 numaralı uyuma bölgesi ve bir plazma televizyon bulunuyordu. Bir gözetleme kamerasının eskiden bulunduğu yer de görünüyordu. L. bu odada bir yangın merkezi buldu. Resimlerde içinde (aralarında bir video kameranın da bulunduğu) eşyalara bir şey olmayan bir yer dolabının parçaları görünüyordu. Odada L.’e göre içerisinde çeşitli eşyaların bulunduğu bir duvar oyuğu vardı. Veilchenweng yönündeki duvar yangında patlamıştı. Burada da yangın öteki tarafta bulunan eve sıçramıştı. Ardından J bölgesine, yani soldaki banyoya geçildi. Banyonun fayansları tamamen yerinden çıkmıştı. Burada da yukarı doğru bir yanma meydana gelmişti L.’ye göre. L bölgesi ile, kartonpiyer duvarlı koridor ile devam ettiler. Duvarlar L.’e göre kepçe tarafından sökülmüştü ama yangın izleri sayesinde nerede oldukları anlaşılıyordu. Resimlerden birinde yerde duran bir anahtar görülüyordu. Sonra yine kartonpiyer duvarlı bir depo odasına geldiler. Depo diyolardı buraya çünkü çeşitli eşyalar depolanmıştı. Resimlerde açık dolaplar görülüyordu. L. zemindeki ne olduğunu bilmediği bir kırmızı işaretin resmini gösterdi. Sonrasında N. bölgesi ile devam edildi. Burada kepçenin dışarıya bıraktığı enkaz ve orada pazartesinden sonra polis güçlerince yapılan arama söz konusu oldu. İki yüzey oluşturulmuştu, orada her şey incelenmiş ve kullanılabilir olup olmamalarına göre sınıflandırılmıştı. Bulunan silahlar hemen kartonlara konmuştu, çünkü basın arazinin çevresindeydi. Ardından çatı katı ve çatı gövdesi söz konusu oldu. Soldaki evde S.’ye göre büyük yüzeyli bir yangın gerçekleşmişti, çatı tepesinde yangının etkileri şiddetli şekilde görülüyordu. Resimlerde araç gereçler görünüyordu. Sağdaki evde sadece kısmen tesisat deliklerinden gelen is görünüyordu ama burada yangın gerçekleşmemişti. Çatı gövdesinde tepe kısmı yanmıştı. Bir sonraki taslak yangının gerçekleştiği evdeki çeşitli basınç dalgalarını gösteriyordu. Üç tane vardı, en büyüğü spor odasında, bir diğeri yatak odasında ve üçüncüsü de kedi odasında. Ancak numaralandırma zamansal bir dizilim hakkında bir şey söylemiyordu. L. basınç dalgalarının bir bağlantı içerisinde olduklarını düşünüyordu. Daha sonra yangın çıkaran araçların bulundukları yerlerin durumuna geldi sıra. L. arazinin iz takip köpekleri ile iki günde arandığını söyledi.Ardından köpeklerin işaret ettikleri yerlerde bir ölçme aygıtı aracılığıyla ön örnekler aranmış, ardından örnekler alınmış ve incelenmeleri için Eyalet Kriminal Dairesi’ne gönderilmişti. İlk iz restoranın giriş kapılarının alt kısmında giriş katında bulunmuştu. Ama orada yangın izine rastlanmamıştı. Bir resimde on litrelik bir benzin bidonunun yanan evin girişinde durduğu görülüyordu. Ama itfaiye tarafından oraya bırakılmıştı ve öncesinde evin önündeki merdivenlerde duruyordu. Oturma odasındaki yangın izlerini gösteren resimlerden birinde aralarında “Cücelerin İntikamı”nın da bulunduğu kitaplar görünüyordu. Sigorta kutularının, elektronik araçlar ve gaz tesisatının resimlerinden sonra evde bulunan silahların bulundukları yerlere sıra geldi. W01 kodlu silah, bir Radom, yatak odasında bulunmuştu. Şarjörü takılmıştı, kovanları yangın sonrasında yerlerinden ayrılmıştu. Silah Federal Kriminal Dairesi’ne teslim edilmişti. W02 kod numaralı silah bir Erma idi. Açılmış bir duvar kasasında kelepçelerle birlikte bulunmuştu. Kelepçelerin daha sonra gelen yakın plan çekimlerinde L.’ye göre polislerin kelepçelerin tanımlanmasında kullandıkları bir numaralandırma görülüyordu. W03 kodlu silah bir Walther PP idi ve yangın bölgesi G.’deki bir yer dolabının önündeki yangın enkazının orada bulunmuştu. Diğer resimler L bölgesinde kağıt paraların bulunduğu yerleri gösteriyordu. Paraların bir kısmı zeminde bir kısmı raftaydı. Ardından yanan evin çelik kapılar ve alarm tarafından korunan kilerine geçildi. Süt kutuları ve plastik su şişeleriyle dolu bir raf görülüyordu. Ayrıca bir çocuk bisikleti vardı. Resimlerde başka bisikletler ve bir de tekne motoru görülüyordu. Bir çalışma tezgahı, daire testere ve çeşitli araç gereçler de vardı. Resimlerde bunu dışında bir de delikleri olan bir ahşap plaka görülüyordu. Bunlar L.’ye göre kurşun delikleriydi. Kimi resimlerde üzerinde delikler olan bir kontrplak sandık görülüyordu. Benzer bi sandık da N bölgesinde sonradan yapılan bir arama sırasında bulunmuştu ve daha dardı. Sonraki resimler içi polistiren dolu açık sandığı gösteriyordu. Başka bir resim duvara çizilen kilometre, dakika ve çap ölçümlerini gösteriyordu. Sonrakiler de bir yerlerde gizli yerler ya da oyuklar var mı diye araştırılması için Frühlingstraße 26’deki binanın yarısının sökülmesini gösteriyordu. L.’nin dediğine göre binanın diğer yarısı ancak daha sonra Zwickau şehrinin inisiyatifiyle sökülmüştü. Ardından Zwickau Polis Müdürlüğü’nün fotoğrafları geldi. Oradaki garajlar düzenlenmiş, temizlenmiş ve beyaz kağıtla kaplanmıştı. L.’nin dediğine göre tüm izler bulundukları yere göre ayrılmıştı.İzler yangın söndürme suyundan dolayı ıslaktı ve parmak izi ve DNA araştırması için hemen kurumaları gerekiyordu. Daha sonra yayılmış kıyafetlerin, ayakkabıların ve karayolu haritalarının göründüğü kimi resimler gösterildi. Bunun ardından onuncu fotoğraf dosyası tamamlanmış oldu.
Hakim Götzl L.’nin sorgusuna yeniden ara vererek Eylül ayında tekrar gelmesini rica etti. Bugünkü duruşma günü 16:13’te sona erdi.
Avukat Peer Stolle Federal Kriminal Dairesi görevlisinin Holger G.’nin sorgusuyla ilgili sorgulanmasına ilişkin şunları dedi:
“Holger G. hakkınkaki bugünkü sorgudan elde edilen bilgiler yeni değil. Sağ camiada sağlam bir yerinin olduğu dosyalarda net değildi. Olylara kendi katkısını olduğundan azmış gibi göstermeye çalışırssa bu daha önce verdiği ifadelerdeki tavrına uygun düşer. İfadelerinde kısmen bulunan çelişkiler tasvir edilen silah teslimi ve diğer eylemleriyle ilgili anlattığı detaylara inanılmamasına yol açmıyor. Holger G. bunlarla sadece Zschäpe ve Wohlleben’i değil kendisini de ağır şekilde suçlamış oluyor. Üstelik, soruşturma yetkilerinin o zamanlar bilrmediği gerçeklerle. Ancak akla yakın soruların sorulmamış olması Federal Kriminal Dairesi’nin sorgu memurlarının aleyhine.”